Demokratik İslam Kongresi aktivisti Hatice Şeker, Dêrsim Belediyesi’ne kayyım atanmasına tepki göstererek, ‘Bu toplum direniş geleneğinden gelen bir toplumdur, panzehiri direniştir. Direnişle de zulme karşı cevabını vermiştir’ dedi
Dêrsim Belediyesi’ne 21 Kasım’da kayyım atanmasının ardından kentte eylemler ve açıklamalar düzenlenmeye devam ediyor. Kayyım karşıtı eylemler sürerken, Kürdistan’ın farklı kentlerinden de dayanışma ziyaretleri gerçekleştiriliyor.
Demokratik İslam Kongresi aktivisti ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Haklar ve İnançlar Komisyonu üyesi Hatice Şeker, dayanışma amaçlı bulunduğu Dêrsim’de kayyımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Neden seçim yapıyoruz?’
Hatice Şeker ilk olarak, AKP iktidarının “Milenyum çağında” olduklarını söylediğini ancak demokratik anlamda “dip” te olduğunu belirterek kayyıma tepki gösterdi.
İktidarın halkı kimliksizleştirmeye çalıştığını belirten Hatice Şeker, “İradesizleştirme ve makul Kürt, Türk insan yaratma tahayyülü üzerinden çalışma yürütüyor. Kayyım politikaları Kürdistan coğrafyasının ne yazık ki bir kaderi haline getirilmeye çalışılsa da biz her zaman kayyım politikalarına karşı direneceğimizi söylüyoruz. Madem ki kayyım politikaları üzerinden bir seçime gidilecekse neden seçim yapıyoruz, neden kendimizi kandırıyoruz, niye bir meclisimiz var?” ifadelerine yer verdi.
‘Kayyımlar geçici, biz kalıcıyız’
Hatice Şeker, “Kayyım, Türkiye’deki AKP-MHP iktidar bloğunun kazanamadığı yerleri hak gaspıyla çalarak, yasak kılıfı uydurarak almak için başvurduğu uygulamadır. Kayyımlar geçicidir, biz kalıcıyız, halkın iradesi kalıcıdır. Bu toplum direniş geleneğinden gelen bir toplumdur, panzehiri direniştir. Direnişle de zulme karşı cevabını vermiştir. Her seferinde küllerimizden daha da büyüyerek geliyor, seçimlerimizi kazanıyoruz. Seçimse seçim, sonrası kayyımsa kayyım direneceğiz” sözlerini kullandı.
‘Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır’
Hatice Şeker son olarak AKP-MHP iktidarının baskı politikalarına karşı ses çıkarılmaması durumunda her alana müdahale olacağını kaydederek mücadele edilmesi gerektiğine ilişkin şu çağrıyı yaptı: “Biraz inanç boyutuyla yaklaşmak lazım. Zulme karşı sessiz kalan dilsiz şeytandır. İnsanlarımızın bu yönüyle zihinlerini bilemesi lazım. Din alimi Ebu Seccad, ‘ Hiçbir şey yapamasanız bile bilincinizi zulme karşı bileyin ki zulmün ne olduğunu bilip karşısında durabilesiniz’ der. Susmasınlar. Bugün sıra Dêrsim’deyse yarın Ağrı’da, Diyarbakır’dadır. Yarın soframıza gelen ekmekte, kültürümüzde, doğamızda, havamızdadır. Bunun önünü almak için insanların korku ikliminden sıyrılması gerekiyor. Bu yönüyle direnişe devam etmek gerekiyor.”
Kaynak: Gülistan Gülmüş / JINNEWS