Sebahat Tuncel, Ortadoğu’daki ideolojik müdahale ve çatışmaların devam ettiğini belirterek, Filistin ve Kürt sorununun çözülmemesinin, devletlerin bu sorunlar üzerinden kendi politikalarını yürütmesinden kaynaklandığını ifade etti
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ankara İl Meclisi, “Barışı İnşa Etmek; Olanaklar, Olasılıklar, Yöntemler” adlı panelde bir araya geldi. Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) Genel Merkezi’nde düzenlenen panele, HDK Kadın Koordinasyonu üyesi Sebahat Tuncel, barış akademisyeni Fatma Bostan Ünsal ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Remzi Altunpolat üstlendi.
Bostan Ünsal: Barış için sürekli çaba gösterilmeli
Fatma Bostan Ünsal, adaletin olmadığı bir ortamda barışın mümkün olmadığını vurguladı. İnsan haklarının tanınmadığı bir toplumda çözümsüzlüklerin derinleştiğini belirten Ünsal, Kuzey İrlanda örneğinden yola çıkarak, barış için sürekli bir çaba gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Ekmen: Muhatapsız barış olmaz
Mehmet Emin Ekmen ise barış sürecine ciddi yaklaşılması gerektiğini vurguladı. Ekmen, Türkiye’deki barış süreçlerinin geçmişte başarısız olduğunu hatırlatarak, gelecekte başarılı olabilmek için güven oluşturulması ve kararlılıkla devam edilmesi gerektiğini belirtti.
Tuncel: Ortadoğu’daki çatışmalar politik müdahaleye dönüştü
Sebahat Tuncel, Ortadoğu’daki ideolojik kimlik müdahalelerine ve savaşların temel politika aracı olarak kullanılmasına dikkat çekti. Filistin ve Kürt sorunlarının çözülmemesinin, bu sorunlar üzerinden devletlerin kendi politikalarını dayatmalarından kaynaklandığını ifade etti. Tuncel, Türkiye’deki denetim mekanizmalarının yok olduğunu ve barışın ancak eşit yurttaşlık temelli bir çözümle inşa edilebileceğini belirtti.
Sebahat Tuncel, “Kürtler ve Filistinliler üzerinden yürütülen savaş, devletlerin çıkarlarını besliyor. Barış için uluslararası güçlerin de sorumluluk alması gerekiyor” dedi.
Barış için mücadele edilmeli
Sebahat Tuncel, AKP ve diğer partilerle barış sürecinin farklı şekillerde ele alınabileceğini ancak barışın tüm halklar için önemli olduğunu vurguladı. “Barışı iki devletin insafına bırakamayız” diyerek, doğru olanın tecridin kaldırılması olduğunu söyledi.
Panelin sonunda soru-cevap bölümüyle tartışmalar devam etti.