Kiminin 30 yıla yaklaşan hapislik sürecinde dönüşmüşler; yazar kimliği kazanmışlar. TC devleti çok acımasız ve zalim…Yargı desen ön yargılı… Hele Kürt kimliği taşıyorsan, çok daha ağırlaşan mahkûmiyetler… Devletin acımasızlığı 12 Eylül darbesinden çok daha şiddet kazandı. Cumhuriyetin ilk yıllarında hiç olmazsa sık sık af yasaları çıkar, bu nedenle hapisteki yazarlar salınırdı. Artık TC Devleti’nin kitabında af diye bir şey yer almıyor
Ragıp Zarakolu
Stockholm.
15 Kasım’da Uluslararası PEN Yazarlar Birliği’nin Hapiste Yazarlar Günü nedeniyle birçok ülkede toplantı düzenlenecek. O kadar çok yazar var ki içerde. Ve bunların birçoğu 90’lı yılların ortasında 20’li yaşların başlarında hapse girmişler. En fazla 1 yıllık siyasi faaliyetten dolayı.
Kiminin 30 yıla yaklaşan hapislik sürecinde dönüşmüşler; yazar kimliği kazanmışlar. TC devleti çok acımasız ve zalim…Yargı desen ön yargılı… Hele Kürt kimliği taşıyorsan, çok daha ağırlaşan mahkûmiyetler… Devletin acımasızlığı 12 Eylül darbesinden çok daha şiddet kazandı. Cumhuriyetin ilk yıllarında hiç olmazsa sık sık af yasaları çıkar, bu nedenle hapisteki yazarlar salınırdı. Artık TC Devleti’nin kitabında af diye bir şey yer almıyor.
Af benzeri uygulamalar ancak, imar yasasının ihlalleri ve vergi konusunda. Ya da Ülkücüler bahis konusu olduğunda infaz yasaları ile oynanarak serbest bırakıldılar. “Terörist” kabul edilmedikleri için, “adi suçlu olarak” affolunmaları kolay oldu.
DGM’ler iptal olunduğunda kararlarının da yok sayılması gerekirdi.
Türkiye edebiyatı tarihi aynı zamanda bir hapiste yazarlar tarihi. Ya yazarlar şairler hapse konuluyor, ya da siyasal nedenle hapse girenler yazar ve şaire dönüşüyor.
Nazım Hikmet’in biyografisi hapisliklerle dolu. Ama onun bile sürekli hapis yattığı son hapsi 12 yıl. Rekor Hikmet Kıvılcımlı’da, 22 buçuk yıl. Onu Kemal Tahir izliyor 12 buçuk yılla. Aziz Nesin, Orhan Kemal 5 yılla yırtmış. Ahmed Arif’in de 2 yılı var. Sabahattin Ali, Uğur Mumcu’nun 1 yıl hapsi var ama onlar da yargısız infaz uygulanarak infaz edilmişler.
Bütün bu hapislikler TC tarihinin utanç verici yıllarını hatırlatacak daima, insanlığa karşı işlenen suçlar yanında.
Geniş anlamda yayıncı kabul ettiğim Osman Kavala 5. yıla doğru yürüyor. Ahmet Altan 5 yıla doğru yürürken serbest bırakıldı. Türkçesi yayınlanmayan kitabının başlığı “Bir Daha Dünyayı Asla Görmeyeceğim”di. Herhalde onu yalanlamak için serbest bıraktılar! Ve bir daha alınmayacağının bir garantisi yok! 2020 Uluslararası H. Dink ödülünün ona verilmesi çok anlamlı oldu.
Hapiste başarılı yazarlığa dönüşenlerden yeni örnekleri olarak aklıma ilk gelen, Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak. Kışanak ile yıllarca gazetecilik yaptık özgür basında. Demirtaş ile ise insan hakları savunuculuğu. Demirtaş 4 yılı tamamlayıverdi hapiste. Onu hapse girmeden bir hafta önce görmüştük Stockholm’de, Cengiz Çandar ile birlikte kahvaltı yapmıştık, uğurlamadan önce.
4 kitabı sıraladı peş peşe. “Seher” (Dipnot, 2017); “Devran” (İletişim, 2019); “Leylan” (Dipnot, 2020); “Efsun” (Dipnot, 2021). “Seher” 12 dile tercüme edildi. 2021 Weimar İnsan Hakları Ödülü ona verildi.
Gültan Kışanak da 5 yılı tamamladı zindanda. “Kürt Siyasetinin Mor Rengi” adlı kitabı yayınlandı (Dipnot Y. 2019). 2021 Clara Zetkin Ödülü ona verildi.
Dilerim hapislikleri aşağıdaki, unutulanlara dönüşmez.
1974 doğumlu Tonguç Ok, siyasal çalışmalarından dolayı müebbet hapse mahkum, 4 dile hakim. Benjamin Zephaniah, Mark Neocleous, J:D. Bernal, Pablo Miranda, Alick West, Karl Marx, Maurice Conforth, John Eaton, Marx, vd.’nin kitaplarını tercüme etmiş. 2014 yılında TYB Ödülü aldı. Kimsenin umurunda olmadı. Ve arkasından 5 küsur yılı katlayıverdi zindanda. 24 yıldır hapis!
Murat Çetinkaya (1972) , siyasal çalışmalarından dolayı 1995’te müebbet hapse mahkum edilmiş. 26 yılı devirmiş zindanda. Edebiyat eleştirisi üzerine yoğunlaşmış. Yazdığı makaleler Dersim Gazetesi’nde, Zend ve W dergilerinde ve K24’de yayınlanmış. “Edebiyatta Sosyal Cinsiyet” (J&J Yayınları 2020). Şu sıralar “Yaşam Sevincim” adlı romanını tamamlamak üzere. “Cezaevi Yazınından 3 Örnek” adlı kitabı ise Belge Yayınları’ndan çıkacak.
Edip Yalçınkaya (1971), siyasal çalışmalarından dolayı 1992 yılında tutuklandı ve müebbet hapse mahkum oldu. Kız kardeşi 2015 yılında Suriye’de DAEŞ tarafından öldürüldü. Türkiye PEN’i üyesi. 29 yıldır hapiste. Şiirleri ve yazıları muhtelif dergilerde çıktı. 4 romanı yayınlandı: “Ma Ülkesi” (Belge Y. 2015.); “Mahzen” (Belge Y. 2017); “Dideban” (Belge Y. 2019); “Kardaki Kan (Aram Y. 2014).
İlhan Sami Çomak (1973), şair. 1994 yılında siyasal nedenlerle tutuklandı. Daha önceki örneklerdeki, hukuk dışılığı uluslararası düzeyde kabul edilmiş ve son verilmiş DGM’lerin 1994 yılında müebbet hapse mahkûm ettiği şairin yaşamından 27 yıl çalınmış durumda. Kitapları: “Günaydın Yeryüzü” (Aram Y. 2011); “Dicle’nin Günlüğü” (Yasakmeyve Y. 2017); “Yağmur Dersleri” (Yasakmeyve Y. 2017 ); “Bu Sabah Yürüdüm” (Yasakmeyve Y. 2017); “Karınca Yuvasını Dağıtmamak” (İletişim Y. 2021). 2019 Sennur Sezer Ödülü sahibi. Uluslararası Galler Merkezi onur üyesi.
Murat Saat (1975-2017), 1996 yılında 21 yaşında tutuklandı ve müebbet hapse mahkum edildi DGM tarafından. 2014 Uluslararası Ankara Öykü Günleri Derneği Öykü Ödülü aldı. 2017 Aralık’ında hapiste kalp krizinden öldü, hastaneye götürülmediği için. Kitapları: “Yoksa Sen Benim En İyi Arkadaşım mısın?” (Dadalus Y. 2016); “Ters Kule” (Dadalus Y. 2018).
Dilek Öz (1972) de 1995 yılında tutuklanıp, DGM tarafından müebbet hapse mahkûm edilenlerden, 27 yıldır cezaevinde. Murat Saat gibi o da, “Kıyıya Vuran Dalgalar” kitabının yazarlarından biriydi. Bu kitapta en az 10 yılını cezaevinde geçirmiş olan Murat Saat ve Dilek Öz yanında Sami Özbil, Edip Yalçınkaya, Naif Bal, Diyadin Turhan, Nibel Genç, Mustafa Ağcakaya’nın hikayeleri yer almaktaydı. Sibel Öz tarafından hazırlanan ve alt başlığı “F Tipi Öyküler” olan kitabı NotaBene Yayınları 2012 yılında yayınlamıştı.
Bu kitapta yer alan yazarlardan Nibel Genç hakkında, yaşamından 4 yıl çalınan insan hakları savunucusu Muharrem Erbey (Clara Zetkin Ödülü), 2017 yılında yine NotaBene Yayınları’ndan çıkan “Mısır Koçanlarını Kızartan Koku” adlı kitabı hakkında şöyle diyor: “1990’da İstanbul Hukuk Fakültesi’nde birlikte okurken katıldığı bir etkinlikten sonra tutuklanıp müebbet hapis cezası alan ve yirmi dört yıldır, yani çeyrek yüzyıldır cezaevinde olan arkadaşım Nibel Genç’in ilk romanını keyifle okudum ve ortak yaşadıklarımızı gördüm”. Aradan 4 yıl geçtiğine göre, o da 30 yıla ulaşmış.
Sibel Öz’ün hazırladığı derlemenin yazarlarından Sami Özbil’in (1977) ise 2 müebbet cezası var. “Eksik Bir Şey” adlı kitabı baskıya hazırlanırken (İletişim, 2016) 1,5 yıl hücre ve iletişim cezası verildi ve Özbil, tek kişilik hücrede tutuldu ve vasisi dışında kimseyle görüştürülmedi. “Harman” (2006) ve “Yeraltı Suları” (2010) adlı şiir kitapları ile “Soluk Soluğa” (2008), “Kan Kurumaz” (2010) ve “Şafakta Yankılanan” (2013), “Çakıl Taşları” (2014); “Yüzüme Bak” (2015), “Kopa Seke” (2015), “İsyan Ateşi” (2015), “Elim Sende” (2018) adlı romanları Ceylan Yayınları tarafından yayımlandı. “Çöl Kimseyi Sevmiyordu” (2014) adlı romanı ise İletişim Yayınları’ndan çıktı.