DEM Parti Ankara İl Örgütü’nün düzenlediği söyleşide konuşan Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz, ‘Türkiye’de sendikalaşma oranı yüzde 10 civarında. Toplu iş sözleşmesi ise yüzde 8 civarında’ dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ankara İl Örgütü, 1 Mayıs dolayısıyla parti binasında film gösterimi ve söyleşi düzenledi. Siyaset Bilimci Şebnem Oğuz’un konuşmacı olduğu “2000’li yıllarda neoliberal politikalar ve emek” başlıklı söyleşinin ardından “He Bû Tune Bû” adlı filmin gösterimi yapıldı.
‘Emeğe saldırı politikaları’
Oğuz, 2000’li yıllardaki neoliberal politikaların 1980’li yıllarda başlayan emeğe saldırı politikalarının bir devamı olduğuna işaret ederek, “80 ve 90’lı yıllar boyunca bu politikalar uygulandı. 2000’li yıllardan itibaren ise bu düşük ücret politikasına yeni mekanizmalar eklendi. Çok sayıda eklenen mekanizmalarla özellikle esnekleşme, güvencesizleşme gibi mekanizmalar 2000’li yıllardan itibaren daha hızlı bir şekilde uygulandı. Tabi ki burada özellikle 2008 krizine kadar hükümetin elinde yine de emekçilere bir ölçüde taleplerini karşılayabilecek bir mekanizma vardı o da dışarıdan gelen sıcak parayla karşılanıyordu. Dışarıdan sıcak paranın gelmesinin sebebi neydi; 2008 krizinden sonra Amerika’nın kendi merkez bankası sıfır faiz politikası uygulamıştı. Oldukça düşük bir faiz bile olsa bir ülkede Amerika’da 0 faiz olduğu için, o ülkelere sıcak para aktı. Dolayısıyla da Türkiye’de de çok uzun süre düşük faize dayanan politikalar uygulanabildi ve böylece de emekçi kesimler gelirlerindeki düşüşe rağmen düşük faizli krediyle borçlanıp tüketim seviyelerini sürdürebildiler” ifadelerini kullandı.
‘Gelir eşitsizliği ve enflasyon yükselişe geçti’
Merkez Bankaları Sistemi’nin (FED) yüksek faiz kararı almasıyla beraber ise bu mekanizmanın 2013’te giderek ortadan kalkmaya başladığını belirten Oğuz, “Yoksullaşma, gelir eşitsizliği giderek derinleşmeye başladı. En son 2018 kur krizinden sonra da bugün geldiğimiz enflasyon tırmanışa geçti ve günümüzde de halen bu sürecin etkilerini yaşıyoruz. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) gelir dağılım raporuna göre gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisiyiz. Son gelişmelerle beraber asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğini görüyoruz. Yani bu ne demek aslında; asgari ücretten yüzde 20 fazla alan ve yüzde 20 düşük alan asgari ücret komşuluğu denilen bir terim kullanılıyor. Bu kesim aşırı derecede büyüdü. Yani herkesin geliri asgari ücrete yaklaştı. 2002’de bu asgari ücret komşusu dediğimiz kesim yüzde 39 iken 2022’de yüzde 54’e yükseldi. Tabi ki örgütlüde olmadığı için bu kesimler birden bire kendilerini o eski harcadıkları pozisyonlarını kaybetmiş halde buldular” diye konuştu.
‘Sendikalaşma oranı yüzde 10′
Oğuz, devamla şu ifadelere yer verdi: “En fazla etkilenen kesimler bildiğiniz üzere emeklilerdir. Emekliler enflasyon karşısında çok büyük kayıplara uğradılar. İşsizlik beklendiği gibi çok arttı. Şu anda Türkiye’de sendikalaşma oranı yüzde 10 civarında. Toplu iş sözleşmesi ise yüzde 8 civarında ama ilginç bir şekilde iktidar yanlısı sendikalarında üye sayısı artmış. Yani mesela Memur Sendikaları Konfederasyonu’nun (Memur-Sen) üye sayısı artışı 2002’de yüzde 6’den 2020’de yüzde 58’e yükselmiş.”
ANKARA