Cizre’de gözaltına alınıp tutuklanan Mele Kasım Yiğit’e ailesi tarafından gönderilen Kur’an-ı Kerim verilmedi. Yiğit, abdest almak için su da verilmediğini aktardı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Meclis’te Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) hedef göstermesinin ardından 11 Aralık’ta Şırnak, Silopi ile Cizre’de gözaltına alınan çoğu genç 33 kişiden 20’si bir hafta sonra sevk edildiği adliyede tutuklanarak Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildi.
Tutuklananlar arasında bulunan Mele Kasım Yiğit’e, ailesi tarafından bulunduğu cezaevine gönderilen Kur’an-ı Kerim ve elbiselerin verilmediği kaydedildi.
Gözaltında bir garip sorular
Mezopotamya Ajansı’ndan Zeynep Durgut’a konuşan Yiğit’in oğlu Nurettin Yiğit, babasının tutuklamasının hukuka aykırı bir durum olduğunu belirterek, “Gözaltına alındıktan sonra kendisine ‘Halk seni neden seviyor? İnsanların duyguları üzerinde mi çalışıyorsun?’ şeklinde sorular sorulmuş. 24 yaşındayım ve kendimi bildim bileli babam imamdır. Babam imam olduğu için Cizre’den Hakkari’ye kadar herkes bilir ve tanır. Ama mahkemede, ‘Sen Mele değilsin’, ‘Mele senin kod adın’ denildi. Bunu kabul etmiyoruz. Tutuklanması için böyle bahaneler üretildi” dedi.
Hala gözaltı elbiseleriyle duruyor
Yiğit, babasına 24 gün önce gönderdiği Kur’an-ı Kerim’e gardiyanlar tarafından teslim edilmediğini ifade ederek, “Cezaevinden bulsun demişler ama oradan da vermemişler. Babam şalvar gönderdik cezaevi onu da kabul etmedi. Babam günlük yaşamda pantolon giymez, sadece şalvar giyer. Babama karşı özel bir uygulama var. Babam yirmi gün hücrede kaldıktan sonra şikayet ve itirazlarımız üzerine koğuşa alındı. Babamın üzerinde halen gözaltına alındığı gün ki elbiseler var. Ona gönderdiğimiz elbiseleri de ona teslim etmiyorlar” diye konuştu.
Yiğit, babasının yaşadığı sağlık sorunları ile birlikte 2 kez anjiyo olduğunu, ancak 2 haftadır ilaçlarının verilmediğini söyledi.
Abdest için su vermiyorlar!
Dün babasıyla telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini belirten Yiğit, şunları kaydetti: “Onunla konuştuğumuz gün abdest almak için su istediğini ama verilmediğini söyledi. 18 kişi aynı odada yaşıyor ama su yok. İçme suyu ihtiyaçlarını bile lavabodan karşılıyorlar. Meledir ama namaz kılmak için abdest alamıyor. Bu kabul edilir bir durum değildir. Din üzerinden siyaset yapıyorlar ama bir imamın abdest alması için su vermiyorlar” diye belirtti.
‘Dosya hukuki değil’
Avukatı Sertaç Özkan da soruşturma dosyasında 20 kişinin tutuklandığı ve bunların ortak noktasının “gizli tanık” olduğunu ifade ederek, “Dosyada gizli tanık dışında hiç bir şey yok. Normalde Yargıtay şartları bize şunu söylüyor; gizli tanık beyanları tek başına hükmü esas alınmaz. Delillerle desteklenmesi lazım. Ama savcının böyle bir çalışması yok. Mesela Mele Kasım’ın gizli tanıklarından biri şöyle diyor; ‘Meya-Der’in şu an ki başkanı Serhat Küçük olmakla beraber bütün fiili işlerini Mele Kasım yürütür’ diyor. Sadece bu var, başka bir cümle ya da söylem yok. Diğerleri için de aynısı geçerlidir. Mevcut dosya üzerinde eğer siyasi bir baskı olmasaydı, bu haliyle bu insanların tutuklanması mümkün değildi. Muameleler bize bu dosyanın hukuki değil, siyasi saiklerle hazırlandığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“Bir imam görevi gereği cenazesine gittiği bir insanın siyasi görüşü, dünya görüşü, veyahut hangi aşirete mensup olduğuna bakmaz” diyen Özkan, Mele Yiğit’in insanların taziyesine gitmesini suç konusu yapmanın hukukun mantığına aykırı olduğuna dikkat çekti.
ŞIRNAK