Manos Kitap editörü C. Hakkı Zariç ile yayınevlerinin durumunu ve salgını konuştuk
Ahmet Güneş
Tüm dünyada etkisini sürdüren koronavirüs salgını hâlâ devam ediyor. Aynı şekilde ölümler de her geçen gün artıyor. Bazı ülkelerin aldıkları tedbirler tartışma konusu olmaya devam ederken, bazı ülkelerde ise neredeyse salgın en aza indirildi. Aşı tartışmaları ise devam eden konuların başında geliyor. Salgının ortaya çıkardığı en büyük şey ise eşitsizlik. Her alanı etkileyen salgın sürecinde yayınevleri pek soruşturulmadı ve tartışma ortamı yaratılamadı. Bu süreçte birçok kitapçı kapandı, yayınevleri yeni kitapların basımlarını durdurdu. Ekonomik krizin Türkiye’de değmediği hiçbir alan da kalmadı. Bu kriz ve virüs günlerinde biz de yayınevleri soruşturması başlattık.
Yayınevlerine salgının etkisini, okuma oranında olan bitenler gibi başlıca sorularla başlattığımız dizinin bugünkü konuğu Manos Kitap. Manos Kitap editörü C. Hakkı Zariç ile yayınevlerinin durumunu, salgını, okur ve yazar ilişkisini konuştuk.
Bilmeyenler için Manos Kitap ne zaman kuruldu?
Öncesinde çok uzun bir zaman ve çok fazla kitap var. Yaklaşık otuz yıllık bir birikim ve 700 kitaplık bir külliyattan bahsedebiliriz. Marksist klasikler, romanlar, öykü ve şiirler, çocuk kitapları, Kürtçe kitaplar da buna dâhil. Devletin yasaklamaya karar verdiği ve bir gece çıkardığı KHK ile sıfırdan başlamak zorunda kaldık. Onca zamanın birikimi ve temsili bir anda sıfırlanınca nereden başlayacağımıza karar vermemiz de zor oldu, bir süre zamanı ve sözcükleri yorduysak da KHK’den bir yıl sonra 2017 sonbaharında ilk kitaplarımızı yayımladık. Buradan bakınca 2017’den beri faaliyet gösterdiğimizi de söyleyebilir okuyucular, 1990’dan beri yayıncılık yaptığımızı da iddia edebilir. Bu tarihleri önceyle ilişkilendirmek mümkün pek tabi ama bir kuruluş hikâyesini tamı tamına adlandırmak bizim için oldukça güç. Bir tarih vermemiz gerekecekse şöyle söyleyebiliriz belki, otuz yıl artı 2017 sonrası kurulduk.
Yayınevi olarak yayın politikanızı anlatır mısınız?
Sosyalist gerçekçi bir yayıneviyiz. Yayın politikamız da sosyalist gerçekçi. Her yaştan şair ve yazarı edebiyata kazandırmak ya da birikime etkide/katkıda bulunmak için bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bu haziranda altıncısı gerçekleşecek olan, Gıda İş Sendikası ile birlikte yürüttüğümüz, Sennur Sezer Emek-Direniş Şiir ve Öykü Ödülleri’nden bahsedebiliriz ya da edebiyatımızın çınarı Adnan Özyalçıner’den. Ama bunun yanında çok genç arkadaşların kitaplarını da yayımladığımızı ve bundan mutluluk duyduğumuzu neden gizleyelim. Bir yanda edebiyatımızın çınarları, bir yanda gencecik yazarlar…
Gerek yayın gerekse salgın koşullarında ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Her şey oldukça zamlandı bizim hayatımızda çünkü kitap basımının her aşamasını döviz kuru üzerinden düşünmek zorundayız. Kâğıt ve matbaa masrafları bir önceki yıla göre zaten katlanmış durumda. Eve çekilen ya da çalışmak zorunda kalan insanlar bu süreçte oldukça yoksullaştı ve kısıtlı bütçelerini daha kısıtlı kullanmaya başladı. Ekonomik zorluklar her şeyi belirliyor bir zamandır ve bu zorluklarla baş edebilmek için çeşitli kampanyalar düzenleyerek süreçten en az hasarla çıkmaya çalışıyoruz. Ama o kadar uzun ve tek başına bir süreç ki, daha ne kadar direneceğimizi birlikte göreceğiz.
Salgın sürecinde kitap okuma oranı azaldı mı arttı mı?
Bunun için kısmi bir yanıt vermek olası galiba. Eve çekildik madem haydi okuyalım ve birikmiş okuma planlarını hayata geçirip yeni kitaplar alalım düşüncesi belki pandeminin başlarında geçerli bir duyguydu ama zamanla tavsadı tabi. Son kapanma genelgesinde alkollü içki ile birlikte kitap satışının da yasaklandığını kendimize ve hayata nasıl açıklayacağımızı elbette kimse bilmiyor. Artan bir kitap okuma oranından bahsetmemiz olası değil, sesli kitap bu alanda en şanslı olanı belki de. Ama sinema, tiyatro ve müzik gibi disiplinler ile kıyasladığımızda yayıncılık ölmeyecek kadar nefes alıyor gibi, ama sadece nefes alıyor…
Manos Kitap hangi dosyaları kabul ediyor? Örneğin yazarlar size nasıl ulaşabilir?
Öykü, şiir ve eleştiri kitapları yayımlıyoruz sadece. Yazar arkadaşlar bize e-posta ile ulaşabilir ama yayın programımız pandemi nedeniyle o kadar aksadı ki, en azından 2021 yılı içinde dosya kabul etmemeye karar verdik; üzücü bir durum maalesef. Elimizdekileri sıraya koyup çalışmaya devam ediyoruz bir yandan ve yeni kitaplar hazırlıyoruz yayına.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Okuma ve yazmaya devam ettiğimiz sürece geleceğimizden umutlu olma nedenlerimizi de çoğaltabiliriz. Okuyup yazarak güçlendirebiliriz itiraz odaklarımızı. Bir arada olmalı ve disiplinler arası dayanışmayı çoğaltmalıyız. Dayanışma yaşatır!