Yazan insanların dili piyasa dili olduğunda inanç yitirimi yaşanabiliyor. İncelikten ve nezaketten uzaklaştırıcı hiçbir enerji yükünü kabul etmeyelim doğamıza dostlar
Ahmet Güneş
Şiir yazan da okuyan da pek görünmez bazen. Öyle ki biri diğerinin yerine de geçebiliyor. Şiir bir aynadır diye düşünürüm hep, nereden ve nasıl baktığına göre değişiyor. Bir dize yıllar sonra aklına düşer insanın, başka yere götürür. Bir zamanlar şairlere kâhin bile denilmiştir, felsefeye cevap, soru da bulmuştur.
Şiire dair ne varsa şaire ve okura göre yeni anlamlar çıkarabiliriz. Biz de bu söyleşide şairlere sorular sorduk. Bu söyleşi dizisinde şairler şiirden ve şair olmaktan, bir de başka konulardan bahsediyor. Söyleşi dizimizin bugünkü konuğu Sultan Gülsün. Kendisi 2020 yılında şiirleriyle Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir Ödülü ve Yılmaz Güney Ödülü’ne değer görüldü. Gülsün, birçok fanzin ile dergide yazılar ve şiirler yazmakla birlikte aynı zamanda bir ekoloji aktivisti. Ekopoetik imgeler ve çağrışımları şiirlerinde işleyen Gülsün’ün Lillipütyen adlı ilk şiir kitabı Manos Kitap tarafından yayımlandı. Söz ve cevap şair Sultan Gülsün’de.
* Şu sıralar neler yapıyorsun? Var mı çalıştığın bir kitap?
Şimdilerde yazdığım duyu dökümlerini vaktin uygunluğu dahilinde paylaşıyorum. Daha önce de dile getirdiğim noktalardan biriydi, kitabının çıkması yazan insanlar için gurur vericidir hatta benim için ebeveynleştirici etkisi olduğunu bile söyleyebilirim. Ancak ne olursa olsun ekonomik anlamda emekçilere ulaşamayan bir kitabımın olması beni mutlu etmeyeceği için insanların bedelsiz okuyabileceği fanzinlerden, elden ele dolaşabilecek dergilerden ya da internetteki sanat sayfalarından istendikçe yazdıklarımı iletiyorum. Onun haricinde kendi üretim alanıma dönüşen blog sayfasında paylaşıyorum ki ulaşmak isteyen dostlar ulaşabilsin.
* Yazarlara, şairlere ve yayınevlerine sık sık sorulur. Biz de geleneği bozmayalım. Şiir okunuyor mu?
Eylemlerdeki sloganlar oldukça başarılı olduğuna göre bence şiir okunuyor. Bu cümleyi kurarken bile gülümsedim. Şiir her yerde, en çok da direnende.
Edebiyat söz konusu olunca görünürlük bazen eza bazen de sefa getirir. Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
Görünürlük kavramını varlık sürdürümü olarak nitelendirirsek rasyonel biçimde dile alışılmışlık ve tanış olunmuşluk anlamına da gelecektir. Toplumsal olarak bu coğrafyalarda tanış olunmuşluğa teşnelik var. Sanat ve kültürel anlamda geçirimliliği etkiliyor bu nokta.
* Şiirlerin hakkında gelen ve seni etkileyen bir yorum sorsam? Gülünç de olabilir, övücü de, yaralayıcı da. Sen seç.
Yorumların içeriğinden bağımsız olarak hepsi beni etkiliyor çünkü iletişim kuruluyor. İçlerinden herhangi bir tanesini spesifik olarak ayıramıyorum, aldığım dönüşler aynı konuda yoğunlaştığı için. Okurken sözlüğe bakma ihtiyacı hissedildiğinden yoğunlukla bahsediliyor mesela. Bunu duymak benim hoşuma gidiyor. Şiirlerde Kürtçe, Türkçe, Fransızca, İngilizce kelimeler yer alıyor ve ben çok dilliliği şiirlere çekebilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bir yandan da biliyorum ki okuduğum kitaplardan bilmediğim kelimeleri öğrendiğimde büyük başarıya imza atmışım gibi hissederdim, o yüzden okuyan dostlarım da bu hissi yaşıyorlarsa pek âlâ benim için.
* Bu söyleşiyi okuyanlara hangi şairleri önerirsin?
Şiirlere tesadüfen rastlamanın daha kıymetli olduğunu düşünüyorum reçete hazırlamaktan ziyade. Rast gelsin diyerek ekopoetik şairlerle tanışmayan dostların tesadüfüne birkaç şiir emekçisinin ismini emanet edeyim. Son dönem şiir okumalarıma güç katan isimler aynı zamanda. Tanışanları şen olsun dilerim. Wislawa Szymborska, Jane Hirshfield, Müslüm Yücel.
* Son olarak ne söylemek istersin?
Yazan insanların dili piyasa dili olduğunda inanç yitirimi yaşanabiliyor. İncelikten ve nezaketten uzaklaştırıcı hiçbir enerji yükünü kabul etmeyelim doğamıza dostlar. Vaktinizi ve zihninizi bu diyaloğa ayırdığınız için teşekkür ederim.
Kimdir?
8 Ocak 1997 tarihinde dünyaya geldi. Çevre Mühendisi ve iş güvenliği uzmanıdır. 2013 yılında İzmir American Collegiate Institute & Felsefeciler Derneği’nin felsefi deneme yazma yarışmasına Bursa birincisi olarak katıldı. 2015 yılında ise Ali İsmail Korkmaz Eğitim Vakfı’nın Barış konulu şiir yarışmasında şiiri ilk beşe girdi. 2020 yılında Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir Ödülü’ne değer görüldü ve Lillipütyen adlı şiir dosyası Manos Kitap & DİSK Gıda-İş tarafından kitaplaştırıldı. Yine 2020 yılında gerçekleştirilen 3. Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Türkçe şiir dalında Yılmaz Güney Ödülü’ne değer görüldü.
YARIN: Çayan Okuduci