Kürt siyasetine yönelik saldırıların Kürt siyasetini daha da büyüttüğü ifade eden Sırrı Sakık ‘Eğer bunlar çözüm olsaydı, bugün HDP, Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olmazdı’ dedi
Kürt siyasi hareketine siyaset sahnesine çıktığı ilk günlerden bu yana baskılar devam ediyor. Ancak kurulan siyasi partiler kapatılsa bile oy oranını ve etki alanını büyüterek siyaset sahnesinde yerini almaya devam ediyor.
Kürt siyasetine yapılan saldırıların tanığı ve mağduru olan ve 2 Mart 1994 tarihli Demokrasi Partisi (DEP) Darbesi’nde milletvekilliği düşürülerek, tutuklanan Kürt siyasetçi Sırrı Sakık, MA’dan Fırat Can Arslan’a konuştu
Kürt siyasetine hayat hakkı yok diyorlar
“Bütün iktidarların bir ‘Türklük Sözleşmesi’ var” diyen Sakık’a göre, iktidarlar değişse de Kürt siyasetine dönük saldırı politikaları değişmiyor. Sakık, “Hakkari’de HDP Milletvekili Habip Eksik’e yönelik polis saldırısı gerçekleşmesi, HDP İstanbul İl Eş Başkanı Ferhat Encu’nun tartaklanması, Semra Güzel’in vekilliğinin düşürülmesi, ondan önce de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın alelacele hazine yardımıyla ilgili operasyonunu yan yana koyduğumuzda iktidarlar açısından Kürt siyasetine hayat hakkı yok” dedi.
Sürecin aktörü Kürtler
Geçmişten bugüne birçok partisi kapatılan bir gelenekten geldiklerini aktaran Sakık, “Eğer bunlar çözüm olsaydı, bugün HDP, Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olmazdı. Bu yolu sürekli tekrarlıyorlar. Önümüzdeki süreçte HDP’nin kapatılma sürecinin de hızlanabileceğine dair işaretler görüyoruz. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, Kürtler önümüzdeki yüzyılda sürecin aktörü olacak. Baskıların hiçbir karşılığı yoktur. Bu yöntemleri sürekli denemenin kendilerine bir şey katabileceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar” diye belirtti.
Kayyumlara sessizlik
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili mahkeme tarafından verilen karar sonrası muhalefetin “kıyameti kopardığını” vurgulayan Sakık, “Kürt coğrafyasında olup bitenler sonrası ise iktidarla yan yana gözükmekten çekinmiyorlar. Asıl vahim olan da bu. Diyarbakır’da olanların İstanbul’u çok ilgilendirmediğini görüyoruz ama biz her şeye rağmen demokrasi mücadelesini büyütmeye adayız. Yolumuza devam edeceğiz” mesajı verdi.
Altılı Masa’ya düşen görevler
Sakık, şöyle devam etti: “2 Mart 1994 darbe sürecinde yüzde 3’lerde olan bir siyasi hareket, bugün yüzde 17-18’lerin üzerinde. Asit kuyularına, 20 bin faili meçhul cinayetlerine, Roboski’lere rağmen nasıl büyük bir buluşma sağlandı. Halkımız bedenini yatırarak bu mücadeleyi yürüttüler. Sıra Kürt halkına uygulanan zulümlere sessiz kalanlara geldi. Bu iktidar sonuç almak adına benzer politikalarını sadece Kürt coğrafyasında değil, batıda da sürdürecek. Türkiye bunun bedelini Kürtlere seyirci kaldığı için ağır bir şekilde ödemeye başladı. O yüzden bugün feryat etmenin anlamı yok. Herkesin bir dönüp muhasebe yapması gerekiyor. Altılı Masa’nın, ‘Biz iktidar olduğumuzda yeni bir toplumsal sözleşme yapacak mıyız? Türkiye’nin yüzyıllık acı dönemini yaşayan halklara özgürlük alanı açacak mıyız?’ söylemlerini yüksek sesle seslendirmesi gerekiyor ki herkes demokratik saflarda yerini alsın ama gördüğümüz kadarıyla onlarda böylesi bir dert yok.”
ANKARA