QSD Genel Komutanı Mazlum Abdi, The World’e verdiği röportajda Kobanê’ye saldırı hazırlığının olduğunu aktararak, ‘Şu anda Suriye’de savaş ve çatışma yok, ancak Kobanê riskli bir durumda, saldırı planı var,’ dedi
The World’dan Şirin Caferi’yle konuşan Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından yaşanan gelişmelere ilişkin soruları yanıtladı.
‘Kobanê’ye saldırı planı var’
Mazlum Abdi, Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) gruplarının Kobanê’ye saldırmak için hazırlık içinde olduklarını söyledi. Türkiye’nin insansız hava araçları ile saldırılara destek verdiğini kaydeden Mazlum Abdi, “Son günlerde Fırat Nehri’ni geçmeye ve Kobanê’ye doğru hareket etmeye çalışıyorlardı. Güçlerimiz onları geri püskürttü. Kobanê’ye saldırma planları var” dedi.
‘ABD arabuluculuk yapıyor’
“Endişelerinizi ABD’ye ilettiniz mi? Tepkileri ne oldu?” sorusuna ise Mazlum Abdi, “Uluslararası koalisyon ve Amerikan güçleriyle yıllardır çalışıyoruz. Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndaki muhataplarımızla ve Beyaz Saray’la da çalışıyoruz, görüşüyoruz. Bu durum üzerinde çalıştıklarını, Türklere baskı yaptıklarını ve ayrıca Suriye-Türkiye sınırında herhangi bir ihlalin gerçekleşmesini engellemek için bizimle Türkiye arasında arabuluculuk yaptıklarını biliyoruz” şeklinde cevap verdi.
ABD’nin sorunun çözülmesi için üstüne düşeni yaptığını dile getiren Mazlum Ebdi, “Bu meseleyi diyalog yoluyla çözmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu çabalar için minnettarız. Tüm bu sıkı çalışmaya rağmen hala kalıcı bir ateşkes yok. Şu anda bir haftadır devam eden ateşkes var. Ancak ortaklarımız aracılığıyla yapmaya çalıştığımız iki şey var: Birincisi kalıcı bir ateşkes sağlanması ve Türkiye’nin güvenlik endişelerinin giderilmesi” diye ekledi.
Mazlum Abdi’nin verdiği röportajın tamamı şu şekilde:
• QSD kontrolü altındaki cezaevleri ve kamplarda binlerce DAİŞ üyesi ve aileleri bulunuyor. Suriye’deki son değişikliklerin bu kamplardaki güvenlik durumunu da etkiledi. Bu tesisler çoğunlukla Kürt yerleşkesinde ve buranın güvenliğini sağlayanlar şu anda evlerini ve topluluklarını korumakla meşguller. Bölgemizde istikrar ve güvenliği korumak için Amerikalılarla çalışıyoruz.
• DAİŞ’in Suriye çölünde faaliyetlerinin arttığını gözlemliyoruz. DAİŞ’in hapisteki üyelerini kurtarmak için QSD kontrolü altındaki bölgelere saldırılar düzenliyor.
• Geçtiğimiz hafta, HTŞ ile iletişimimiz güvenlik koordinasyonuyla sınırlıydı. Dolayısıyla ‘çatışmasızlık’ kanalları kurmakla sınırlıydı. Yani sadece birbirimizle çatışmamak içindi, çünkü artık ortak sınır çizgilerimiz var. Bu operasyonel düzeyde bir iletişim. Siyasi iletişimden bahsedeceksek, siyasi iletişim yok. Bu yüzden şimdiye kadar tarafımızdan Şam’a gönderilen bir heyet yok. Biz bölgemizi Türkiye ve desteklediği grupların bize yönelik saldırılarından korumakla meşgulüz.
• Yakın zamanda HTŞ ile siyasi bir görüşme ihtimali hakkındaki soruya da Mazlum Abdi, “Bunu istiyoruz. Dürüst olmak gerekirse bu tamamen onlara bağlı”
• Basından edindiğimiz izlenim ve İsrailli yetkililerin açıklamalarına dayanarak kendi güvenlikleri için bu adımları attıklarını söylüyorlar. Biz esas olarak Suriye’deki işgale karşıyız. Bu tüm ülke için geçerli, Suriye’nin toprak bütünlüğünden ve Suriye topraklarının birliğinden yanayız. Suriye ile İsrail arasındaki tüm sorunların nihayetinde diyalogla çözülebileceğini düşünüyoruz.
• Biz iyimseriz ve Suriye’de Kürtlerin durumunun Esad sonrası daha iyi olacağını bekliyoruz.
• Baas rejimi döneminde Kürtler ezildi ve kimliksiz bırakıldı, varlıkları ve hatta dilleri yasaklandı.
• Buna dayanarak, Kürtler anayasal haklarını almalıdır, bunu hak ediyorlar. Dolayısıyla, şu anda Şam’ın yeni yönetimini elinde bulunduran HTŞ’nin açıklamalarının olumlu olduğunu gördük. Biz bu açıklamayı memnuniyetle karşılıyoruz.
• Suriye’nin tüm halkları arasında yapıcı bir diyaloga ve bu siyasi sürecin sonucu olarak herkesin haklarının anayasal zeminde saygı göreceği yeni bir Suriye’ye yol açacak gerçek ve temsili bir siyasi sürece ihtiyacı var.
• ABD’nin Suriye’deki siyasi süreçte de rol oynamasını istiyoruz. Ayrıca, Başkan Trump’ın yeni yönetimini destekleyen Kongre, Senato ve Temsilciler Meclisi gibi farklı ABD kurumlarından isimlerle görüşüyoruz. Yakın zamanda onlardan bölgemize yönelik Türk saldırılarını durdurmaları için yardımlarını istedik. Dahası, Başkan Trump’a bir mektup gönderdik. Yeni yönetimle bu iyi ve güçlü ilişkiyi tamamlayıp sürdüreceğiz.
• Bugün Suriye’de yeni bir durum var. Dün Başkan Trump basın toplantısında Suriye’deki ABD varlığına yönelik bir tehdit görmediğini çok net bir şekilde belirtti ve biz bunu olumlu karşıladık. Bu açıklamanın Suriye’deki ABD varlığı için olumlu bir işaret olduğunu görüyoruz”
• ABD’nin Suriye’deki siyasi süreçte de rol oynamasını istiyoruz.Çünkü günün sonunda Suriye’deki bazı radikal aktörlerin Suriye’yi kontrol etmeye çalışabileceği konusunda hala endişelerimiz var. Washington’daki yeni yönetimin Suriye’de herkesin temsil edildiği bir yönetime sahip olması konusunda yardımcı olmasını umuyoruz. Yeni yönetimle zaten çalışıyoruz ve iyi ilişkilerimiz var ve bu güçlü ve iyi ilişkileri sürdüreceğiz.
• Şu anda Suriye’de savaş ve çatışma yok, ancak Kobanê riskli bir durumda. ABD yetkililerinin ve mevcut ABD yönetiminin Türkiye üzerinde gerekli ve yeterli baskıyı uygulayarak Kobanê’ye saldırmalarını engellemelerini ve kalıcı bir ateşkes sağlamalarını bekliyoruz. ABD ile iş birliğimizi ve ilişkimizi Kobanê’den başlattık ve oradan DAİŞ’in fiziksel yenilgisiyle taçlandırılan başarılı bir operasyon yaptık. Şimdi, bu sembolik şehir tehdit altında ve ABD’nin onu koruması da ahlaki bir görev.”
HABER MERKEZİ