‘Kürt gerçeği görmezden gelinerek, Kürt halkının hakları tanınmadan ne bir Suriye ne de bir Ortadoğu mümkündür‘ diyen KCK, Suriye’de yeni bir döneme girildiğini belirterek, sorunlarının çözümünün Demokratik Ulus anlayışıyla mümkün olduğunu vurguladı
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Suriye’de yaşanan son gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yaptı. KCK’nin açıklamasında, Suriye BAAS rejiminin yıkılmasına dikkat çekerek, çözümün Demokratik Ulus paradigmasında olduğuna işaret etti.
KCK Eşbaşkanlığı, Suriye’de yeni bir dönemin başladığı belirterek, “Suriye’de son iki haftada meydana gelen gelişmeler sonucunda Baas rejimi yıkılmıştır. Baas rejiminin yıkılmasıyla birlikte Suriye’de yeni bir döneme girilmiştir. Ortaya çıkan yeni durumun Suriye’deki bütün halkların bir arada, eşit ve özgür yaşamasına evirileceğini umuyor, temenni ediyoruz. Suriye halkları on yıllardır demokratik bir Suriye’nin yaratılması, Suriye’de özgür, demokratik, kardeşçe yaşamın gelişmesi için çok büyük mücadele verdiler, bu uğurda ağır bedeller ödediler. Büyük mücadeleler vermiş, ağır bedeller ödemiş Suriye halkları bunu fazlasıyla hak ediyor. Suriye halklarının bunu gerçekleştirecek tecrübeye, bilinç ve ferasete sahip olduğuna inanıyoruz. Temennimiz odur ki Suriye halklarının bu özlemi gerçekleşir” dedi.
‘Ortadoğu’ya ihraç edilen ulus-devlet sistemi esas sebeptir’
“Baas rejiminin yıkılması, tekçi ulus-devlet sisteminin nasıl bir sonla karşılaşacağını bir kez daha ispatlamıştır” denilen açıklamada, “Kapitalist modernitenin icat ettiği ve kapitalist modernist güçler tarafından Ortadoğu’ya ihraç edilen ulus-devlet sistemi, yüzyıldır Ortadoğu’da yaşanan, derinleşen, kördüğüm haline gelen toplumsal sorunların esas nedenidir. Toplumdaki farklılığı, çeşitliliği, çoğulculuğu yadsıyan, tekçiliği esas alan ulus-devlet modelinin insan gerçeğine en aykırı, topluma en fazla veren model olduğu Ortadoğu’daki gelişmelerle bir kez daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Önder Apo, tekçi ulus-devlet gerçeğini derinlemesine çözümlemiş, bu sistemin insan ve toplum gerçeğine olan aykırılığını ortaya koymuş, toplumun bu tekçi sistemi daha fazla kaldıramayacağını ve bu sistemin kaçınılmaz olarak aşılacağını, bunun sonucunda Ortadoğu’da demokratik dönüşümün önünün açılacağını belirtmiştir. Suriye’de ortaya çıkan gelişmeler Önder Apo’nun belirttiği bu tarihsel gerçeği doğrulamıştır. Baas rejimi, son 14 yılda Suriye’de yaşanan bunca gelişmelere rağmen bu gerçeği görememiş, tekçi ulus-devlet sisteminde ısrar etmiş, demokratik dönüşüme gelmemiş ve nihayetinde kendisini bekleyen sonla karşılaşmıştır” diye belirtildi.
‘Özerk Yönetim Suriye’nin demokratikleşmesi çabası içinde’
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı açıklamasının devamında şunlara yer verildi:
“KCK olarak Suriye’de tekçi ulus-devlet sisteminin aşılması, demokratik dönüşümün gelişmesi için daimi bir çaba içerisinde olduk. Bunu Suriye yönetimine defalarca sözlü ve yazılı olarak ilettik. Suriye’de tekçi ulus-devlet anlayışının bırakılmasını, Suriye’nin ihtiyaç duyduğu demokratik dönüşümün gerçekleşmesi için adımlar atılmasını belirttik. Suriye’de demokratik dönüşüm sürecinin uzamaması, halkların daha fazla acı çekmemesi için buna çok önem verdik, bunun için yoğun çaba içerisinde olduk. Kürt halkı da geliştirdiği mücadeleyle demokratik bir Suriye’nin gelişmesini arzulamış, bunun zeminini geliştirmiştir. Kuzey ve Doğu Suriye özerk yönetiminin de Suriye’nin demokratikleşmesi için çaba içerisinde olduğunu biliyoruz. Ancak Baas rejimi tekçi ulus-devlet anlayışında ısrar etmiş, bunun sonucunda Suriye’deki kriz derinleşmiş, sorunların çözümü ertelenmiş, halklar daha fazla acılar çekmiştir.
‘Bundan sonra en temel şey demokratik Suriye’nin gelişmesidir’
Bundan sonra Suriye halklarının özlemini duyduğu en temel şey demokratik bir Suriye’nin gelişmesidir. Demokratik Suriye içerisinde bütün Suriye halkları, dini kesimleri, farklı diller, mezhepler, kültürler bir arada, eşit, özgür yaşayabilir. Suriye’deki sorunların çözümü bununla mümkündür. Kürtler, Araplar, Dürziler, Türkmenler, Süryaniler, Êzidîler, Ermeniler, Nusayriler, Sünniler ve Suriye’deki bütün farklılıklar bu temelde yeni bir yaşamı kurabilir, birlikte özgürce ve kardeşçe yaşayabilir, herkesin hakkının tanındığı yeni bir Suriye’yi inşa edebilirler. Suriye’de bunun gelişmesi aynı zamanda bütün Ortadoğu’yu olumlu etkileyecek, Ortadoğu’nun demokratikleşmesine büyük katkı sunacaktır. Kürt halkı mücadelesiyle bunun en dinamik gücü olduğunu ortaya koymuştur. KCK olarak böyle bir yaşamı öngören, çoğulculuğu, çeşitliliği, farklılıkların bir arada yaşamasını esas alan demokratik ulus anlayışının gelişmesi için duruşumuz ve mücadelemiz sürecektir. Bütün sorunların kaynağı olan tekçi ulus-devlet modeline karşı sorunların çözümü ve bütün halkların bir arada eşit, demokratik, özgürce yaşaması demokratik ulus anlayışıyla mümkündür.
Toplumun özgürlüğü kadının özgürleşmesiyle olabilir. Kadın özgürlüğü toplumsallığın özünü ve anlamını ifade etmektedir. Yaratılacak yeni Suriye’nin demokratik olması, özgürlükçü olması ancak kadının özgürlüğünün gelişmesiyle mümkündür. Asla kadın özgürlük çizgisinden taviz verilemez, geri adım atılamaz.
‘Türk devleti özgür Suriye önünde en büyük engel’
Türk devleti, halkların özlediği demokratik özgür Suriye önünde en büyük engeldir. Suriye’de demokratik, özgür bir yaşamın gelişmesini engellemek için öteden beri Suriye’ye saldırıyor, işgaller yapıyor. Baas rejimi yıkılması rağmen Türk devleti bu tutumundan vazgeçmemiştir. Türk devleti de tıpkı Baas rejimi gibi tekçi ulus-devlet zihniyete sahiptir. Geliştirdiği saldırılarla ve yaptıklarıyla Suriye’de despotik anlayışın, tekçi sistemin sürmesini amaçlamaktadır. Türk devleti sadece Kürtleri soykırıma uğratmayı amaçlamıyor, Suriye’de demokratik dönüşümün önünü almak, tekçi ulus-devlet sisteminin ve despotik yönetim anlayışının sürmesini sağlayarak bütün Suriye halklarının soykırım altında yaşamasını istiyor. Türk devletinin böyle bir amaç güttüğü ve bu temelde Suriye’ye yönelik saldırılarını sürdürdüğü açıkça ortadadır. Türk devleti bu maçla Milli Suriye Ordusu denilen yapıyı kurmuştur. Hem bizzat kendisi saldırmakta hem Milli Suriye Ordusu eliyle saldırılar gerçekleştirmektir. Türk devleti bu yaklaşımıyla Suriye’nin birliğine ve bütünlüğüne kast etmekte, Suriye’de sağlanan gelişmeleri tehdit etmektedir. Yeni bir Suriye’den ve Suriye’de bir arada, demokratik, özgür yaşamdan yana olan bütün Suriyeli halklar ve güçler Türk devletinin bu yaklaşımını kabul etmemeli ve Türk devletinin ve Milli Suriye Ordusu’nun saldırılarına karşı koymalıdır. Kürt halkının ve Kuzey Doğu Suriye halklarının direnişinin yanında yer almalıdır. Dünya demokratik güçlerine de çağrımız odur ki, Türk devletinin işgalci, soykırımcı saldırılarına karşı tutum almaları, direnen Kürt halkının ve Suriye halklarının yanında olmaları, güçlü dayanışma tutumunu geliştirmeleridir.
‘Halkların direnişi mutlak zafere ulaşacaktır’
Başta Kürt halkı olmak üzere bütün Kuzey ve Doğu Suriye halkları Türk devletinin ve Türk devleti adına hareket eden Milli Suriye Ordusu’nun saldırılarına karşı direnişini güçlendirerek sürdürmelidir. Halklarımız, Devrimci Halk Savaşı temelinde örgütlenmeli, öz savunmasını yapmalıdır. Bu temelde örgütlenerek her türlü saldırıya karşı halkların direnişi ve mücadelesi mutlaka zafere ulaşacaktır. Kürt halkı geliştirdiği mücadeleyle Ortadoğu’da tekçi ulus-devlet sisteminin ve despotik yönetim anlayışının aşılmasında çok büyük bir katkı sağlamıştır, belirleyici rol oynamıştır. Yeni ve demokratik bir Suriye’nin gelişmesi için zemin oluşmuşsa, bunda Kürt halkının geliştirdiği mücadelenin belirleyici bir yeri vardır. Sadece Suriye’de değil, Ortadoğu’da da böyle bir gelişmenin ortaya çıkmasında pay sahibidir, buna öncülük etmektedir. Kürt gerçeği görmezden gelinerek, Kürt halkının hakları tanınmadan ne bir Suriye ne de bir Ortadoğu mümkündür. Kesinlikle Suriye’de ve Ortadoğu’da Kürt halkının yeri olacaktır.
Bu temenni ve duygularla bütün Suriye halklarını kutluyor, bütün halkların bir arada, eşit, demokratik, özgür bir Suriye’yi yaratacağına inanıyor, herkesi bu temelde hareket etmeye çağırıyoruz.”
Kaynak: ANF