Ordular yürüyor, insanlar ölüyor binlerle, on binlerle. Milyonlar yer değiştiriyor, evini, yaşamını, anılarını, kısaca tüm varlığını geride bırakarak. Aç, çıplak, evsiz, barksız, yersiz yurtsuz. Bütün dünya izliyor ekran başından, bir bilgisayar oyununu izler gibi. Bir kurmaca filmi izlerken yaşanılan müteessirlikten daha azıyla, bir filmde ölen insanlara duyulan kayıtsızlığın daha fazlasıyla. Kumandaya dokunsa, ekran kapansa o yaşanan travmaların, acıların, kanın, katliamın son bulacağının ahlaki ve vicdani rahatlığıyla. Bütün o yıkım ve acıyı izleyip ekranı kapattıktan sonra hatta belki ekran açıkken, savaş ve yıkımın sesleri ekrandan yayılmaya devam etmekteyken mutfağa gidip bir şeyler atıştırabilmenin aymazlığıyla, oralı olmazlığıyla, bana ne’ciliğiyle yüklü günlük hayatın sıradan kaygılarına gömülmüşlüğüyle süregiden bir hayat. Ta ki bir gün o televizyon ekranlarından bir bilgisayar oyunu, bir kurmaca film izler gibi izledikleri gelip kendi yaşamının orta yerine oturasıya kadar rutin süregiden hayat.
Yüzyıldan fazladır tek bir günü savaşsız, kansız, acısız, oradan oraya savrulmasız geçirmeyen bir coğrafya sözünü ettiğimiz Ortadoğu. Kimin doğusu, kime göre doğu, kimin, kimlerin ortası. Mitolojinin, felsefenin, dinlerin, inançların, felsefenin, düşüncenin membaı, anlam inşasının ana yurdu bırakalım anlam üretmeyi, nefes alamaz, yol yürüyemez, başını kaldıramaz, belini doğrultamaz hale getirilmiş. Rant, kâr, yağma, talan, sömürü kıskacında öldürülen, sürülen, göç yollarına düşürülen insanlar. Göç yollarında ölümü, ölmedilerse ölümden bin beterini yaşayan insanlar.
Göçün ölüm döşeli yollarının ana duraklarından biri olan Britanya’nın başkentinde, Londra Kürt Film Festivali’nin organizasyonuyla “Crossing Borders” Sınırları Geçmek adıyla göç konulu dört filmin ve yine aynı konu etrafında üç panelistin katıldığı bir etkinlik düzenlendi geçtiğimiz hafta sonu. Filmlerden ikisi Fransa’dan Britanya arasındaki kanaldan geçiş için kullanılan botların denizde devrilmesi sonucu ölen Kürt mültecileri konu alıyordu. Bir diğer film, Suriye’den Türkiye’ye gelmek zorunda kalan Kürt mültecilerin ve Suriyeli mültecilerin maruz kaldıkları ayrımcılığa odaklanmıştı. Diğer filmde ise Kürtleri göçe zorlayan sömürgeci politikaların bir uygulaması olan Kürtçe köy isimlerinin değiştirilmesi ve asimilasyon politikasına odaklıydı. Film gösterimleri sonrasında yapılan panelde de odak noktası sınırlar, sınır geçişleri, devletlerin sınır ve göçmenliğe dayalı politikaları ve göçmenlerin yaşadıkları büyük trajediler idi. Bu etkinlik neredeyse üç ay öncesinden planlanan bir etkinlik. Ne hazin bir tesadüftür ki etkinliğin yapıldığı gün Suriye’de yeniden bir savaş patlak verdi. Başta Kürtler olmak üzere yüz binlerce Suriyeli yerinden, yurdundan edildi. Kim bilir bu yeni gelişen durumdan etkilenen kaç bin insan, kaç bin kadın, kaç bin çocuk bu sınırlarda insan kaçakçılarının eline düşecek, kaç yüz insan, devrilen botlarda denizlerin diplerine gömülecek, kurtulan, sınırları geçebilen kaç bin insan insan onuruna yakışmayan mültecilik koşullarında yıllarca kaygı ve ıstırap içinde bekletilecek.
Londra Kürt Film Festivali, böylesi bir insanlık dramına odaklanan bir etkinliği, bu insanlık dramlarının hem yaşanmasında hem de varılmak için ölümlerin göze alınmasında önemli bir merkez olan Londra’da yapması ve böylesi bir konuyla ilgili olarak kamuoyunda sanatsal cepheden bir tartışma inşa edebilmesi son derece değerli bir çabadır. Film festivalleri gibi sanatsal etkinlikler, kendisini sadece yılın bir dönemiyle sınırlı etkinlikler olarak sınırlamaktan çıkarmalı ve böylesi büyük trajik toplumsal sorunlara odaklanan, bu sorunları görünür kılan, tartışmaya açan bir kapsamda bir perspektif geliştirilmelidir. Londra Kürt Film Festivali, Kürt film festivallerinin en eskisi ve öncüsüdür. Onun açtığı yoldan pek çok Kürt film festivali Avrupa ülkelerinde hayat bulmaya ve büyümeye başlamıştır. “Sınırları Geçmek” adıyla gerçekleştirdiği film gösterimi ve panelden oluşan programa benzer etkinlikleri yıl içerisinde tekrar etmeli ve bu etkinlikleri Londra dışındaki kentlere de taşımalıdır.