Kürt şair İşxan Aslan Ankosi ile çalınan kilamlarını ve Kürt kültürüne yönelik yağmayı konuştuk
Gülcan Dereli
Bir kültür nasıl yağmalanır? Silahla, tank ve topla değil. Binlerce yılın birikimleri olan ve geçmişle bugünü birbirine bağlayan şarkıları, şiirleri, hikâyeleri, destanları, masalları çalınarak yağmalanır. İçeriği boşaltılarak, dili, hafızası çalınarak, başkasının kılınarak yağmalanır. Yüzyılı aşkın bir süredir Kürt kültürü işte böyle bir yağmanın kıskacında. Kilamları, hikâyeleri, destanları, masalları çalınıyor. Bugün Türkiye’nin birçok popüler ‘sanatçısı’, ‘klasik’ olmuş ‘şarkılarını’ işte bu yağmaya borçlu. Twitter’da dengbêjlerin eserlerini hikâyeleri ile birlikte anlatan ve tanıtan Serhat Eyalet Lordu (@eyalet_lordu) isimli sosyal medya fenomeni, Kürtçe eserlerin nasıl çalınıp Türkçeleştirildiğini ortaya koymuş; eserlerin gerçek hali olan Kürtçe ile Türkçe halini birlikte yayınlayarak bu hırsızlığı ifşa etmişti.
Çalan çalana…
Mustafa Yıldızdoğan’ın MHP için hazırladığı “Hep birlikte Türkiye’yiz” seçim şarkısının Koma Berxwedan grubunun “Buheşta Cihane” şarkısından çalıntı olduğunu yine Serhat Eyalet Lordu ortaya çıkarmıştı. Kıraç’ın “Sarı Bağlar” diye seslendirdiği parçanın aslının Kürtçe “Lo Berde” parçası olduğunu ortaya çıkarmıştı. Bunlar sadece birkaç örnek. Kürtçe eserleri kendi eserleri gibi Türkçe’ye çevirip söyleyenler arasında İbrahim Tatlıses, Ajda Pekkan, Serdar Ortaç ve Küçük Emrah gibi isimler de bulunuyor. Mesela ırkçılığın marşı haline getirilen “Ölürüm Türkiye” şarkısı da Kürtçe’den çalınma. Eserleri çalınanlardan biri de Kürt şair ve besteci İşxan Aslan Ankosi.
Kürt şair Ankosi
Kürt kültürüne önemli katkılar sunan ve Rusya’da yaşayan Kürt şair İşxan Aslan Ankosi ile eserlerine dair konuştuk. Genç yaşta şiir yazmaya başlayan Ankosi’nin ilk şiiri 1968 yılında Erivan Radyosu’nda yayınlanır. Ve Ankosi’nin şairlik yolculuğu da böylece başlar. Mamoste Ankosi, “Erivan Radyosu Arşivi’nde bana ait yirmiden fazla şarkı bulunuyor. Aslında toplamda 300 kadar şiirim var ama bunlardan 110 tanesi şarkıya dönüştürüldü” diyor.
Sevilen şarkıları
Birçok şiiri şarkıya dönüştürülen mamoste Ankosi, şarkılarının ne kadarının çalındığını bile tespit edemiyor. Çalınan şarkıların bazıları çok popüler olur. Birçoğumuzun severek dinlediği “Yara Min e Bedewe” (Yar Meleke) ve “Leyla Leyla Bihare” gibi şarkıların da aralarında bulunduğu birçok eserde Ankosi’nin imzası var. Ankosi’nin hepimizin bildiği birkaç eseri ise şöyle: “Almasta Min Derse Te”, “Lawke Min Xwendekare”, “Ez Qulingim”, “Bıhare.”
Eserlere anonim imzası!
Çok fazla eserinin çalındığını vurgulayan Ankosi, “Rahatlıkla söyleyebilirim ki isimlerini bildiğim 150’den fazla sanatçı bana ait bu şarkılarımı çaldılar. ‘Yara Min a Bedewe’ şarkısının telif hakkını sadece sanatçı Aram Tigran, Tuqasa Xemo ve Leyla İşxan’a vermiştim. MESAM’da (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği) çalışan bir arkadaşım bana bu şarkının 200’ü aşkın sanatçı tarafından yorumlandığını ve şarkının her yerde anonim olarak geçtiğini söylemişti” diyor. Ankosi, kimi Kürt sanatçıların da kendi şarkılarını anonim diye okuduğunu söylüyor.
‘Burhan Çaçan çaldı’
Ankosi’nin Kürtçe “Yara Min Bedewe” şarkısını Burhan Çaçan Türkçeleştirip kendisi yazmış gibi “Allandı, Allandı Yanakları Allandı” olarak okumuş. Youtube üzerinden bu şarkıyı iki milyonu aşkın kişi izlemiş. Yine aynı şarkı Ali Şan gibi isimleri tarafından Kürtçe olarak seslendirilse de sözleri değiştirilerek seslendirilmiş.
Kürtçe söylese yanmazdım
Kürt şair Ankosi, derdinin sadece isminin yazılması olmadığını, asıl kendisini yaralayanın Kürt kültürünün yağmalanması olduğunu söylüyor. Ankosi, şöyle devam ediyor: “Bu sadece hırsızlık değil, aynı zaman ciddi bir bilinçsizliktir de. Her şeyden önce Kürt sanatçı Burhan Çaçan, benim şarkımı çalıp kendisi yazmış gibi Türkçe’ye çevirdi. Allah’a inancınız olsun ki Burhan Çaçan bu şarkıyı Kürtçe yorumlasaydı, yüreğim böyle yanmazdı. Türkiyeli birçok sanatçı ve aydın utanmadan Kürt kültürünün üretimlerini çalıp istedikleri şekilde Türkçe’ye dönüştürüp kullanıyorlar.”
Kültürel asimilasyon
Kürtçe şarkıların Türkçe’ye çevrilmesini ve anonim olarak adlandırılmasını asimilasyon olarak değerlendiren mamoste Ankosi, bunu Kürt olarak bilinen sanatçıların yapmasının ayrı bir yara olduğunu söylüyor. Ankosi, “Halkımızın benim yazmış olduğum şarkıları sevmesi ve konserlerde seslendirilmesi beni çok mutlu ediyor. Burada sorun sadece şarkı yazmak değil, ben yine de yüzlerce şarkı yazabilirim ama yüreğim yanıyor çünkü Burhan Çaçan gibi Kürt sanatçılar ulusal kültürümüze ait şarkıları Türkçe’ye çevirip bu yolla da Kürt toplumunu asimile ediyor. Bir toplum öldürülmekle asimile edilemez. Bir toplum ya da bir ulus sadece başka kültüre maruz kaldığında asimile edilir” diye vurguluyor.
Tüfekten daha ağır
Kürt tarihinin önemine vurgu yapan Ankosi, “Kendi tarihini, dilini ve sanatını kaybeden bir ulus, unutulur ve ulusal ölümü gerçekleşir. Kürtçe şarkıları Türkçe’ye çeviren sanatçılar, Kürtlerin ruhu ve aklıyla oynuyorlar. Bunu yapanlar günahkârlar, suçlular ve büyük bir kötülükle Kürtlere ağır darbeler vuruyorlar. Kültürel asimilasyon toptan ve tüfekten daha ağırdır, daha zordur. Kişi kendini kılıca karşı savunabilir ama tarihsiz, kültürsüz ve dilsiz kendini savunamaz. Böylece Kürtler, Kürt ve Türk kültürü arasındaki farkı görmediklerinde asimilasyona maruz kalır. Bundan dolayı Türkler, Kürt dilini ve kültürünü Türkiye’de yasaklamayı amaçladılar” diyor.
Şarkılar halkın ruhu
Kürtçe şarkıların Türkçeleştirilmesine sert tepki gösteren mamoste Ankosi, “Kürtlerin şarkılarını izinsiz Türkçe’ye çevirip söyleyenleri satılmış olarak görüyorum. Kürtçe şarkılar, Kürt halkının ruhudur ama Türkçe’ye çevrilip söylendiğinde, Kürtler iradeleri dışında ruhen Türkleşiyor ve özellikle çocuklar Türkçe’yi bu şekilde anadilleri gibi görüp yaşıyorlar. Bir toplum bir kılıçla öldürülebilir ama bir toplum bir kılıçla asimile edilemez” diyerek kültürel asimilasyonun tehlikelerine işaret ediyor.
Büyük bir onursuzluk
Bunun kültürel bir yağma olduğunu ve bu hırsızlıkların Kürt kültürüne zarar verdiğini söyleyen Kürt şair Ankosi, emek hırsızlığının büyük suç olduğuna dikkat çekiyor. Ankosi, “Türk devleti, dilimizi yasaklayıp kendi diliyle bizim şarkıları seslendiriyor, kültürel üretimlerimizi çalıp kendilerine göre uyarlıyorlar. Kürt sanatçıları ve aydınları bu konuda direnmeliler. Ama gördüğümüz kadarıyla Kürt sanatçı ve aydınlar ulusal, kültürel çalışmaları çok zor koşullarda yürütüyor. Dikkat ettiğimizde Türk kültür ve sanat çalışmalarını yürütenler ve bu konuda uzman olanların çoğu Kürt. Türk kültürüne hizmet etmek isteyen birini kimse yasaklayamaz, bu konuda herkes özgür tabii ki ama Kürt halkı hiç kimseye kendi kültürel üretimlerini çalma ve ecnebi toplumlara satma hakkını vermiyor. Emek hırsızlığı büyük bir onursuzluktur. Kimse başkasının emeğini çalmamalı. Ben şarkılarımı çalıp söyleyen 150-200 kadar kişinin ismini yazmak istemiyorum. Buradaki başat mesele çalınıp yorumlanan şarkılar değil. Bir örnekle belirteyim: Bildiğim kadarıyla yaklaşık olarak 120-130 ismin tamamı şarkılarımı doğru bilmiyorlar ve doğru yorumlamıyorlar. Şarkıların sözlerini birbirine karıştırmışlar, şarkıların söz ve müziğini kendi keyiflerine göre uyarlamışlar. Şarkıyı yazan kişinin bilgisi ve rızası dışında hiç kimse o şarkının sözlerini değiştirmemeli” diyor.
Yanlış seslendiriliyor
Örneklerini sürdüren Ankosi, Kürt sanatçı Aynur Doğan’ı da bir şarkısını yanlış seslendirdiği için eleştiriyor. Ankosi, “Örneğin, tanınan sanatçı Aynur Doğan, her yerde ‘Yara Min Bedewe’ şarkısını seslendiriyor. Youtube kanalında Türkan Hazal, Felemez Rolav, Mehmet Şanlı, Grup Yorum, Zilan Nar, Rojbin Kızıl, Xece, Mübin Dönen, Zana u Nuran, Baran, Berivan, Rasim, Berkin Sariataş, Güler Işık, TRT 6, Koma Azadi, Kürtçe Islık, Alan (Kürtçe bir koro) bu saydığım isimlerin dışında 135 sanatçı daha şarkılarımı seslendiriyor. ‘Yara Min Bedewe’ parçasının sözlerini dizeceğim sizlere, okuyup ezberlemeleri için. Eğer ‘Yara Min Bedewe’ parçasını dinlerseniz, göreceksiniz, çarpıtılarak yorumlanmış. Herkes kendine göre değiştirip yorumlamış. Bunların tamamı şarkılarımı yanlış seslendiriyor ama kendilerini büyük sanatçı olarak görüyorlar” diyor.
Onurlular da var
Şarkılarını seslendiren çok onurlu sanatçılar da olduğunu dile getiren Ankosi, o isimleri ise şöyle belirtiyor: “Aram Tigran, Tükasa Xemo, Dılovan, Diyar, Hekimo, Ferman Fatiyev, Bermal Çem, Delil Dilaner, Xelil Xemgin, Seyidxan, Ezize, Zine, Sebiri Mevan… Bunlardan birkaçı.”
Herkes Şakiro olamaz
Değerli Kürt dengbêjleri anımsatan Ankosi, “Bence herkes Kürt anonim şarkılarını seslendirebilir ama herkes Mehmet Arifi Ciziri, Hesen Cizrawi, Şakiro, Tahsin Taha, Kawis Ağa, Efer Esed, Reşide Baso, Şeroye Bıro, Hesen Zirek gibi ulusal dengbêjler olamazlar. Meryem Xan, Ayşe Şan, Gülbahar gibi sanatçılar ise Kürtlerin klasik sanatçılarıdırlar. ‘Radyoya Rewene’ klasiktir çünkü her sanatçının bir özelliği var orada. Şarkıları dizen herkes kadri bilinsin ister, tanınıp sevilmek ister. Ama para için kendini satmazlar” diyor.
Ulusal müzik korunmalı
Kürt halkını kültürüne sahip çıkmaya çağıran Ankosi, sözlerini şöyle noktalıyor: “Ulusal ve yerel müzik korunmalı, şarkılar profesyonelce yaşatılmalı. Ben RAO Rüsseyame başkanıydım. Çok ciddi ve zahmetli bir iş olduğunu biliyorum. Onun için de MESAM’ın da çok işi olduğunu biliyorum. MESAM kurumsal olarak bir avukat gibi ama bizden uzak, elimiz yetişmiyor. Umarım MESAM çalışanları sesimizi duyup bu konuda yardımcı olur.”
Mamoste İşxan Aslan Ankosi kimdir?
İşxan Aslan Ankosi, 1947 yılında Ermenistan’ın (Sovyetler Birliği), Elegez ilçesinin, Avşene (Çobanmaz) köyünde dünyaya gelir. 1965 yılında ilk, orta ve lise öğrenimini Elegez’de tamamlar. 1965 yılında Erivan Devlet Üniversitesi’ni kazanır. Arap ve Fars Edebiyatı bölümünden mezun olur. Moskova Akademisi’nde dil ve tarih üzerine çalışmalar yürütür. 1968-1990 yılları arasında Erivan Radyosu’nda çalışır. Çalıştığı süre içerisinde Kürtçe’den sorumlu olur. Kurumsal sorumluluğu; Ermenice, Farsça ve Arapça dillerini Kürtçe’ye tercüme etmektir. İran’ın Tahran kentinde 1977-1980 yılları arasında Sovyetler Birliği ile İran arasında diplomatik çalışmalar yürütür. Aynı zamanda 1987-1990 yılları arasında Sovyetler Birliği ile Afganistan arasında diplomatik çalışmalar yürütür. Hayat arkadaşı Lusna Huseyn, Yerivan Devlet Üniversitesi’nden Arapça bölümünden mezun olur. Mezun olduktan sonra, Elegez’in bir okulunda Kürtçe ve Ermenice dersler vermeye başlar. 1981 yılında ise Erivan Radyosu’nda Kürt dil çalışmaları yürütür. 5 çocuğu olan mamoste Ankosi, her çocuğu için ayrı ayrı besteler yapmış. Ankosi, tanınan Kürt sanatçı Leyla İşxan’ın da babası ve “Leyla Leyla Bihare” şarkısını kızı Leyla için yazmış. Ankosi, her 5 çocuğu için de şarkılar yazmış.