25 Kasım dolayısıyla Kürdistan ve Türkiye’nin her kentinde yüzlerce kadın bir araya geldi. Erkek-devlet şiddetine karşı seslerini yükselten kadınlar mücadele çağrısı yaparak hep bir ağızdan ‘Jin, jiyan, azadî’ dedi
Wan’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla yürüyüş düzenleniyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu’nun da aralarında olduğu kadınlar, Aydın Perihan AVM önünde bir araya geldi. Sık sık “Jin, jiyan, azadî” sloganı atan kadınlar, Sanat Sokağı’na yürüyüş gerçekleştiriyor.
Êlih
TJA öncülüğünde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü dolayısıyla yürüyüş düzenlendi. Yılmaz Güney Parkı’nda bir araya gelen kadınlar, Basın Kavşağı’na doğru “Jin jiyan azadî”, “Bijî berxwedana Batmanê” ile “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları eşliğinde yürüdü. Yürüyüşe Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan ile çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve sivil toplum örgütü üyesi katıldı.
Jın, jiyan azadî felsefesi kazanacak
DEM Parti Êlih İl Eşbaşkanı Songül Korkmaz, direnişin kenti olan Êlih’te kent halkının kayyım politikalarına geçit vermediğini belirtti.
TJA Aktivisti Hava Can, eril zihniyete karşı mücadele yürüteceklerini belirterek, “Jin, jiyan, azadî felsefesini hedef alanlara meydanlarda sesleniyoruz; Bu felsefe kazanacak, siz kaybedeceksiniz” dedi.
Kadınlar alanları terk etmeyecek
Ayşegül Doğan, kadın mücadelesinin gücü karşısında yenilen iktidarın saldırılarını artırdığını belirterek, “Kadın iradesini tanımayan zihniyete karşı kadınlar olarak alanları terk etmeyeceğiz. İrademizi kimseye teslim etmeyeceğiz. Sokak ne diyorsa onu baz alacağız. Kayyım biliyor ki bu halkın direnişinde geri adım olmayacak. Bu yüzden saldırıyor.” diye konuştu.
Kadının direnişine çarpacaklar
Kayyımların yaratıkları tahribata dikkat çeken Ayşegül Doğan, “Kayyım, hırsızlık, talan, gasptır. Bunlar insan içine çıkamıyorlar. Beton duvarlar arasında halkın parasını çalıyorlar. Kayyım direnişlerinde şiddeti gördük. Onlar boyun eğen, şiddete ses çıkarmayan bir halk istiyorlar. Ancak hiçbir zaman istediklerini alamayacaklar. Kadının direnişine çarpacaklar. Hiçbir iktidar kadının mücadelesi karşısında duramadı. Hepsi yok olup gitti. Jin jiyan azadî bir felsefe, şimdi bu felsefeye saldırıyorlar. Êlih devletin kirli politikalarını her dönemde devreye koyduğu bir kenttir. 90’lı yıllardan bu yılla sürekli kirli politikalar devreye konuluyor. Seçim öncesi nasıl yenildiyseler yine yenilecekler. Bu felsefe karşısında kirli politikalarınız tutmaz” ifadelerini kullandı.
Wan
Wan’da, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) öncülüğünde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yürüyüş gerçekleştirildi.
Kent Meydanı’nda sonlanan yürüyüşte konuşan TJA aktivisti Aynur Sarıca, ‘Her yerde ‘Jin,jiyan,azadi’ felsefesiyle yürüyeceğiz dedi.
Daha sonra konuşan Halide Türkoğlu, dünyanın ve Türkiye’nin her yanında kadınların cinsiyetçiliğe karşı isyan ettiğini belirterek, “Dayanışmayla kadınlar mücadelelerini yükseltiyor. Dünya erkek egemen bir düzen üzerinden yönetiliyor” ifadelerini kullandı.
Kadınlar kazanacak
Türkoğlu, İstanbul’da 25 Kasım’ın yasaklanmasına tepki göstererek, “Şurada yasak, burada yasak. Düzenleri sarsılıyor diye durmadan ‘kamu düzeni’ diyorlar. ‘Kamu düzeni’ dediğiniz şey kadınlar katledilirken nerede? Çocuklar istismara uğrarken nerede? Gençler her türlü zulmün altında yoksullukla, özel savaşın hedefi haline geldiği zaman nerede? Bu ülkeye kayyım atamalarıyla kamu düzeni mi geldi? Bu ülkede kamu düzenini bozan en birincil meselelerden biri şiddet kültürünün beslenmesidir” dedi.
Halide Türkoğlu son olarak, “İktidar temelli oluşan bu zihniyete karşı direnenler kazanacak. Kadınlar kazanacak” dedi.
Mêrdîn
Mêrdîn Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla açıklama yaptı. Tahir Elçi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen açıklamaya, çok sayıda avukat katıldı. Konuya ilişkin açıklamayı yapan Kadın Hakları Merkezi adına Av. Başak Ayyıldız, “Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesinde, mevcut yasal düzenlemelerin ve uluslararası mevzuatın eksiksiz ve tutarlılıkla uygulanmasının öneminin farkındayız. Uygulamadaki eksiklikler ve kadına yönelik şiddet konusundaki cezasızlık politikası ülkemiz açısından ciddi bir sorun olmaya devam etmekte, kadın cinayetleri ve kadına yönelik her türlü şiddetin katlanarak artmasına neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
Başak Ayyıldız, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı bir şekilde çekinilmesi, Türk Medeni Kanunu’yla ve 6284 sayılı Yasa ve Uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan kadın kazanımlarını ortadan kaldıracak düzenlemelerinin yapılacağının kamuoyunda sürekli gündemde tutulmasının kadınları daha fazla şiddete açık hale getirdiğini kaydetti.
Kadına yönelik şiddetle mücadelenin karar alma sürecinde tüm paydaşların rol oynamasının sağlanması gerektiğini kaydeden Başak Ayyıldız, Mêrdîn Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak her gün olduğu gibi kadın kazanımlarına sahip çıkacaklarını, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesini ve yasaların eksiksiz olarak uygulanmasını talep etmeye devam edeceklerini söyledi.
Toplumsal cinsiyet eşitliğin önemi
Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Seher Acay da, “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, her türlü toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önlenmesinin temel taşıdır. Bu Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı Politika Belgesi’nin imzalanmasıyla, toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesini Mêrdîn Barosu’nun tüm etkinlik ve uygulamalarında güvence altına almak ile şiddet ve ayrımcılıkla mücadele mekanizmalarının etkin işlemesini sağlamak için uyulması gereken temel ilkeleri ortaya koymak amaçlanmıştır” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Baro Başkan Yardımcısı Av. Sercan Taş’ın da katılımıyla Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddete Karşı Politika Belgesi imzalandı.
Colemêrg
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi Colemêrg’de, 25 Kasım dolayısıyla ve kentteki özel savaş politikalarına karşı yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe, DBP Kadın Meclisi üyeleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Colemêrg Milletvekili Öznur Bartın, DEM Parti il ve ilçe kadın meclisi üyeleri, Barış Anneleri ve çok sayıda kadın katıldı.
‘Jin jiyan azadî’ felsefesi büyüyecek’
Eski öğretmenler evi kavşağına ulaşan kadınlar adına DBP Kadın Meclisi Sözcüsü Berivan Bahçeci burada bir açıklama yaptı. 25 Kasım’ın kadın mücadelesinin birleştirici gücü ve kadın direnişinin günü olduğunu belirten Berivan Bahçeci, “Kadınlar sadece 25 Kasım değil her gün şiddet ve baskıya karşı ses çıkaracak ve mücadeleyi büyütecektir.” dedi.
‘Ahlaki ve politik toplumu inşa edeceğiz’
Özel savaş politikalarına karşı başta Colemêrg olmak üzere tüm Kürdistan’da mücadeleyi büyüteceklerini söyleyen Berivan Bahçeci, “Kürdistan gençlerimize yönelik yürütülen özel savaş politikalarını her alanda teşhir ederek mücadele edeceğiz. Özel savaşa hiçbir şekilde geçit vermeyeceğiz. Her mahalle, sokak ve alanda özel savaşın kirli yüzünü ortaya çıkaracak buna karşı ahlaki ve politik toplumu inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı
‘Kayyım kadın iradesine karşı bir adımdır’
Kürdistan belediyelerine yönelik kayyım atamalarına değinen Berivan Bahçeci, “Kayyım atamaların temel nedeni Kürt halkının diline, Kültürüne, tarihine saldırmak ve doğasını tahrip edip hafızasını yok etmektir. Bunların en açık örneklerini son kayyım atamalarında gördük. Kayyımlar atanadıkları gibi yaptıkları ilk icraat, kadın kurumların başına erkek müdürler atamak veya kurumları fesh etmek ve Kürtçe tabelaları sökmek oldu. Bu apaçık kadın iradesini tanımamak ve bu iradeye karşı gelmektir. Kayyım uygulamaları kadın iradesini karşı bir adımdır. Tüm kayyım politikalarına karşı da mücadelemizi büyüteceğiz. Onlar kayyım atadıkça halkımız daha fazla iradelerine sahip çıkacaktır” diye konuştu.
Agırî
Agirî’de kadınların yapmak istediği yürüyüş polisler tarafından engellendi. PTT binası önüne bir araya gelen kadınlar, “Suçluyu aklama yargıla”, “Jin, jiyan, azadî”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” ve “Tundiya li ser jinê qirkirina civakê ye” yazılı dövizler taşıdı. Kadınlar, polis engeline tepki gösterdi. DEM Parti Agirî Milletvekili Necla Demir, şiddete karşı alanlarda oldukları bir günde polis engeliyle karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
Kadınlar, PTT önünden DBP İl Örgütü binasına kadar yürüyüş gerçekleştirdi.
Îdır
Îdir’de TJA öncülüğünde, DBP il binası önünde bir araya gelen kadınlar, Musa Anter Anıtı önüne kadar yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe DBP, DEM Parti Kadın Meclisi, Îdir Belediye Eşbaşkanı Necla Kum, seçilmiş il genel ve belediye meclisleri ile çok sayıda kadın katıldı. Yürüyüşte kadınlar, “Erkek-devlet şiddetine karşı; jin, jiyan, azadî” pankartını açtı.
Musa Anter Anıtı’nda kitle adına açıklamayı yapan DBP PM üyesi Sinem Seven, “Tecritte en çok etkilenen kadınlar olmaktadır. Biz kadınlar kadınların özgürlüğünü Sayın Öcalan’ının özgürlüğünde görüyoruz. Kürdistan’da anadilini, kültürü koruması karşı özel savaş politikası uygulanmaktadır. İktidar kadın mücadelesinden korktuğu için kadınlara baskı yöntemleri uygulamaktadır” dedi.
Amed
Amed’de TJA, DAKAP ve Amed Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri öncülüğünde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Şêx Sêîd (Dağkapı) Meydanı’nda kadınlar bir araya geldi. Katledilen kadınların fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşındı. Polis ablukasına aldırmayan kadınlar, “Jin, jiyan, azadî” ve “Bijî berxwedana jinan” sloganları attı.
Kadınlar Gazi Caddesi’nde Mêrdîn Kapı’ya doğru yürüyüşe geçti.
‘Şiddeti Mümkün kılan devlettir’
Ardından kadınlar adına DEM Parti Amed İl Kadın Meclisi Sözcüsü Güliz Kaya açıklama yaptı. “Kadınların özgürlüğü ve toplumsal barış için: Jin, jiyan, azadî” başlığıyla yapılan açıklamada şunlara yer verildi:
“25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde faşist Trujillo Hükümet’ine karşı ezilenlerin verdiği büyük mücadelede sembol haline gelen ve katledilen Mirabel Kardeşleri ve özgürlük mücadelesi veren tüm kadınları anarak sözlerimize başlamak istiyoruz.
Biz kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, her alanda varoluşumuzu hedef alan erkek egemen sisteme ve onun şiddetine karşı direnişimizi haykırmak için buradayız. Kadınların tarih boyunca süregelen direnişi, bugün dünyanın dört bir yanında, evlerde, sokaklarda, işyerlerinde ve cezaevlerinde yankılanmaya devam ediyor. Ancak biliyoruz ki; erkek şiddeti, yalnızca faillerin bireysel eylemleriyle sınırlı değil; bu şiddeti mümkün kılan devlet politikalarıyla, cezasızlıkla ve patriyarkanın ideolojik dayatmalarıyla örgütleniyor. Bizler bu şiddet düzenine karşı, ‘Jin, Jiyan, Azadî!’ diyerek, mücadelemizi kararlılıkla büyüteceğimizin sözünü buradan bir kez daha veriyoruz!
Jin, jiyan, azadî tek avazdan arşa yükseliyor
Kürdistan’da, Türkiye’de ve dünyanın her yerinde kadınlar erkek-devlet şiddetinin ve eril tahakkümün hedefi olmaya devam etmektedir. Afganistan’da Taliban’ın şiddetine maruz kalan kadınlar, İsrail Hamas savaşında katledilen kadınlar, özgürlüğe ruhunu adayan İranlı kadınlar, Türkiye’de militarizmle, savaş politikaları ile katledilen Kürt kadınlar aynı zihniyetin, kadın karşıtı dünya rejiminin, şiddet cenderesinden geçirilmişlerdir. Tüm bu gerici rejimler karşısında kadın mücadelesi büyümeye devam ediyor. Jin jiyan azadî sesleri tüm yasaklamalara rağmen tek avazdan arşa yükseliyor.
Patriarka, mititarizme karşı mücadele sürecek
Kadınlar toplumsal yaşamın her alanda şiddete maruz kalmakta ve koruma kararlarının varlığına rağmen kamuya açık alanlarda katledilmektedirler. Öte yandan da kadına karşı şiddetle mücadele eden kadın hak savunucuları, gazeteciler, siyasetçiler gözaltına alınıp, tutuklanmaktadır. İktidar, siyasal, sosyal, özel ve kamusal alanda söz sahibi kadınların varlığını tehdit olarak görmekte, kadını aile kurumu içerisine hapsetmek istemekte ve yargı tacizleriyle susturmaya çalışmaktadır. Biz kadınlar devletin baskı ve zor aygıtlarına, patriarkaya, militarizme karşı mücadelemizden asla vazgeçmeyecek; kadının direniş kararlılığı ile gerici, ataerkil hiçbir zihniyete geçit vermeyeceğiz!
Kayyım atanması sistemik şiddettir
31 mart 2024 yerel seçimlerinde Kürdistan’da son sekiz yıldır süregelen kayyım rejimi halkın iradesiyle son bulmuş bölgede ve Diyarbakır’da belediyeler yeniden işlev hale gelmiştir. 2024 Yerel seçimlerden sonra Amed’de Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden kadın sığınma evlerinin açılması, kadın danışma birimlerinin aktifleştirilmesi her ne kadar bizi güçlendirmiş olsa da 8 yıllık kayyım politikasının kadın alanında yaratmış olduğu tahribatını kolay kolay toparlanmayacağı ortadadır. 25 Kasım’a girdiğimiz bugünde devlet tarafından Hakkâri ile başlayıp, İstanbul-Esenyurt, Êlih, Mêrdin, Xalfeti ve Dêrsim belediyelerine kayyım atanması sistematik bir şiddet halini almıştır.
Cezaevlerinde kadınlar direnişi örgütlüyor
Cezaevleri ise özel savaş politikalarının adeta kurumsallaştığı alanlar olarak karşımıza çıkıyor. Hapishaneler, başta muhalifler olmak üzere siyasi iktidar tarafından ‘tehlikeli’ olarak değerlendirilen insanların tutulduğu mekanlar haline gelmiştir. İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele, yalnızca politik mahpuslara değil; insanlık onuruna aykırı tutulma halini reddeden adli mahpuslara karşı da bir yöntem olarak uygulanmaktadır. Bu saldırılar, kadınların bedenlerini ve iradelerini hedef alan bir bastırma stratejisine dönüşse de, cinsiyetlendirilmiş şiddet mekanları olan Kadın Hapishanelerinde özgür kadın kimliğine sahip kadınlar direnişlerini örgütlemeye devam ediyorlar!
Jin jiyan azadî en eski sömürgenin başkaldırısıdır
Sadece cezaevlerinde değil, sokaklarda, meydanlarda, hayatın her alanında kadınların ve LGBTİ+ların sesi kısılmaya çalışılıyor. Jin, Jiyan, Azadî için getirilen yasaklar, sadece kadınların sözünü değil, mücadelelerini ve direnişlerini de bastırmayı hedefliyor. Jin Jiyan Azadi Kürt kadın hareketinin özgürlük mücadelesinin bir sembolü; tüm dünya kadınları için kadın özgürlükçü bir yaşamı savunmanın ve direnmenin yolu ve umududur. Jin Jiyan azadi; en eski sömürgenin başkaldırısıdır! Tüm dünya kadınlarını etrafında örgütleyen, iktidar odakları için korku kaynağı haline gelen onurlu bir mücadelenin ve yaşamın yoludur!
Bugün burada bir kez daha yineliyoruz; Biz kadınlar, bu düzenin karanlığını yırtmaya, yaşamı ve özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz. Eşitlik ve özgürlük mücadelesinde büyük bedellerle yolumuza ışık tutan tüm kadın yoldaşlarımızı bir kez daha saygı ve minnetle anarak onlardan da aldığımız güçle hep birlikte ‘varlık mücadelemizi’ haykırıyoruz, Jin, Jiyan, Azadî!”
Koçyiğit: Dersim’den selam var
Ardından DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit söz aldı. Gülistan Kılıç Koçyiğit şöyle konuştu: “Bugün evlerden, okullardan, tarlalardan, fabrikalardan çıkıp bu meydana gelenler, gelmek isteyip de gelemeyen, yüreği özgürlük mücadelesi ile yanan kız kardeşlerimize bin selam olsun. Kadınlar olarak bugünü bir anma olarak değil, yan yana geldiğimiz günün adıdır. 25 Kasım erkek devlet şiddetine karşı kadınların birbirinin yoldaşı olduğu, özgürlük mücadelesinin yükselttiği adıdır. Türkiye’de 3 kadın katlediliyor, bakanlıklar, kolluk, devlet seyrediyor. Güvenliğimizi alması gerekenler şiddetin önünü açıyor. Kravatlı yargı kadın katillerine indirim uyguluyor. Utanamadan cezasızlık algısı var diyorlar, cezasızlık var, kadınlar, çocuklar katlediliyor. Ama bu ülkedeki kadın bakanlığı ismi değiştiriliyor hükümetin kılı kıpırdamıyor. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdılar, şimdi nafaka hakkına, 6284 sayılıya göz diktiler. Bugüne kadar direnerek kazandığımızı her şeye el koymak istiyorlar. Bu erkek devletin haklarımıza el koymasına izin vermeyeceğiz. Bugün Dêrsim’den geliyoruz, Dêrsim’den iradesi gasp edilenlerin selamları vardı. Orada yapılmak istenilen, şiddetin ve tehlikeyi gösteriyorlar. Kayyımlarla kadın özgürlük mücadelemizi yok etmek istiyorlar.
Nagihan Akarsel, Hevrin Xelef onurumuzdur
Rojava’dan İran’a kadar, dünyanın dört bir yanında kadın özgürlük mücadelesi büyüyor. Özgürlük mücadelesinin evrenselleşen sloganı var oda ‘jin jiyan azadî’dir.’ Kolluk bir kadın eylemine gitmiş olsaydı bizim yıllardır, eylemlerimizde Jin jiyan azadî sloganları attığımızı bilirdi. Ama bilmediği için şiddete karşı yaptığımız eylemi şiddetle bastırmak istiyor. Bu bir ideolojik şiddettir. Bu şiddeti kabul etmiyoruz, kadın eylemlerinin önüne barikat kurmak yerine, kadınları katledenlerin önüne kurun. Buradan söylüyoruz: kadın özgürlük mücadelemiz çok derin, bu uğurda binlerce arkadaşımızı yitirdik. Arkadaşımızın adını andığımızda kimse bölemez. Nagihan Akarsel, Hevrin Xelef bizim onurmuzdur. Bu mücadeleyi daha da büyüteceğiz. Erkek egemen sistemi alaşağı edeceğiz. Eşit, demokratik bir ülkeyi kuracağız. Barışı bu ülkeye getireceğiz.
Kışanak: Meşru ve haklıyız
Ardından TJA adına Gültan Kışanak söz aldı. Gültan Kışanak şu ifadeleri kullandı: “Bugün burada şiddeti durduracağımıza dair kararlığımızı göstermek benim için onurdur. İyi ki mücadele ediyorsunuz. Sizleri hala zindanlarda tutulan kadın tutsak yoldaşlarımız adına selamlıyorum. Biz kadınlar mücadele ederek, barikatları kaldıracağımıza, üzerimize kapatılan tüm kapıları açacağımıza söz veriyoruz. Kadınlar, ölüme karşı yaşamı savunuyor. Kadınlar köleliğe karşı özgürlüğü savunuyor. Kadınlar şiddete karşı özgür yaşamı savunuyor. Savaşa karşı barışı savunuyor. Biz meşru ve haklıyız. Savaşı, köleliği dayatanlar gayri meşrudur. Mücadelemizde bugüne geldiğimiz gibi yan yana kol kola olacağız. Şiddeti hayatımızdan çıkaracağız, kadın cinayetine izin vermeyeceğiz. Çocukların katledilmesine izin vermeyeceğiz. Hayatımıza, sokağımıza, evimize dayatılan şiddeti reddedip barışı getireceğiz. Hep beraber bu şiddeti hayatın her alanında söküp atacağız. Erkeklerin kadınları katletmesi meşru gösterilemez, kadın cinayetlerinden, çocuk cinayetlerinden sonra ‘nedeni nedir’ diye sorulamaz. Cinayetlerin hesabı sorulur. Biz şiddetsiz bir yaşamı örmek için birileri elini taşın altına koyuyor ya biz gövdemizi koyarız. Yeter ki tüm kadınlar özgür ve eşit bir yaşamı kurabilsinler. Yolumuz barış dolu bir yaşama çıksın.”
Uçar: Yaşasın kadınların bitmeyen direnişi
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise şunları söyledi: “Kolluk güçlerinin bugün yaşattığı şiddete rağmen yürüyüşten vazgeçmeyen kadınları selamlıyorum. Bu şiddete bizi alıştırmak istiyorlar, iktidarın ayakta durması için şiddete başvuruyor. Sözümüz kesiliyor, kadınlara soruşturmalar açılıyor. Ne yapıyoruz alanlarda? Kadınları katleden failleri teşhir ediyoruz, erkek devleti teşhir ediyoruz. Bu iktidar ve kolluk güçleri bunu suç istinat etmiş. Diyarbakır valisi ‘jin jiyan azadî’ sorunlu bulmuş. Yenisiniz galiba, bu slogan cezaevlerinde işkence ettiğiniz kadınların, gazetecilerin, özgürlüğü için mücadele eden kadınların sesiyle, emeğiyle açığa çıktı. Değil vali iktidarı gelsin değil iktidar erkek egemen sistem gelsin bizim rehberimiz ‘jin jiyan azadî’ olmaya devam edecek. Jin jiyan azadî sloganın örgütsel terminolojisi ile söylüyoruz. Bu iktidarın katliamı karşısında, failleri koruyanların karşısında, kadınların örgütlenme sloganıdır. Kadınlar erkek devlet şiddeti karşısında, örgütlenecek ve örgütlendiğinde mücadelesini büyütecek. Kolluk şiddeti devam ediyor. Sözümüzü kurmayalım diye ellerindeki tüm imkanları kullanıyorlar.
Bu ülkedeki İçişleri Bakanlığı, ‘kadınlar içeri aldığı için katlediliyor’ diyor. Bu iktidarın aklı kadınlara evin kapısını gösteriyor. Kadınlar o kapıdan dışarıya çıkarmıyor, kadınlar çıktığında kıyafeti tartışılıyor. Bu iktidar hangi gün tecavüzü gündemine aldı. Bu meseleyi üstünü kapatmak için kadınların tecavüzcüsünü öyle ele aldı. Bu iktidar ne zaman mezarlığa geldi, aile dostları olduğu zaman. Her birimizin onların ittifakını, kolluk gücünü tanıyoruz. Kimsenin mülkiyeti değiliz, kimse bize ‘kadınlarımız’ diyemez. Kimi ne ilgilendirir hangi kadının hangi soyadını taşıyacağı. Alanlara olanlar, jin jiyan azadi sloganını savunanlar ne yapıyoruz; kadınlara kapattığınız kapıları tek tek açacağız. Yaşamın tüm alanlarında sesimiz, sözümüz olacak. Jin jiyan azadî ile uğraşacağınıza, Kürdistan’da uyuşturucu satanlara, fuhuş yaptıranlarla uğraşın. Sizin bizim korumanıza ihtiyacımız yok, engel olmayın kadınlara. Kadınların bir tarihi var, mücadele tarihi. Bugün hangimiz hangi kimlikten olalım, olalım sözümüzü ortaklaştırabiliyorsak, bu mücadelemiz ile ilgili. Bizi siyasaten, kamusal alandan, alıkoymaya çalışan erkek devlet şiddetine karşı inadına yan yana olacağız. Hiç kimse üzerimize kapıları kapatamaz, kadınların olduğu her yerde, özgürlük ve yaşam var. Tahammül edemediğiniz özgürlük ve yaşam var. Bu ülkede yaşadığımız her bir şeyin tecritle alakası var. Kadınlar bu dönemde özgürlüğümüz ve özel savaş politikalarına karşı duracağız. Ülkenin ihtiyaç duyduğu şey savaş değil özgürlüğü ve eşitliği savunan tüm dinamikleriyle yan yana gelmek. Örgütlü gücümüzde, kadınlar üzerinden dizayn edeceğiz bir toplumu değil özgür bir toplumu hep birlikte inşa edeceğiz. Mücadelemize müdahale eden herkese aynı sözü kurmaya devam edeceğiz. Yaşasın ji jiyan azadî, yaşasın kadınların bitmeyen direnişi.
Açıklama “Jin jiyan azadî” sloganları ile sona erdi.
Mêrdîn
Mêrdîn Şahmaran Kadın Platformu, yürüyüş gerçekleştirdi. Qoser (Kızıltepe) Kavşağında toplanan kadınlar, pankart ve dövizler eşliğinde yürüyüşe geçti. Karayolları Parkı’na kadar yürüyen kadınlar, “Kuştina jinan polîtîk e/ Kadın cinayetleri politiktir”, “Jin jiyan azadî” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları attı. Katledilen kadınların ve çocukların isimlerini sayarak, “Burada” diyen kadınlar, taleplerini dile getirdi. Yürüyüşün ardından kadınlar Karayolları Parkı’nda açıklama yaptı.
İlk olarak konuşan Gülizar İpek Bilek, Diyarbakır Valiliği’nin “Jin jiyan azadî” sloganını yasaklamasına dikkat çekti. “Jin jiyan azadî” sloganının artık felsefeye dönüştüğünü belirten İpek Bilek, kadınların yasakları tanımayacaklarını dile getirdi.
Ardından platform adına açıklama yapan Sümeyra Oğur da “Kayyım uygulamaları adeta ganimet kültürünü anımsatmaktadır. Yeniden uygulamaya konulan kayyım politikaları hukuksuz olmasının yanı sıra demokrasiye de aykırıdır. Kadınlar kayyımı ve kadın kazanımlarına saldırılmasını kabul etmeyecektir. Biz kadınlar Jin, jiyan, azadî felsefesiyle mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Riha
Riha Kadın Platformu’nun çağrısıyla kentin merkez ilçesinde bulunan Novada Park önünde bir araya gelen kadınlar yürüyüş gerçekleştirdi. DEM Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, DEM Parti Riha il örgütü, Riha Barış Anneleri Meclisi ve çok sayıda kadının katıldığı yürüyüş slogan ve alkışlarla Topçu Meydanı’na kadar sürdü. Yürüyüş esnasında kadınlar sık sık “Jin jiyan azadî”, “Direne direne kazanacağız” sloganları attı.
Yürüyüşün ardından platform adına açıklamayı yapan Meral Halat, iktidarın yürürlüğe koyduğu politikalardan kaynaklı kadın katliamlarında artış yaşandığını belirtti. Meral Halat, “AKP-MHP iktidarının, seçilmişlere, kadınların kazanımı olan eş başkanlık sistemine saldırıları ile belediye başkanlarının yerine kayyım atanması, göreve gelen kayyımların ilk icraatlarından bir tanesinin kadın birimlerini kapatmak veya kadın biriminin başına erkek atanması kayyım politikasının kadın düşmanı bir politika da olduğunu gözler önüne sermektedir. Herkesi sesi duyulmayan, yalnız bırakılmak istenen, hakkını ararken yeniden şiddet görme kaygısı yaşayan tüm kadınlarla birlikte adalet, barış ve özgürlük mücadelesinin bir parçası olmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ardından söz alan DEM Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, “Kürt halkı engellemelerinize ve baskınıza boyun eğmedi. Siz önce katledilen kadınların hesabını verin. Kayyımcı ve cinsiyetçi politikalarınıza izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
İzmir
İzmir Kadın Platformu (İKP), “25 Kasım’a gel mücadele en güvenli yer” şiarıyla Alsancak Gar önünde bir araya gelerek, Türkan Saylan Kültür Merkezi’ne kitlesel yürüyüş düzenledi. Binlerce kadının katıldığı yürüyüşte, “Haklarımız ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz. Mücadelede bir aradayız” pankartı açılırken, “Tek adama karşı çok kadın”, “Kadının direnişi kadına mirastır”, “Teslimiyet ihanete direniş zafere götürür”, “Tanrım eril kullarını sen affetsen ben affetmem” dövizleri taşındı. Yürüyüşe katılan kadınlar alkışlar, ıslıklar ile “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Kadınlar kayyım istemiyor”, “Kadın cinayetleri politiktir” “Kadınlar sokağa özgürleşmeye” “Kürdistan’da direnen kadınlara bin selam” ve “Kadınlar yürüyor mücadele büyüyor” sloganları ile yürüdü.
Yürüyüşe birçok kadın örgütü oluşturdukları kortejlerle katıldı. TJA ve DEM Parti Kadın Meclisi, DEM Parti İzmir il örgütü önünde bir araya gelerek, kitlesel yürüyüş ile Gar önüne geçti. DEM Partili kadınlar, giydikleri yöresel kıyafetlerle, erbane eşliğinde yürüdü. Yürüyüşte katledilen Deniz Poyraz’ın fotoğraflarının yanı sıra “Kadın kırımına karşı jin, jiyan, azadî”, “Jin jiyan e, jiyanê nekuje” “Li dijî dagirkeran hevgirtina jinan” dövizleri ve “Özgür ve eşit yaşamda ısrarcıyız” pankartı taşındı. Sık sık “Jin, jiyan, azadî”, “Bijî yekitiya jinan” ve “Bijî berxwedana jinan” sloganları atılan yürüyüşe DEM Parti İzmir Milletvekili Burcu Gül Çubuk da katıldı.
Öte yandan KESK’li kadınlar, Alsancak İskelesi’nde bir araya gelerek, tek sıra zincir oluşturup, toplanma yerine yürüyüş eşliğinde geldi. Mor Dayanışma ve Kampüs Cadıları da Alsancak ÖSYM önünde bir araya gelerek, kitlesel bir şekilde yürüyüşün başladığı alana geldi.
Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde İKP adına basın metninin Türkçesini Eylül Deniz Argun, Nesil Dinçer ve Pınar Çetinkaya, Kürtçesini ise Emine Bozdağ okudu. Dünyanın dört bir yanında faşist diktatörlüklere, erkek-devlet şiddetine, yoksullaştırma ve aile politikalarına, savaşa karşı emekleri, bedenleri, hakları ve hayatları için sokaklarda olduklarını vurgulanan açıklamada, “2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse ‘şüpheli’ olarak kaydedildi. Türkiye’de katledilen kadınların sayısı en yüksek sayılara ulaşmışken yüzde 90’ı iktidarın kutsadığı ailenin üyesi olan erkekler tarafından katledildi” denildi.
Muğla
Muğla Bodrum ilçesinde de Bodrum Kadın Platformu tarafından Bodrum Belediye Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. “Kadın cinayetleri politiktir” pankartı açılan açıklamada “Eşit ve özgür yaşamı biz kadınlar kuracağız” ve “Özgürlükte ısrarcıyız, yaşamakta kararlıyız” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık “Jin, jiyan, azadî” sloganı atıldı. Platform adına konuşan Nurgül Metin Duğan, “Her gün en az bir kadının erkekler tarafından öldürüldüğü, kadına yönelik şiddetin sıradanlaştırıldığı, televizyon programlarının, basının, sosyal medyanın cinsiyetçi söylemlerle kadınları aşağılandığı ve kadınlara / çocuklara yönelik şiddetin normalleştirildiği bu süreç, rastlantı değildir. Bu ‘kırımın’ ardında, teşvik eden, cesaretlendiren, cezasızlık politikalarıyla erkekleri ödüllendiren eril anlayışınızın olduğunu, biz kadınlar biliyoruz” diye konuştu.
Denizli
Denizli Kadın Platformu da Merkez Bankası önünden Çınar Meydanı’na kadar yürüyüş düzenledi. “Hayatlarımız ve haklarımız için mücadeleye” pankartı açılan yürüyüşte sık sık “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” ve “Dünya yerinden oynar kadınlar birlik olsa” sloganları atıldı. Platform adına konuşan KESK Denizli Şubeler Platformu Kadın Sözcüsü Figen Tufan “Hem Türkiye’de hem dünyada hükümetlere başkanlık eden otoriter liderler, cinsiyetçi, dinci, milliyetçi ideolojileriyle kadının bedenine, kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan ataerkil politikalarınızdır. Dini siyasallaştıran, siyaseti ise dinselleştiren politikalarınız eşit, özgür ve laik yaşama müdahaledir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmektedir. Mücadele etmeyi sürdürdüğümüzü yineliyor, ‘Haklarımız ve Hayatlarımız için Mücadelede Birleşiyoruz’ şiarını yükseltiyoruz” ifadelerini kullandı.
Aydın
Aydın da ise Didim Kadın Platformu, Didim Belediye binası önünden Kent Meydanı’na kadar yürüdü. “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” pankartı açılan yürüyüşte katledilen kadınların fotoğrafları taşındı. Platform adına basın açıklamasını yapan Neslihan Düzgün, “İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek, 6284’ü etkin uygulamayarak, kadınların güvenli ve güvenceli yaşamasına dönük politikalar geliştirmediğiniz gibi, var olanlara saldırarak, erkek egemen yargının cezasızlığıyla siz besliyorsunuz şiddeti. Sizin şiddeti önleme sorumluluğunuzu yerine getirmemeniz karşısında bizler “kadın yaşam özgürlük” diyerek mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Öte yandan kadınlar Efeler ilçesinde Taşköprü’den Aydın Kent Meydanı’nda, Söke ilçesinde İstasyon Caddesi’nden Belediye Meydanı’na Kuşadası ilçesinde ise Meteoroloji Kavşağı’ndan İsmail Cem Barış ve Dostluk Meydanı’na yürüyüş ve basın açıklamaları düzenledi.
Ankara
Ankara Kadın Platformunun çağrısıyla kadınlar, 25 Kasım Kadına Karşı Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Kolej Metro çıkışında bir araya geldi. Burada ellerinde pankartlarla “Jin jiyan azadî” sloganları eşliğinde yürümek isteyen kadınları polis engellemeye çalıştı. Polisin engellemelerine rağmen barikatları aşan kadınlar “Kadınlara değil katillere barikat”, “Katil devlet işbirlikçi AKP”, “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz” sloganları atarak Sakarya Meydanı’na yürüdü. Kadınlar adına burada Kürtçe’sini Nebahat Çalpan, Arapça’sını Esma Kaşram ve Türkçe’sini ise İrem Dağ okudu.
İrem Dağ kadın mücadelesinin tarih boyunca sınır tanımadan büyüdüğünü ve Mirabel kardeşlerden Mahsa Amini’ye bu mücadelenin kadınlara ait olduğunu vurguladı.
Kayyımlar eşbaşkanlık sistemine saldırıdır
Demokratik siyasete karşı geliştirilen saldırılar katmerlenerek yaşadığımız coğrafyanın tümüne sınırsız şiddet dalgasıyla yayılıyor. Yeni darbeyle kayyım politikalarını irade gaspıyla sürdüren, AKP-MHP iktidarı, eşbaşkanlık ilkesini bahane ederek, aslında kadınların eşit temsil, eşit ve özgür yaşam iradesine saldırıyor. Adeta Kürt halkının seçme ve seçilme hakkı yoktur diyerek, her gün kayyum/irade gaspı terörünü devam ettiriyor. Anayasanın tamamen askıya alındığı bu koşullarda ezici bir oyla seçilen belediye eş başkanları tutuklanıyor, görevlerinden alınıyorlar gaspçı kayyım rejimi devreye konuluyor.
Dünyanın dört bir yanında mücadelemiz ortak
Kadınlar olarak; eşit temsil iradesi ile aldığı güçle, yönetim mekanizmalarında, genel ve yerel siyasetin her aşamasında sadece emek veren değil, karar alıcı olarak da yer alacağız. Sokaklarda, zindanlarda, alanlarda bedeli ne olursa olsun kayyum politikasına, irade gaspına baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz. Yıktığınız kentleri yeniden kuracağız, kararttığınız geceleri dayanışmamızla biz aydınlatacağız! Haklarımızı gasp eden, hayatlarımıza kayyım atayan erkek egemen sistemi hayatımızın her alanına dayatan AKP İktidarına ve ortaklarına sesleniyoruz: Hesap Soracağız! Filistin’de, Lübnan’da, Rojava’da dünyanın dört bir yanında savaşla hayatı alt üst edilen kadınlar ve LGBT ile mücadelemiz ortak! Katledilen, kaybedilen tüm kadınların, çocukların isyanı için mücadele ediyoruz! Eşit, özgür bir yaşamı kadın dayanışması ile kuracağız Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın geceleri aydınlatacak mücadelemiz!”
Eskişehir
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, Espark önünde buluşarak Köprübaşı’na kadar yürüdü. “Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşamı birlikte kuracağız” pankartı açan kadınlar, yürüyüş boyunca “Jin, jiyan, azadî” ve “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganları attı.
Yürüyüşün ardından kadınlar adına açıklamayı yapan Senem Çelik, savaşlarda en çok kadınlar ve çocukların mağdur olduğunun altını çizerek, “Filistin’de, Lübnan’da Rojava’da savaşlara ve yıkıma karşı direnen kadınların mücadelesi mücadelemizdir. Şiddetin önlenmesi için gerekli mekanizmaların işletilmesinin ancak eşitsizliği derinleştiren politikaların karşısında mücadelemizi ve dayanışmamızı büyüterek sağlanabileceğini biliyoruz. İşte bu yüzden; bugün, kadınların yıllardır maruz kaldığı baskı, sömürü ve şiddete karşı direnişin simgesi olan 25 Kasım’da, bir kez daha haykırıyoruz: Şiddetin her türlüsüne karşı susmuyoruz, boyun eğmiyoruz” diye belirtti.
Dîlok
Dîlok Demokratik Kadın Platformu, Mezmaxor (Şahinbey) ilçesinde bulunan Kırkayak Parkı’ndan Balıklı Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe platform üyelerinin yanı sıra yüzlerce kadın katıldı. “Şiddete Sömürüye faşizme ve savaşa karşı barış ve özgürlük mücadelesini büyütüyoruz” pankartının açıldığı yürüyüşün ardından gerçekleştirilen basın açıklamasında platform adına konuşan Eğitim Sen Dîlok Kadın Sekreteri Gülfidan Özpolat, “Ortadoğu başta olmak üzere dünya genelinde kadınların vermiş olduğu mücadeleye değinerek, “Kadınların mücadelesini büyüteceğiz” dedi.
Adana
Adana Kadın Platformu’nun çağrısıyla kadınlar İstasyon Meydanı’nda bir araya gelerek Atatürk Parkı’na yürüdü. “Sesimizde isyan, isyanımızda özgürlük var, ya hep beraber ya hiçbirimiz, savaşa değil kadınlara bütçe” pankartı ile yürüyen kadınlar adına açıklamayı Sıla Güler, yaptı. Türkiye’de her gün en az bir kadının erkek şiddeti nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Sıla Güler, kadınların şiddet karşısında yasal mekanizmalara başvurmalarına rağmen korunamadıklarını, buna karşın faillerin “iyi hal” ve “tahrik indirimi” gibi uygulamalarla cesaretlendirildiğini ve kadına yönelik her türlü şiddetin cezasız bırakılmamasını istedi. Kadınların yalnızca fiziksel değil, ekonomik, psikolojik ve dijital şiddetin de hedefi olduğunu aktaran Sıla Güler, kadınların ekonomik bağımsızlığını güçlendiren politikaların hayata geçirilmesi için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Son olarak konuşan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, erkek şiddetinin ve kadın kazanımlarını hedef alan politikaların kadınların yaşamını doğrudan tehdit ettiğini belirterek bu durumu “erkek devletin kadınlara açtığı savaşın bilançosu” olarak nitelendirdi. Ceylan Akça Cupolo, “Kadınlar birlikte güçlü. Öfkemizi, isyanımızı ve dayanışmamızı diri tutacağız. Yaşayamayan kız kardeşlerimiz için de yaşayacak, mücadeleyi büyüteceğiz” diye konuştu.
Mersin
Mersin Kadın Platformu çağrısıyla kadınlar, Kusmihato Sokağı’ndan Özgecan Aslan Medyanı’na kadar yürüyüş gerçekleştirildi. “Erkek-Devlet şiddetine karşı sokaktayız” pankartının arkasında yürüyen kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganları eşliğinde yürüyüşün ardından açıklama yaptı. Platforma adına açıklamayı yapan Yüsra Batıhan, 2024 yılının ilk on ayında 406 kadının erkekler tarafından katledildiğini belirtti. Yüsra Batıhan, “Mersin’de de 15 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Türkiye’de işlenen her kadın cinayetinde, her çocuk cinayetinde katilleri cezasızlıkla ödüllendiren, kadın kazanımlarına saldıran, kadını ve çocuğu değil aileyi koruyan bu iktidarın parmağı var” diye konuştu.
Ardından söz alan DEM Parti Mêrdin Milletvekili Saliha Aydeniz, dünyanın dört bir yanında kadına karşı şiddetin alarm düzeyine ulaştığını ifade etti. Saliha Aydeniz, “Kürt kadın hareketi, jin jiyan azadî felsefesi ile biz kadınız, biz yaşamız, biz özgürlüğüz diyor ve bugün bütün dünya bu söylem etrafında örgütleniyor, bütün dünya bu söylem etrafında bir araya geliyor. O yüzden bu zihniyet, bu felsefe karşısında kaybetmiştir, kaybetmeye mahkumdur” dedi.
Tarsus
Tarsus Kadın Platformu’nun çağrısıyla yapılacak eylem öncesinde ağaca katledilen kadınların fotoğrafları asıldı. Tarsus Kadın Platformu, Yarenlik Yürüyüş yolunda yürüyüş gerçekleştirdi. “Yoksulluğa, savaşa, şiddete karşı susmuyoruz” pankartı ile yürüyen kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadî”, “Kadınlar kayyım istemiyor” sloganları attı.
Antalya
Antalya Kadın Platformu’nun çağrısıyla Kışlahan’da bir araya gelen kadınlar, Attalos Meydanı’na yürüdü. Attalos Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamanın Kürtçe’sini Berivan Aydın, Türkçesi’ni ise Devrim Mol okudu. Açıklamada, “Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz! Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız!” denildi.
Hatay
Kadınlar Birlikte Güçlü çağrısıyla Hatay’da kadınlar bir araya gelerek yürüyüş gerçekleştirdi. Defne ilçesine bağlı Yaman Oteli önünde bir araya gelen kadınlar, “Yoksulluğa, savaşa, kadın düşmanı politikalara, deprem sonrası yaşanan ihlallere karşı sokaktayız” diyerek taleplerini haykırdı. Samandağ Kadın Platformu da, ilçe merkezinde açıklama yaparak, taleplerini sıraladı.
İskenderun Kadın Platformu çağrısıyla kadınlar, Eski Bit Pazarı’nda bir araya gelerek, Anıt Alanı’na kadar yürüdü. Yürüyüş sonrası yapılan açıklamada platformu adına Zeynep Gürler Yıldız metnini okuyup, taleplerini anlattı.
Haber: JİNNEWS, MA