Abdullah Aysu
Çiftçi esnaf ilişkisi bir bütündür. Biri olmadan diğeri olmaz. Çiftçinin ürünü değerini bulamadığında esnafın kazancı düşer. Çiftçi, ihtiyaçlarını küçük esnaftan sağlar. Biri olmadan diğeri eksik kalır. Et ve tırnak misali… Pandemi sürecinde hem çiftçi hem esnaf zor günler yaşadı, yaşamaya da devam ediyor. Hükümet bu süreçte zarar gören esnafın zararını karşılamak için hibe destek yapacağını duyurdu. Esnafa verilecek destek dertlerine deva olur mu, elbette bu ayrı bir tartışma konusu. Şu kadarını söyleyeyim: Esnaf “hibe” edilecek bu para miktarından hoşnut değil.
Mazota zam
Tam esnafa hibe konusu gündeme geldiği sırada mazotta alınan Özel Tüketim Vergisi-ÖTV’ye litre başına 67 kuruş zam yapıldı. Türkiye’de çiftçiler yılda yaklaşık 3-3.5 milyar litre mazot kullanır. Bilindiği üzere ÖTV, lüks mallar için konulan bir vergidir. Ne yazık ki insanların karnını doyurmak gibi toplumsal bir görev yapan çiftçilerin kullandığı mazota da hükümet ÖTV uyguluyor. Yani çiftçinin üretimi hükümetin nezdinde lüks.
Mazota niye zam?
Hükümet, esnafa toplamda 5 milyar lira destek yapacak. Duyurdu. Çiftçinin kullanmak zorunda olduğu mazotun litresine de 67 kuruş zam yaptı. Çiftçinin yıllık kullandığı 3.5 milyar litre mazot x 0.67 TL zam= 2.350.000.000 TL. Yani esnafa verilecek hibe desteği olan 5 milyar TL’nin 2 milyar 350 milyon TL’si çiftçinin kullandığı mazotun ÖTV’sine bindirilen vergiden karşılanacak. Bu demektir ki, esnafa yapılacak hibe desteğin yarısı küçük çiftçiden. Aslına bakılırsa bu destek değil, birbirine tutunarak ayakta kalmaya çalışan küçük esnaf ile küçük çiftçinin her ikisine birlikte vurulan bir darbe.
Buğday fiyatları
Malum kurak bir yıl yaşıyoruz. Hububat üreticileri perişan. Her yıl olduğu gibi sezon başı toprağa kaygılarını ekti çiftçiler, şimdi hasat zamanı geldi, keder biçecekleri netleşti. Bu durumu en iyi bilen hükümet. Hükümet bildiği bu atmosferde buğday fiyatı açıklandı.
2021 ürünü ekmeklik buğdayın alım fiyatı yüzde 36.4 artırıldı, ton başına 2 bin 250 lira oldu.
Bunu nasıl okumalı?
Açıklanan bu alım fiyatları yurt içindeki fiyatı düşürme politikasıdır. Çiftçilerin aleyhinedir. Çünkü şu an ekmeklik buğdayın borsa fiyatı zaten 2.300 lira. Navlun dahil ithalat fiyatı ise 300 dolar (2.500 lira) civarında. Son bir yılda kimyasal gübre fiyatları ise yüzde 55-68 arttı. Gerçekler böyle iken ve kuraklık çiftçiyi kavuruyorken hükümetin bu fiyat politikasını anlayan beri gelsin! Bir de mazotta yapılan ÖTV zammı, çiftçinin yarasına tuz basmak değilse ne? Görüldüğü üzere “kelin-çiftçinin” olmayan dermanı esnafın başına sürülecek. Çiftçinin devranı nasıl dönecekse?