YPJ Sözcüsü Ruksen Mihemed, ‘2025 yılında ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla bayrağımızı ve demokratik modernite sistemimizi savunmaya, onun alanını genişletmeye devam edeceğiz’ dedi
Ortadoğu’da “Rojava Devrimi”, tüm dünya kadınlarına ilham olurken, yeni yüzyılın karakterini de belirledi. Devrimin etki gücü ise hiç kuşkusuz DAİŞ’e karşı mücadele veren kadınlar oldu. Siyaset, ekonomi ve savunma başta olmak üzere yaşamın her alanında inşaya dahil olan kadınlar, Özerk Yönetim’deki temsiliyeti yüzde 52’ye yükseltti.
Kürt, Arap, Ermeni, Türkmen, Süryani ve Çerkez kadınlar, buluştukları Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) ile etraflarını saran erkek egemenliğin zincirlerini kırdı. YPJ Sözcüsü Ruksen Mihemed, savaşların tırmandırıldığı yüzyılda kadın ordulaşmasının ve özsavunmanın önemine dair konuştu.
‘Mücadele ve direniş güçlenmeli’
Erkek devlet zihniyetinin Mirabal Kardeşler’den Sakine Cansızlara kadar kırım politikasını sürdürdüğünü belirten Ruksen Mihemed, “Kadına dönük kırım politikalarının erkek devletlerin tüm dünyada uyguladığı bir politika olduğunu biliyoruz. Kadınların, cinayetlerin yanı sıra özel savaş politikalarıyla da hedef alındığının farkındayız. Kadın şahsında demokrasi, adalet ve bir aradalığı katletmek istiyorlar. Buna karşı kadınlar sadece 25 Kasım’da değil, şiddetin erkek zihniyetin neden hedefi olduğunun bilincinde olarak mücadele ve direnişi güçlendirmelidir” diye belirtti.
‘Kadın yaşamın kaynağı’
Erkek zihniyetin kadını neden hedef aldığına dair konuşan Ruksen Mihemed şunları belirtti: “Çünkü kadın yaşamın kaynağı. Demokrasiyi, barışı getirecek olan kadınlardır. Bu yüzden de bir toprağı parçalamak ve bölmek isteyenler, demokrasiyi, adaleti yok etmek isteyenler kadınlara saldırır, onları hedef alır. Bugün devrim, demokrasi, barış, adalet, özgürlük, kültür ve dilden bahsedebiliyorsak tüm bunlar kadın eliyle yapıldı. Eğer öz savunma gibi bir politikamız olmazsa her gün saldırının arttığı bir süreç yaşamış olur ve yok oluş ile karşı karşıya kalırız” dedi.
Özsavunma
Özsavunmanın önemine değinen Ruksen Mihemed, “Bu yüzden kendini savunmak en önemli şeylerden biridir. Eğer özgür kadın, toplum ve yaşam iddiamız varsa, bunun için kendimizi korumamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Kadınların yeni düzende öz savunma temeli yaşamda yer almaları gerektiğini söyleyen Ruksen Mihemed, öz savunma düzeyinin korunmaması halinde sömürgeciliğin giderek yaygınlaşacağını ve derinleşeceğini vurguladı.
Türkiye’de erkek-devlet saldırıları
Son yıllarda kadın katliamlarının arttığı Türkiye’de özellikle kadın kazanımlarının hedefte olduğunu söyleyen Ruksen Mihemed, “Türkiye’nin kadın katliamları noktasında geldiği nokta gözler önünde. Bu neyi temsil ediyor? Türkiye’nin geldiği vahşi düzeni temsil ediyor. Kuzey Kürdistan’da her gün kadınlar katlediliyor. Eşbaşkanlık gibi kadın temsiliyeti hedef alınıyor. Bununla birlikte aslında kadın temsiliyeti, kadının siyaset alanında var olma politikası hedef alınıyor. Erkek-devlet aklı bu saldırılarla baki kılınmaya çalışılıyor” dedi.
‘Jin jiyan azadî’ felsefesi
Kadınlara karşı geliştirilen kırım ve yok etme politikalarına karşı “Jin jiyan azadî” felsefesiyle hareket edeceklerini belirten Ruksen Mihemed, kadın yüzyılı iddialarını bir kez daha yineledi.
Ruksen Mihemed şöyle devam etti: “Savaş politikalarının panzehri kadın mücadelesi ve özgürleşmesidir. Demokratik modernite reçetesiyle ataerkil sistemi tüm dünyada yok olacaktır. Özgür ve barış içerisinde yaşamak isteyen her bireyin yönünü vereceği yegane reçetedir. 2025 yılında ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla bayrağımızı ve demokratik modernite sistemimizi savunmaya, onun alanını genişletmeye devam edeceğiz. Örgütlülüğümüzü derinleştirerek, nerede şiddet gören, yok olma politikasıyla karşı karşıya olan bir kadın varsa mücadele etmeye devam edeceğiz. Örgütlenmek tüm kadınlar için öz savunmadır.”
Haber: Ceylan Şahinli / MA