Suriye yıllardır İran’ın oluşturduğu Şii ekseninde görülse de, iktidarı 50 yıldır elinde bulunduran Esad ailesi Şii değil, Alevidir. Anadolu ve Arap Alevileri, sadece Sünniler tarafından değil, Şiiler tarafından da ayrımcılığa maruz kalıyor
Hüseyin Aykol
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa, eski Osmanlı İmparatorluğu eyaleti Suriye’nin kuzey kısmı üzerinde bir manda edindi. Fransızlar, 1946’da bağımsızlık mücadelesine kadar bölgeyi yönetti. Yeni ülke siyasi istikrardan yoksundu ve bir dizi askeri darbe yaşandı.
Suriye, 1958’de Birleşik Arap Cumhuriyeti’ni oluşturmak için Mısır ile birleşti. Ancak bu birliktelik 1961 yılında sona erdi. Ardından Suriye Arap Cumhuriyeti yeniden kuruldu. Bununla birlikte Arapların İsrail’e karşı başlattığı tüm savaşlarda Mısır ile birlikte Suriye hep birlikte tavır aldı.
Sosyalist Baas Partisi üyesi Hafız el Esad, 13 Kasım 1970’de kansız bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. Bir yıl sonra yapılan halk oylamasıyla cumhurbaşkanı seçilen Hafız Esad, 10 Haziran 2000 günü ölümüne dek ülkeyi yönetti. Kendisi bir Alevi olsa da, iktidarını Sünnilerin zenginleriyle paylaştı.
Hafız Esad’ın ölümünün ardından oğlu Beşar Esad, babasının yerine cumhurbaşkanı seçildi. Onun döneminde siyasi rejimde kimi reformlar yapılmaya çalışıldı. Dahası 1976’dan bu yana Lübnan’da bulunan Suriye askerleri, 2005 yılında geri çekilmek zorunda kaldı. Beşar Esad, 2007 yılında tekrar cumhurbaşkanı seçildi.
İç savaş başlatılıyor
Suriye’deki Sünni çoğunluğun yıllar boyu yaşadığı baskılar, 2011 yılından itibaren ABD öncülüğündeki Batı tarafından kaşındı. Gösteri ve şiddetli huzursuzluklar tüm ülkeye yayıldı. Suriye’ye yönelik Batı müdahalesine neredeyse 130 devlet müdahil olurken, Esad rejimi muhaliflerin ele geçirdiği yerleri Hizbullah güçlerinin ve ardından Rusya’nın hava gücünün yardımıyla geri aldı.
Türkiye, 2016’dan bu yana Suriye’nin kuzey sınırındaki toprakları ele geçirmek için üç büyük çaplı askeri operasyon gerçekleştirdi. Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu ve Türk güçleri altında örgütlenen bazı güçler, 2018’den bu yana Halep ilinin Efrîn bölgesi ile Türkiye sınırı boyunca kuzeybatı Suriye’nin kontrolünü elinde tutuyor.
Türkiye dahil Batı’nın terörist örgütler listesinde bulunan Heyet Tahrir eş Şam (eski adıyla El Nusra Cephesi) Suriye’nin İdlip ilinde üslenen cihadist İslamcı güçler arasında öne çıktı ve İdlip ile çevresini 2017’den beri yönettiler. 27 Kasım 2024 günü harekete geçip, Halep’in kontrolünü ele aldılar.
HTŞ, daha sonra Hama ve Humus’un; en sonunda 8 Aralık 2024 günü başkent Şam’ın kontrolünü ele geçirdi ve Esad ailesinin Baas rejimini devirdi. Eski cumhurbaşkanı ve ailesi, kendilerine siyasi sığınma hakkı verilen Moskova’ya kaçtı. Baas rejimi Suriye’yi 50 yıldan fazla bir süredir yönetiyordu.
Suriye’de etnik ve dini yapı
Suriye’nin nüfusu son sayıma göre 24 milyon civarında. Ancak bu nüfusun çok önemli bir bölümü (8-10 milyon kişi), Türkiye, Lübnan, Ürdün, Mısır ve Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere birçok ülkeye göç etmiş durumda ve önemli bir bölümünün de Suriye’ye geri dönmesi beklenmiyor. Avrupa ve hatta Amerika’ya göçenlerin büyük bir bölümünün ise Hristiyan Suriyelilerin oluşturduğu tahmin ediliyor.
Etnik yapı: Halkın yüzde 80’i Arap, yüzde 10’u Kürt, yüzde 4-5’i Türkmen ve yüzde 5-6’sı ise diğerleri…
Dini yapı: Halkın yüzde 74’ü Sünni İslam, yüzde 13’ü Arap Alevisi yani Nusayri, yüzde 10’u Hıristiyan ve yüzde 3’ü Dürzi…
Diller: Arapça (resmi), Kürtçe, Ermenici, Aramice, Çerkesçe, Türkçe, Fransızca ve İngilizce…
Arap Alevileri veya Nusayriler
Arap Alevileri veya Nusayriler, çoğunlukla Suriye ve Lübnan bölgesinde yaşayan, dini ve etnik bir topluluktur. Şiiliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan bir Galiyye kolu olduğu düşünülmektedir. On iki imamcı mezhebin ilk imamı olarak saygı duyulan Ali bin Ebu Talib, Alevi inancının bazı yorumlarında ilahi bir varlık olarak görülmektedir. Grubun 9. yüzyılda İbn Nusayr tarafından kurulduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle Alevilere “Nusayri” de denilmektedir; ancak bu ifade günümüzde topluluğa mensup kişilerce pek tercih edilmiyor.
Aleviler, Suriye sahilinde ve sahile yakın kasabalarda baskın dini grup olmakla birlikte, bu bölgelerde Sünniler, Hıristiyanlar ve İsmaililer ile bir arada yaşamaktalar. Bu dini grup, Türkiye’deki farklı bir dini mezhep olan Anadolu Alevileri ile sıklıkla karıştırılmaktadırlar. (Hıristiyanlığın en küçük mezheplerinden biri olan Nesturiler ile karıştırılması ise skandal düzeyinde bir yanlıştır.)
Arap Alevileri kendilerini ayrı bir etnik-dini grup olarak tanımlarlar. Kur’an başlıca kutsal kitap ve metinlerden biri olarak kabul edilir. Alevi teolojisi ve ritüelleri, ana inanç Şii İslam’dan birkaç önemli hususlarda ayrılmaktadır. Örneğin, bazı Arap Alevi ritüellerinde şarap içilmektedir ve alkollü içecekler hakkında bir yasaklama yoktur.
Klasik Sünni ve Şii teologlar tarafından inançsız olarak kabul edilen Aleviler, Osmanlılar, Abbasiler, Memlükler ve diğer çeşitli Müslüman imparatorlukları altında baskı veya zulüm dönemleriyle karşı karşıya kalmışlardır. 1920’de Fransız mandasının kurulması, Alevi tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. Fransızlar, azınlıkları kendi silahlı kuvvetlerine dahil etmiş ve azınlıklar için Alevi Devleti gibi özel bölgeler oluşturmuşlardır.
Alevi Devleti daha sonra dağıtılmış; ancak Aleviler Suriye Silahlı Kuvvetleri’nde ve daha sonra Arap Sosyalist Baas Partisi’nde önemli bir rol oynamaya devam ettiler. Hafız Esad’ın 1970 darbesi sırasında iktidarı ele geçirmesinden sonra, Arap Alevileri Baas rejiminin etkisiyle daha da laik bir yaşamı tercih ederek geleneksel dini kimliklerinden epeyce uzaklaşmış bulunuyorlar.
Dürziler: İki arada bir derede
Dürziler İslamiyet ile Hıristiyanlık arasında kalmış bir topluluktur. Kabaca tanımlayacak olursak; İslami inançtaki Allah ile Hıristiyanların Tanrısı aynı ilahtır. Bu yüzden, kendilerine ‘birleştiriciler’ derler. Dünyadaki 3 milyona yakın Dürzi’nin küçük bir bölümü de Suriye’nin güney kesiminde yaşar. Lübnan’daki Dürziler ise ülke yönetiminde önemli roller oynamaktadır.
Dürzilik 11. yüzyılda, Şii mezhebinin bir kolu olan İsmaililik içinden doğdu. Dürziliğin adı, Orta Asya kökenli din insanı Muhammed bin İsmail el-Derezi’den geliyor. Muhammed bin İsmail el-Derezi Mısır’daki Fatımi Halifelerinden El-Hakim’i Tanrı’nın cisimleşmiş hali olarak görüyordu. Dürziler baskı görmeyi engellemek için yüzyıllar boyunca dinlerini, sır tutarak yaşadılar.
Tanrının cisimleşmiş hali olarak görülen El-Hakim, 1021’de gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Dürziler, onun kıyamet günü, evrensel adaleti sağlamak üzere yeniden ortaya çıkacağına inanıyor. Dürzi inancının ana esaslarının çok az bir kısmı kamuya açıktır, inanç esaslarının çoğu herkesten saklanır. Bu biraz da uzun süre inançlarını saklamaları yüzünden gelişmiştir.
Suriye’deki Hıristiyanlar
Ülkede yaşayan halkların yüzde 10’unu Hıristiyanların oluşturduğu belirtiliyor. İç savaş sonrası ülkeden göç edenler arasında Hıristiyanlar da bulunuyor ama çok daha yoğun göç yaşanmamasının önünde Rojava’da sağlanan çatışmasızlık ortamıydı. Rojava’da Kürtler, Araplar ve en önemlisi de Hıristiyan azınlıklar bir arada yaşamanın tadını çıkarıyor.
Suriye’deki Hıristiyanların çoğu Ortodoks olsa da, belli bir oranda Nesturi bulunuyor. Suriye’deki Nusayrilerle karıştırılan Nesturiler, Hz. İsa’nın hem tanrı hem de insan olduğuna inanır. Nesturilik, 428-431 yılları arasında Konstantinopolis (İstanbul) Patriği Nestorius’tan gelir.
Nestorius’un görüşleri Batı ve Doğu Roma kiliselerinde yoğun tartışmalar doğurmuş ve nihayet 431 yılında Efes’te toplanan Birinci Ekümenik Konsil Nestorius’u sapkın ilan ederek aforoz etmiştir. Bu olayı izleyen yıllarda Nestorius taraftarları özellikle Anadolu ve Suriye’de yoğun takibata uğramıştır.
Nesturiler kendilerini Nesturi yerine Asuri, Doğu Kilisesi veya Doğu Asurileri şeklinde anmayı tercih ediyorlar. Tarihi merkezleri Irak’ın Musul ve İran’ın Urmiye kentlerindedir. Türkiye’de 1915-24 yıllarına dek Nusaybin, Siirt ve Hakkâri yöresinde önemli bir Nesturi topluluğu vardı.
Kuzey Mezopotamya Asuri toplumunun büyük bir bölümü 16. yüzyılda Papa’nın üstünlüğünü kabul ederek Katolik Kilisesi ile birleşmiştir. Katolik sayılan bu Asuriler Keldani adıyla tanınır.
*
YAKIN SURİYE TARİHİ
Suriye Arap Krallığı…….: 8 Mart 1920
Fransız Mandası Suriye: 1 Ocak 1925
- Cumhuriyet Suriyesi: 14 Mayıs 1930
Mandadan bağımsızlık: 17 Nisan 1946
BAC’dan ayrılık………….: 28 Eylül 1961
Baas Rejimi başlıyor…: 8 Mart 1963
Hafız Esad darbe yaptı: 13 Kasım 1970
Beşar Esad seçildi……: 17 Temmuz 2000
Suriye iç savaşı başladı: 15 Mart 2011
Baas rejimi çöktü…….: 8 Aralık 2024