İstanbul’da ‘Özgürlük’ mitingi açıklaması sırasında gözaltına alınan ve darp edilen Fince Akman, avukatları aracılığıyla polisler hakkında suç duyurusunda bulundu
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun demokratik çözümü talebiyle 13 Ekim’de Amed’de gerçekleştirilen “Özgürlük” mitingine katılımı engellenen kentlerden biri de İstanbul idi. Mitinge katılıma izin verilmemesi üzerine Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti), Kadıköy’de gerçekleştirmek istediği açıklamaya da izin verilmemiş ve polis 30 kişiyi darp ederek, gözaltına alınmıştı.
Gözaltına alınanlardan bazılarının “taciz”, “kötü muamele” ve “şiddete” maruz kaldığı belirtildi. “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na Muhalefet”, “Örgüt Propagandası Yapmak” ile “Suçu ve Suçluyu Övmek” iddialarıyla haklarında işlem yapılan 30 kişi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Polisler hakkında suç duyurusu
Daha sonra tutsak yakınlarından 57 yaşındaki Fince Akman’ın gözaltı esnasında darp edildiği fotoğrafları ortaya çıktı. Fince Akman, avukatları aracılığıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Başvuruda, olay günü görevli polislerin tespit edilerek, haklarında “Kasten yaralama”, “İşkence”, “Görevi kötüye kullanma”, “Hakaret” ile “Kamu görevlisinin suçu bildirmeme” suçlarından soruşturma başlatılıp, kamu davası açılması talep edildi.
Ters kelepçeli bekletildi
Fince Akman’ın “Toplantı ve gösteri yürüyüşü” hakkı çerçevesinde açıklamaya katıldığı belirtilen başvuruda, polisin gerekçe göstermeden müdahale ettiği, ardından dağılmalarını engelleyerek, “ölçüsüz” müdahalede bulunduğu kaydedildi. Fince Akman’ın ters kelepçeli bir şekilde uzun süre gözaltı aracında bekletildiği vurgulanan başvuruda, “Bu süreçte müvekkilimiz ve gözaltındaki arkadaşlarına hakaret ve tehdit içerikli sözler sarf edilmiştir. Bir grup kolluk personelinin bu tutumunu diğer kolluk personelleri de gülerek desteklemiş, adeta suçu ve suçluyu övmüştür. Yine hastaneye saatler sonra ters kelepçeli bir şekilde götürülen müvekkilimizin, sağlık kontrolüne ilişkin işlemlerine dahi kolluk personeli müdahale etmek istemiştir” denildi.
İşkence suçu işlendi
Fince Akman’ın öğleden önce gözaltına alındığı, emniyete ise akşam saatlerinde götürüldüğüne dikkat çekilen başvuruda, “Söz konusu eylem açıkça ‘işkence suçunu’ oluşturmaktadır. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan bir tutum sergilenmiş ve müvekkilimiz ile beraberindeki kişilerin tuvalet ihtiyacı dahi karşılanmamıştır. Yine müvekkil gözaltı süreci boyunca birden fazla kez hakarete maruz kalmış, kutsal değerlerine, kendisine ve ailesine karşı sinkaflı küfürler sarf edilmiştir. Kendisine ve ailesine sinkaf içerikli hakaretler edilerek gözaltı süreci müvekkil için çekilmez hale getirilmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) m.125/3-b hükmünde ‘Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı’ açıklandığı üzere siyasi düşüncesi sebebiyle mağdura hakaret edilmesi cezayı artıran nitelikli hal olarak sayılmıştır” diye belirtildi.
Kamu davası talebi
Fince Akman’ın gözle görülür şiddet izlerinin olduğu belirtilen başvuruda, ilgili Anayasa maddesine atıfta bulunularak, şu ifadelere yer verildi: “Müvekkilimiz, gözaltı süreci boyunca işkenceye ve kötü muameleye maruz kalmıştır. Anayasa’nın 17’nci maddesi gereğince devletin sorumluların tespitine ve cezalandırılmalarına imkan verebilecek nitelikte cezai soruşturmalar yürütme yükümlülüğü bulunmaktadır. Gözaltın işlemini gerçekleştiren kolluk personelleri müvekkile kötü muamelelerde bulunarak müvekkilin fiziksel ve ruhsal sağlına zarar vermişlerdir. Bu sebeple müvekkilin yakalama ve gözaltı işlemlerini gerçekleştiren kolluk görevlilerinin tespit edilerek ‘Kasten yaralama’, ‘İşkence’, ‘Görevi kötüye kullanma’, ‘Hakaret’ ile ‘Kamu görevlisinin suçu bildirmeme’ suçlarından soruşturma yürütülmesini ve kamu davası açılmasını talep ederiz.” denildi.
Haber: Ömer İbrahimoğlu / MA