HDP, AYM tarafından hazine yardımının bloke edilmesine karşı “Hazinemiz Halkımızdır” kampanyası başlattı. İsabetli bir kampanyadır.
HDP’ye yapılan saldırılarda hukukun HDP’yi çökertmek için nasıl araçsallaştırıldığını bilmeyenin kaldı mı? Sık sık parti binaları ve ev baskınları; gözaltına alınmalar ve tutuklanmaların sayısını hatırlamak insan havzasını aştı. HDP’li tutuklu sayısı on binler boyutlarına ulaştı. Yine parti binalarına yapılan baskınlar şiddet boyutuna vardı. En son HDP İzmir İl Binası’na yapılan saldırıda Deniz Poyraz katledildi. Bir bütün bunlarla amaçlanan halkı korkutma, sindirme yoluyla partiden uzaklaştırılarak HDP’nin kendi kendisine kilit vurmaktı. Çünkü halk sahip çıkmazsa, bir parti kapısına kilit vurmak zorunda kalır.
Önceleri de HDP fikriyatı doğrultusunda siyaset yapan benzer partilere saldırılar yapıldı; halk korkmadı, partilerine sahip çıktı ve nihayetinde bu partiler hukuk marifetiyle kapatıldılar. Her kapatılan parti sonrası halkımız yeni partilerini kurdu ve yollarına daha güçlü devam etti. Çünkü haklı ve meşru zemine dayanan düşünceler, ideolojiler yok edilemezdir. Buradan bir gerçeklik açığa çıkıyor; halk buraya kadar, bitti demeden bitmiyor, güçlenerek yoluna devam ediyor.
Şimdi de HDP bu saldırıların hedefinde ve kapatma davasında sona doğru gidiliyor. Yani dönüp dönüp aynı film halklarımıza seyrettiriliyor. Bu durum egemenlerin tarihe bakış zihniyetinden kaynaklanıyor. Onlar tarihi tekerrürden ibaretmiş diye okuyorlar. Bu anlayışa göre tarih yapıcılığı güçlü komutanların, şahların veya padişahların eseridir. Tarihe böyle bakınca tutuklarsın, kapatırsın mesele hal olmuş olur. Yani çözümden anladıkları budur. Meşru olmak, buna dayalı haklı olmanın bir kıymeti harbiyesi yoktur, onların nazarında. Meşruiyetten haklılığı aramazlar; gücü elinde tutuyorsan hemen her şeye karar verme ve uygulama gücüne de sahip olduklarına inanırlar.
Yüzyıl önce Kürt yoktur dediler, yok olacağına inandılar. Ancak Kürt varlığı tarihsel bir varlıktı; soykırım düzeyine vardırılan kanlı süreçler Kürt’e yaşatıldı. Yine kültürel olarak asimilasyonla özümsemek istediler; bazı Kürtler asimile de oldu. Fakat tarihin hakikat cilvesi olacak ki, ilk özgürlük akımının başlatıcıları ağırlıklı olarak asimile olan bu Kürtlerdi. Zira toplumsal hakikati zorbalar, onu hangi kılığa sokmaya çalışırlarsa çalışsınlar, eninde sonunda hakikatin kendisini dayatma ve açığa çıkma huyu vardır.
“Başı keseriz, gövde dağılır” diye düşündüler; devletlerarası bir komplo yaptılar, yirmi dört yıldır ağır tecrit altındaki tutsaklığa rağmen Kürtler unutmadı, unutturamadılar. Bu sürede Kürt direnişi daha da büyüdü, bölgesel ve küresel bağlaşıklar kurma aşamasına gelindi. Ama “güçlü olduklarını sanan, tarihi tekerrürcüler” bunu anlamadı veya anlamak istemiyorlar. Ellerine bir çekiç almışlar, sanki marifetmiş gibi vur ha vur!
HDP tarihsel toplum oluşumunun günümüzün temsilcisidir. Sadece Kürt varlığının temsili de değil, memlekette inkâr edilen Ermeni’nin, Arap’ın, Çerkes’in, kadının, Alevinin, Hıristiyanın, Êzidînin, velhasıl yok sayılan, dışlanıp ötekileştirilenlerin partisidir. Yine Mustafa Suphilerle başlayan devrimci ve demokratik eğilimle Kürt devrimci direniş eğiliminin buluşma platformudur. Dolaysıyla tarihsel halklar ve akımların kesiştiği köklü bir yapılanmadır. Amaç ve iddiası; devrimci, demokratik ve özgürlüğün günümüz yürüyüşçüsüdür. Buradan aldığı güçle tüm saldırılara karşın direnen bir düşünce hareketidir. Hazine yardımını bloke etmek ve kapatmak halkların tarihsel akışının bileşeni olan HDP’yi sona götürmez, daha da güçlendirerek çıkaracaktır.
‘Hazinemiz halkımızdır’ kampanyası bu güçlenmede bir manivela rolü oynamaya namzettir. Kampanyaya salt maddi bir yardım olarak yaklaşmak yaratacağı sonuçları eksik bırakacaktır. Ondan da öte bir örgütlenme, en geniş kitlesel tabana yayılma olarak yaklaşmak, bu amaç için değerlendirmek önemli olmaktadır. Maddiyattan çok maneviyatın önde olduğu bir kampanya faaliyetine çevirmek; HDP veya kapatılması halinde yerine geçecek oluşumun büyümesinin hareketi olacaktır kampanya.
Hazine yardımının bloke edilmesi seçimlerle de ilişkilidir. HDP’yi parasız bırakarak seçim çalışmasının önüne geçmektir. Ancak halkımız buna olanak tanımayacak; seferberlik ruhuyla çalışmalara daha geniş katılım yapacak, oy potansiyelini ikiye katlamayı hedefleyecektir. Bu kampanyaya etkili katılmak her yurtseverin, demokratın ve özgürlükçünün görevidir.