Tıpkı LGS’de olduğu gibi halk kitlelerinin karşısında tek bir sınav bulunmaktadır. Halklar ya bu havuz problemini çözüp kendi geleceklerinin yolunu açacakları ya da kaybedecekleri bir tercihle yüz yüze kalmıştır
Bir milyona yakın ortaokul öğrencisi 2 Haziran Cumartesi azap dolu bir sınava girdi. Daha çocukluktan çıkarken gençler ağır stres yükü altında neredeyse bütün geleceklerini belirleyecek olan tek bir sınava girdiler. Üniversiteye geçiş sınavlarında başarısız olunması durumunda bir dahaki senelerde tekrar tekrar sınava girme, hatta okurken bile sınava girip okul değiştirme şansı var. LGS de üniversiteye geçiş sınavlarından farklı olarak öğrencilerin tek bir şansı var. Bütün geleceklerini belirleyecek tek şans ya iyi bir lise kazanıp iyi bir üniversiteyi kazanma şansı arttıracaklar ya da bu şansı muhtemelen toptan yitirecekler.
Sınav sonrasında yapılan bütün açıklamalarda özellikle matematik sorularının çok zor olduğu belirtildi. Matematik neredeyse okul sıralarını aşındırmış herkesin korkulu rüyasıdır. Öğrencilerin en korkulu matematik sorularını havuz problemleri oluşturmuştur. Problem aslında basit bir mantık kurgusuna yaslanmaktadır. Yukarıdan akan birden fazla musluk havuzu doldurmaya çalışırken havuzun altında açılan bir musluk ya da delik suyu boşaltmaktadır. Soru havuza akan ve çıkan suyun birim oranını verdikten sonra havuzun nasıl dolacağına dayanır.
24 Haziran seçimleri Türkiye halklarına gerçeklikte basit ama görünüşte karmaşık zor bir havuz sorusuyla yüz yüze bırakmıştır. Seçime gidilirken ülke 16 Nisan referandumunda olduğu gibi neredeyse ortadan ayrılan iki büyük bloğa bölünmüştür. Bir tarafta Türk, Sünni, Erkek, Faşizan bir devletin kurumsallaşmasını, OHAL’in ağırlaşarak olağan ve sürekli hale getirilmesini savunan cumhur bloğu, öte yanda temel hedefi Saray’ı durdurmak, faşizan kurumsallaşmayı engellemek olan geniş halk kitleleri duruyor. Saray karşısındaki güçler iki büyük parça halinde hareket ediyor. Parçalardan birisini baraj meselesini sıfırlayarak Millet İttifakı adını almış olan ve büyük oranda liberal sağ bir restorasyonu savunan büyük parça oluştururken diğerini Türkiye Sosyalist Hareketi’nin çok büyük bir kısmını, düşmanlaştırılmış bütün kimlikleri çatısı altında toplamış Türk ve Kürt halklarının mücadele birliğini oluşturmayı büyük oranda sağlamış olan HDP oluşturuyor. Millet ittifakının aksine HDP’nin tepesinde baraj problemi demoklesin kılıcı gibi sallanıyor.
Saray, HDP’yi barajın altında bırakmak ve HDP’nin normal bir seçimde kazanacağı milletvekili sayısını kendi hanesine yazmak için uğraşıyor. Tıpkı sınavın adaletsizliği gibi Saray da halk kitlelerini karmaşık görünen bir havuz problemiyle karşı karşıya bırakırken, kendisi basit bir aritmetik hesap yapıyor; HDP baraj altında kalırsa HDP’nin çıkarması gereken en az 60 milletvekili Saray’ın hanesine yazılacak, Saray Meclis’te istediği çoğunluğu sağlayacaktır. Aksi durumda HDP 80’e yakın vekil çıkaracak, Saray’ın bütün hesaplarını bozacaktır. Bu basit aritmetik hesap sarayın bütün dikkatini ve çabasını HDP’yi barajın altında tutmaya yöneltmiş bulunuyor. YSK marifetiyle, batıdaki OHAL’in Kürt illerine yansıması olan fiili sıkıyönetim koşullarında sandıkları taşıyarak HDP oylarını çalmaya çalışıyor. Yani HDP havuzunun altına büyük bir delik açıyor. Normal koşullarda barajı geçecek ve kendi havuzunu dolduracak bir oy potansiyeline sahip olan HDP, Saray’ın hamleleri karşısında baraj sorunuyla yüz yüze gelmiş bulunmaktadır.
Seçimin havuz problemi de burada başlamaktadır. Saray’ın seçim galibiyetinin kendi varlık koşullarını tehdit ettiği ve neredeyse cehennemi bir dünyayla karşı karşıya bırakacağı HDP dışındaki bütün toplumsal güçler bu basit havuz problemini çözmek durumuyla yüz yüzedir. Tıpkı LGS’de olduğu gibi halk kitlelerinin karşısında tek bir sınav bulunmaktadır. Halklar ya bu havuz problemini çözüp kendi geleceklerinin yolunu açacakları ya da toptan kaybedecekleri bir tercihle yüz yüze kalmıştır. Ya HDP havuzuna çalınandan fazla oy akıtacaklar yani sandığın başına gittiklerinde HDP’nin Saray marifetiyle yaratılan baraj sorununu görüp onu aşması için ona destek verecekler ya da hep beraber ülkenin barajın altında kalmasına seyirci kalacaklar.
Var olan havuz probleminin yani HDP’nin baraj sorununun çıplak görüntüsü şudur; Baraj HDP’ye değil bu ülkenin bütün ezilenlerinin önüne dikilmiştir. Aşılacaksa birlikte aşılacaktır.