Riha’da bir yandan kuraklık diğer yandan devasa barajlara karşın halkın yeraltı suyuna mahkum edilmesi üretimi darbeliyor. Ekim ayında ekilmesi gereken hububatlar Aralık ayının ortasında yapılabilmiş değil
Riha’da (Urfa) birçok çiftçi ekim ayında ekilmeleri gereken hububat tohumlarını, aralık ayının ortasına gelinmesine rağmen toprakla buluşturamadı. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, kentte kuraklığa dikkat çekerek, “Türkiye’nin önemli tarım üretim merkezlerinden Şanlıurfa’da yağış rejimindeki düzensizlikler hububat ekim takvimini değiştirdi” dedi. Öztürkmen, önceki yıllarda kentte ekim ayında hububat ekiminin yapıldığını ancak yağışın olmamasından dolayı aralık ayına girilmesine rağmen bazı çiftçilerin halen hububat tohumlarını toprakla buluşturamadığını aktardı. Diğer yandan bölgede ortaya çıkan kuraklığın önemli nedenlerinden biri olan devasa barajlardan çiftçiye yeterli su taşınmaması sonucu yeraltı suyu 250 metre derine indi.
Yağmur Kasım’da 21mm
Riha coğrafyası, Türkiye’deki işlenebilen tarım arazileri potansiyeli bakımından önemli tarım merkezlerinden biri olduğuna dikkat çeken Öztürkmen, “Konya ve Ankara’dan sonra Şanlıurfa geliyor. Bu dönemde sulamanın da kapanması ve kış dönemine girilmesiyle sulamada yapılmamaktadır. Dolayısıyla kuru-sulu her türlü tarım arazisinde bir su ihtiyacı mevcuttur. Ekim ayında başlayan tarım yılı, su yılı bugün aralık ayının başına geldiğimiz zaman bakıldığında henüz gelen yağmur miktarı ekim ayında sıfır, kasım ayında ise 21 milimetre idi” dedi.
10 gün içinde yağmur yağmazsa…
Prof. Ali Rıza Öztürkmen, “İklim verilerinin değişmesi, tarımsal kuraklığın artması ve kuraklık riskinin gittikçe daha açık ortaya çıkardı. Hububat tarımında, ekimi yaklaşık olarak biz bir ay diyorduk ama bir buçuk ayı bulduk. Bu gecikme üretimin ikinci aşaması olan, 2. ürünün de gecikmesine neden olacaktır. Önümüzdeki günlerde yağış görünmüyor, bir 10 günlük dilim için söylüyorum, Şanlıurfa için eğer 10 günlük bir dönem içerisinde yağmur yağarsa ümit ediyorum ki hububat bir an önce ekilir ve bir dahaki yıl hasat dönemine gecikmemiş oluruz” diye belirtti.
Araziler betona boğuldu
Öztürkmen, “Maalesef doğayla bir savaş halindeyiz ha bire tarım arazilerine betonlaşma yapıyoruz, tarım arazilerini kötü kullanıyoruz, anızlarımızı yakıyoruz. Dolayısıyla doğayı biz kötülediğimiz için bu yağışlar gidiyor. Bugün beton yoğunluğu çok olan bir yerle tarım arazisi ya da açık alan arasındaki sıcaklık farkı 6-8 derecedir. Tabii betonun olduğu yerde sıcaklık arttığı için büyük ihtimalle yağışın azalmasına neden oluyor, iklim değişiyor” dedi.
Bölgede baraj sayısı 50’yi aştı
Düne kadar su zengini olan Kürt coğrafyasında nerede akan akarsu, nehir, dere varsa önüne bentler kurup inşa edilen 100’ü aşkın baraj inşa edilirken Riha’nında içinde bulunduğu bölgede 50’yi aşkın baraj var. Barajlara hapsedilen suya halkın erişemi engellenirken, halk ise kuraklık ve susuzlukla yüz yüze bırakılmış durumda. Burnunun dibindeki barajlardan su alamayan halk suya ulaşmak için yeraltına sondaj yaparak enerji ile çalışan pompalar aracılığıyla hem susuzluğunu hem de tarımsal suyu elde etmeye çalışıyor. Ancak çok pahalı olan bu yol DEDAŞ eliyle çok daha pahalı hale getirilirken, obruk oluşumu sayısının giderek artması ve büyümesi hem çiftçiliği hem de halkın can ve mal güvenliğini tehdit ediyor.
Riha’da yeraltı da kuruyor
Bölgedeki devasa barajların tarımsal üretimde devrim yaratacağı iddiasıyla kurulurken, barajların enerji üretimi ile akarsuların sınırı aşan kısımlarına müdahale edilerek bir baskı aracına dönüştürüldüğü izlenmekte. Bu nedenle su tutulan barajların sonrasında su miktarındaki azalma nehrin alt bölgesindeki ekosistemi değiştirmekte. Nehrin binlerce yılda ortaya çıkardığı deltalar yok olurken, topraklarda tuzlanma ortaya çıkmakta ve beraberinde devasa obruklar oluşmakta. Harran Ovası’nda pamuk tarlalarının ortasında 15 metre çapında ve 10 metre derinliğinde obruklar oluşması çiftçinin yeraltı suyuna mahkum edilmesi ve alt havzaların barajlar nedeniyle susuz kalmasından kaynaklanmaktadır.
Obruklar ve kuraklık
Bölgede inşa edilen onlarca baraj Riha dışında, Amed’den (Diyarbakır) Sêrt’te (Siirt), Mêrdîn’de de obruklar ortaya çıkmış durumda. Obruk oluşumlarının nedeni kuraklığa bağlı topraklardaki tuzlanma ile yeraltı suyunun yoğun kullanımından kaynaklı olduğu biliniyor. Tarımsal faaliyetler için yer altından derinliklerinden çekilen sular jeolojik boşluklara neden oluyor. Obruk oluşumlarının yaşandığı bölgede tüm akarsuların inşa edilen devasa barajlara toplanmasıyla birlikte çiftçiye buradan suyun iletilmemesi sonucu çiftçiler yeraltı suyuna ve dolayısıyla elektrik şirketi DEDAŞ’a mahkum edilerek üretim yapamaz hale getirildiler.
RÎha’da yeraltı suyu 250 mt’de
Rîha’da arazi sulamaları, yıllık 7,25 milyar kWh elektrik tüketimiyle gerçekleşirken, yeraltı sularının hızla tükenmesine yol açıldı. Diğer yandan Ekili tarlaları sulama sezonunda DEDAŞ tarafından elektriksiz bırakılan çiftçiler üretim yapamaz hale geldi. Barajlardan su verilmeyen çiftçiler yeraltı sularını yerin 250 metre derinliğinden çekerek kullanmak zorunda bırakıldı. Obrukların en çok yaşandığı Konya coğrafyasında da yeraltı sularının 500 metre derinliklerden çekilmek zorunda olunması obrukların oluşumunda en temel neden olarak öne çıkmakta.
EKOLOJİ SERVİSİ