Depremde yerle bir olan kentlerden olan Hatay’da ÇED raporu gerekmeksizin ocakların işletilmesine onay verilmesi ile 60’a yakın taş ve mermer ocağının açılacağı belirtildi. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri ortak sekreteri Sabahat Aslan, bu durumun Hatay’ın yok olacağı anlamına geleceğini belirtti
Geçen yıl yaşanan Mereş ( Maraş)merkezli depremin ardından hükümet, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aracılığıyla mevcut binaların yapılması için depremden etkilenen illerde OHAL ilanının hemen ardından Ağustos 2023’den itibaren Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekmeksizin taş ocağı açılmasına onay verdi.
Kentin havası suyu kirlenecek
Hatay Valiliği tarafından da onaylanan 54 taş ocağı, 3 mermer ocağı ve beraberinde kurulacak kompleksin, yaşam alanları ve su kaynaklarına yakın olmasının yanı sıra kentin hava, toprak ve suyunu da kirletecek. Kentte deprem sonrası inşanın hızlıca hayata geçmesi gerekirken aradan geçen bir yılda tahribat katmerleniyor.
Zararı anlatan raporlar var
Yaşananlara dair bilgi veren Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri ortak sekreteri Sabahat Aslan, Kandilli Rasathanesi’nin daha önce yayınladığı raporuna göre maden çalışmalarında patlayıcı kullanılmasının deprem niteliğinde etkilere neden olduğunu hatırlattı.
54 taş ocağı için binlerce kilo patlayıcı
Sabahat, dernek olarak yayınladıkları raporda 54 taş ocağı için bir yılda 5 bin 500 dinamit ve alfo olmak üzere toplamda 32 milyon kilogram patlayıcı kullanılacağını dile getirdi. Sabahat “Bununla beraber 3 milyon 500 bin ton su kullanılacak. Yani yılda 147 milyon ton taş üretilecek bu ülkede. Bu rakamlar korkunç, yılda 25 milyon kilograma yakın toz emisyonu olacak” dedi.
Yaşam alanlarına çok yakın
Taş ocaklarının yerleşim alanında 50-60, okula 150-200 metre yakın mesafede bulunabildiğini dile getiren Aslan, bir ilçede yaklaşık 15-20 taş ocağının kurulacağını ifade etti. Taş ocaklarının su kaynaklarına da yakın olduğunu belirten Aslan “Kırıkhan’da ceylanlarının yaşam alanlarına 800 metre yakın bir bölgede. Dağ ceylanları Hatay’ın simgesi ve yaşamları koruma alanında. Belen’de tabiat parkına yakın bir yerde kuruluyor” dedi.
Su kıtlığı yaşanacak
Taş ocaklarının üretimi sırasında gerçekleştirilecek patlamaların su kaynaklarının yönünün değişmesine, aşırı kullanım nedeniyle de su kaynaklarının tükeneceğine dikkat çeken Aslan “Zaten şu an su kıtlığı var. Biz dernekler olarak kendi imkânlarımızla 4 mahalleye endüstriyel su arıtma tesisi kurduk. Çünkü temiz su sorunu var. Bu sorun varken taş ocakları ile daha susuz kalacak. Susuz hayat demek Hatay’da yaşamın bitmesi demek” diye belirtti.
Sürekli sarsıntılar oluyor
Taş üretiminin yanı sıra kırma eleme tesisleri, hazır beton santralleri, bazı bölgelerde bunların yanında asfalt blend tesisleri de kurulacağını aktaran Aslan, Hatay’ın bu kadar kir yükünü kaldıramayacağını belirtti. Aslan “Sürekli sarsıntılar oluyor. Bu kadar ciddi patlayıcı maddenin kullanılması sonucunda sarsıntılar da artacak. Depremden sonra insanlar zaten işlerini, evlerini kaybetti. Gıda ve su krizi kapıda. Taş ocaklarından kaynaklı tarım olumsuz etkilenecek” diyerek uyarıda bulundu.
Bu yılın şubat ayından sonra yeni yeni taş ve mermer ocakları için ÇED başvuruları yapıldığını dile getiren Aslan, başvuru sayısının sürekli arttığını belirtti. Hukuki olarak mücadelelerinin sürdüğü belirtti.
Haber: Melike Aydın / JINNEWS