Metin Yeğin
Reyting gemisi ile yürüyen televizyon dizileri gibi, esas pratik olarak uygulamayı anlatmak istediğim ‘Kiracı Kooperatifleri’nin işleyişini daha sonraki yazılara bırakıyorum. Şimdi ise böyle bir şey yapmayı düşündüğümüzde bizi en çok endişelendiren ve hatta yapmaktan vazgeçiren şey üzerine, ‘birlikte aynı evde yaşama canavarı’ üzerine konuşalım. Bu yüzden bodrum katlarında güneşsiz ya da çatı katlarında çok sıcak ve çok soğuk arasında çatlayan ince belli çay bardakları hayatımızı tercih ediyoruz çünkü.
‘Günlük devrim ihtiyacı’ zaten tam olarak burada. Yani bir yandan 3-4 kirayı birleştirip daha iyi bir evde yaşama ya da satın almanın ekonomik olarak çok daha avantajlı olduğu kesin ama aynı zamanda birlikte yaşamanın da bizi değiştirmesi gerekiyor. Yoksa mesela zorunlu olarak ya da işimize geldiğinden aile evinde yaşamak da ekonomik ama bu değil anlatmak istediğimiz. Nükleer bomba tehlikesinden, iklim değişikliğinden ya da faşist diktatörlüklerden bile bazen daha çok bizim hayatımızı kahredecek olan ‘Bulaşıkları kim yıkayacak?’ meselesinde tıkanıyor her şey. Sifonu çekmeme, ayakkabı ile eve girme, şişeden su içme gibi erkeksi alışkanlıkların kaç iyi arkadaşlığı tükettiğini gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçirin…
Yani yine basit ve sıradan, küçük diye küçümsediğimiz şeyler, takılıyor ayaklara. O kadar küçümsüyoruz ki bir köşe yazısında söz etmek, okumak bile garip geliyor insana. Fakat burada sözünü ettiğim, orta sınıf bir terbiye ve görgü değil, Fraçois Chatelet’nin felsefesinde vurguladığı, Deleuze’un anlatımıyla şöyle bir şey:
‘Pathos’un ikinci bir değeri daha vardır: Nezaket. Aslında çoktan insan ilişkilerinin bir taslağı, bir akıl ediminin başlangıcı olacak Yunan nezaketidir bu. İnsan ilişkileri metrikle yani mekan organizasyonu ile başlar, siteyi ayakta tutan da budur. Bu insanlar arasındaki doğru mesafenin ayarlanması sanatıdır, bu mesafe hiyerarşik değil, geometriktir, darbe indirmekten veya darbe almaktan kaçınmak için ne çok yakın ne çok uzak olmalıdır. İnsanların birbirleriyle buluşması törendir. (rite), bir çeşit içkinlik ritüelidir, her ne kadar bu biraz şizofreni gerektirse de. Genet veya Vernant’ın ifade ettiği gibi, Yunanların bize öğrettiği şey, kendimizi kurulu bir merkeze bırakmamak, tersine özgür insanlar tarafından oluşturulmuş simetrik ve tersine çevrilebilir bir ilişkiler birlikteliği organize etmek için kendisiyle birlikte bir merkez taşıma kapasitesi taşımaktır.’
Yani bir mekanın örgütlenmesi meselesidir bu. Ve sürecek…