Eren Keskin
İnsanların yaşamlarında önemli insanlar vardır. Aradan geçen tüm uzun yıllara rağmen bu insanlar unutulmazlar. İşte benim de hayatımda böyle önemli iz bırakan, sızı bırakan insanlar oldu. Aslında sadece benim değil, birçok insan için aynı duygular geçerlidir sanırım.
Medet Serhat! Yani bizim Medet Abimiz.
12 Kasım 1994 tarihinde, kontrgerilla tarafından yaşamına son verildi. O kadar çok özelliği vardır ki. Hangisini saysam anlatamam, Medet abiyi.
“Kürdi” bir adamdı, bana göre Kürt “aristokratıydı.” Cesurdu, zarifti uzlaştırmacı ama aynı zamanda kavgacıydı. Henüz mesleğe yeni başlamıştım, Kürt hukukçular için O’nun ofisi bir toplantı merkeziydi. Tüm önemli günlere, baro seçimlerine onun ofisinde hazırlanırdık. Toplantıdan sonra ofisin alt katındaki ocakbaşı ise sohbet ve keyif mekanımızdı. Medet abi hep güler yüzlüydü. Hayatımda onun kadar nazik bir adam tanımadım. Çok genç yaşlarından beri Kürt hareketinin içindeydi. Defalarca tutuklanmış, işkence görmüştü ama yine de bir gün olsun Kürt sorununun çözüleceğine dair olan inancını hiç yitirmemişti. 1993 yılında Başbakan Tansu Çiller, “Elimizde PKK’ye yardım eden Kürt insanların listesi var” diye bir açıklama yaptı. Ve ardından Kürt iş adamları öldürülmeye başlandı. Behçet Cantürk’ün avukatıydı Medet abi. Çok etkilenmişti, ancak derin devlet karar vermişti bir kere.
12 Kasım 1994 günü eşi Yurdanur abla ile bir düğünden dönerken kendi arabasının içinde açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. Yurdanur abla tetikçiyi teşhis etti, katil Tevfik Ağansoy’du. Eski faşist ülkücü Alaeddin Çakıcı’nın ortağı.
Ve yıllar sonra belki de “susturmak” için Çakıcı’nın emriyle Ağansoy öldürüldü. Çakıcı bu yüzden hapis yattı. Şimdi bugüne gelelim. Mehmet Eymür’ün, Sedat Peker’in açıklamaları ortada. “Derin devlet” denilen yapı hiç de derinlerde değil. 90’ların aktörleri iş başında. Ve tüm katliamlar cezasız…
Mehmet Ağar, Alaeddin Çakıcı ve benzerleri işledikleri tüm suçlara rağmen itibar görmeye devem ediyorlar.