Varto Doğa, İnanç ve Kültür Festivali’nde lokmalar pay edildi, Şêx Seîd’in yakalandığı yerde açıklama ve panel düzenlendi. Şêx Seîd’in torunu Kasım Fırat, ‘Dedem, Kürt halkının kendi inancı ve kültürü içinde yaşamasını isterdi’ dedi
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) ile Hızır Mekânı ve Doğa Koruma Derneği tarafından düzenlenen 2’nci Varto Doğa, İnanç ve Kültür Festivali’nin ilk gün yapılan buluşmaların ardından dün Tujik Baba ve Qalo Sıpi ziyaretlerine gidilerek lokmalar pay edildi. Ardından Şêx Seîd’in yakalandığı yerde açıklama ve panel düzenlendi.
‘İtikamize sahip çıkacağız’
Qalo Sıpi ziyaretinin harabe halde olduğunu söyleyen Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, “Ocağımızın filizlenmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Bizi mutlu eden tek bir şey var o da bu topraklarda bu inanç kaybolmayacak. Kendi yolumuza ve itikatimize sahip çıkacağız” dedi.
‘Dedem, Kürt halkının kendi inancı ve kültürü içinde yaşamasını isterdi’
Ardından Şêx Seîd’in yakalandığı Mûş yolu üzerinde yıkılan Abdurrahman Paşa köprüsünde açıklama yapıldı. Açıklamaya Şêx Seîd’in torunu Kasım Fırat ile Demokratik Alevi Dernekleri eş genel başkanları ve üyeleri katıldı. Dedesinin bulundukları yerde kendisine ihanet edenler tarafından ele verildiğini söyleyen Fırat, “Dedem Kürt halkı arasında asla ayrım yapmadı. Farklı inançlarda, mezheplerde olan Kürtler arasında ayrım yapmadı. Dedem ve sonrasında yakın akrabalarım bütün hayatını dört parça Kürtlerin özgürlüğü için harcadı. Dedem, Kürt halkının kendi hukuku, inancı ve kültürü içinde yaşamasını isterdi. İstedikleri doğal bir talepti fakat Kemalist rejim, bu talebe katliamla karşılık verdi. Bizler evlatları ve davasına inananlar olarak Kürtlerin dört parçada birlik olunması taraftarıyız” dedi.
‘Mücadeleyi sonsuza kadar devam ettireceğiz’
İhanetin ve direnişin olduğu topraklarda olduklarını belirten DAD Eş Genel Başkanı Musa Kulu ise, “Bu ülkenin dilini, kültürünü, hakikatini parça parça ele geçirip en son Seyit Rıza ve arkadaşlarının Elazığ’da idam edilmesi tarihin son halkası olarak düşünülebilir. Biz bu topraklarda kendi halkı için mücadele veren Şêx Seîd’in yakalandığı yerde saygıyla anıyoruz. Bizler de onların düşüncelerini yaşatacağımıza söz veriyoruz. Onlar baş eğmediler ama onların ardılları da kendi halkı, dili ve kültürü için bu mücadeleyi sonsuza kadar devam ettireceğiz” diye konuştu.
‘Zaman, mekân, doğa ve inanç’ paneli
“Zaman, mekân, doğa ve inanç” adıyla düzenlenen panelin moderatörlüğünü Fatma Mallkoç yaparken, Şıh Çoban Ocağı’ndan Zeynel Kete, Ağuçan Ocağı’ndan Selda Güneş, Prof. Dr. Şükrü Aslan, FEDA’dan Mahmut Ütebay, Mele-Seyda’dan Emin Ay, Derviş Beyaz Ocağı’ndan Hazır Ali Beyazyıldırım ve ekolojist Çetin Güzel ise konuşmacı olarak katıldı.
‘Dersim’de yaşananalar da bir jenosittir’
Alevileri camiye, kiliseye ve sinagoga sokamayanlar tarafından uzun yıllar hakaretlere uğradıklarını ifade eden Ağuçan Ocağı’ndan Selda Güneş, “İktidarların bütün katliamlarına rağmen inancımızı yaşatıyoruz. Şengal bir jenosittir ama aynı zamanda Dersim’de yaşananalar da bir jenosittir. Her ne kadar görmezden gelinmeye ve başka bir anlam yüklenmeye çalışılsa da Dersim’de Kürt ve Alevi insanlara karşı bir soykırım olduğunu tanımlanması gerekiyor. Dertlerimizi halının altına süpürerek gerçeklerle yüzleşmeyiz” diye belirtti.
‘Alevi köyüne zorla cami yapamazsınız’
“Alevi köyüne zorla cami yapamazsınız” diyerek sözlerine başlayan Mele-Seyda’dan Emin Ay, “Ne kadar da Müslümanların ibadet yeri olarak camileri anlatsan da, yapmak istenilen Müslümanlar adına Alevileri soykırımdan geçirmektir. Sadece kendi inançlarını yaşadığı için bir topluma saldıramazsın” diye konuştu.
‘İkrarından dönen bizden değildir’
Şıh Çoban Ocağı’ndan Zeynel Kete ise, “Zulüm altına alınan her mekânımız ve asimilasyona tabi tutulan toplumumuz, sonuç olarak ikrarımıza darbedir. İnancımız asimile edilmek isteniyorsa, bir nedeni vardır. Bir toplum ikrarsız ve ocaksız kaldığı zaman köksüz kalır. İkrarından dönen bizden değildir” dedi.
Ocak geleneği
Bütün Alevi süreklerinin ortak noktasının ocak sistemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şükrü Aslan, “Ocak sistemi muhteşem bir sosyolojidir. Yazılı bir belge olmamasına rağmen ocak geleneği toplumu yüzyıllardır bir arada tutmuştur. Alevi inancının içinde ocak geleneğini çıkarırsanız, Alevi inancı çöker” diye konuştu.
Festival bugün ziyaretlerle devam edecek.
MÛŞ