Dr. Hayri Hazargöl
Deniz Poyraz’ın katledilmesinden sonra Türkiye’de demokrasi güçleri Deniz Poyraz’a ve HDP’ye sahip çıktılar. Hepimiz Deniz’iz, hepimiz HDP’yiz dediler. Bu çok önemli bir tutumdu. Türkiye demokrasi güçleri ile Kürt halkının dayanışması ve buluşmasıydı. Kuşkusuz HDP’de bu buluşma zaten sağlanmıştı. Ancak Deniz’in katledilmesi sonrası bu buluşma çok daha geniş yelpazede ve kapsamlı sağlandı. Türkiye’yi demokratikleştirebilecek bir anlayış ortaya çıktı. İşte İzmir Gündoğdu Meydanı Türkiye’yi demokratikleştirecek zihniyetin, anlayışın somut fotoğrafı oldu. Bu anlayışın bedenleşmesinin nasıl olacağı ortaya çıktı. Bu açıdan Gündoğdu’daki buluşma çok önemlidir. Kürt halkının demokratik güçleriyle Türkiye demokrasi güçlerinin buluşması ve ortak tutum ortaya koyması açısından yeni bir dönemi müjdeliyor. Bu açıdan Gündoğdu Meydanı’ndaki ruh hem Kürt halkı hem de Türkiye’nin diğer halkları tarafından önemsenmelidir.
Gündoğdu Türkiye’nin gerçek yurtseverleri ile Türkiye’nin karşıtlarının kim olduğunu gözler önüne serdi. Gündoğdu Meydanı Türkiye’nin demokratik birliğini ve geleceğini ortaya koyarken bu meydandaki tüm güçleri hain ve düşman ilan eden AKP-MHP ittifakının Türkiye’yi kutuplaştıran ve parçalayan güç olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Aslında Gündoğdu Meydanı’nda AKP-MHP ittifakı dışında tüm Türkiye vardı. Bu meydan en azından Türkiye’nin %65-70’ini temsil ediyordu. Aslında Türkiye halklarının %90’ının istediği Türkiye de budur. Ancak baskı, zulüm ve faşizmden beslenen ve var olan %10’luk kesim elindeki medya, maddi imkan ve baskı araçlarıyla toplum üzerinde bir psikolojik harekat yürütüyor. Böylece toplumun bir kesimini yönlendirebiliyor. Bu açıdan Gündoğdu Meydanı kendisini topluma iyi anlatırsa AKP-MHP faşizmine karşı halk ayağa kaldırılır ve bu iktidar, faşist siyasi güçler mezarlığına gönderilir.
Demokrasi ittifakının en geniş yelpazede kurulmasının önünde engel olan Kürtlerle ve HDP ile yan yana görülmeme zihniyeti Gündoğdu Meydanı’nda kırılmıştır. Eğer bu yaklaşım genelleşir ve her yerde demokrasi güçlerinin duruşu olursa Türkiye ihtiyaç duyduğu demokrasiye ve demokratik birliğine kavuşur. Böylece faşist güçlerin Türkiye’yi bölecekler ve beka sorunumuz var söyleminin sonu gelir. Çünkü Türkiye halkları birliğin nasıl gerçekleştiğini ve geleceğini görür. Ali Babacan’ın dediği gibi AKP-MHP ittifakına dayalı iktidar Türkiye’nin beka sorunu haline gelmiştir. Türkiye huzura ve bekaya kavuşacaksa AKP-MHP iktidarından kurtulması gerekir.
Gündoğdu fotoğrafına oraya katılan tüm siyasi güçler ve siyasi şahsiyetler sahiplenmelidir. Buna sahiplenmekten çekinmemelidir. İzmir CHP belediye başkanı Gündoğdu mitingine katıldı. Bu mitinge katılanlar ve tüm CHP’liler Türkiye’nin birliğinin böyle sağlanacağını savunabilirler. Kürtlerden ve HDP’den uzak durarak değil, yakın durarak birlik sağlanır diyebilmelidirler. Kürt sorununu Gündoğdu Meydanı’ndaki birleşim, yani demokrasi güçleri çözer diyebilirler. AKP-MHP iktidarı Kürtleri ve Türkiye halklarını aldatan sahte bir çözüm söylemi tutturmuştur ve demokrasi zihniyeti olmadığı için adım atmamıştır. Asıl çözümü biz yaparız; bir Kürt sorunu vardır, biz demokrasi güçleri ile birlikte sorunu çözer ve Türkiye’yi demokratik birlik içinde güçlendiririz demelidirler. Zaten bu yaklaşımı ve cesareti gösteremeyenler ne demokrat olabilir, ne de Kürt sorununu çözebilirler.
AKP-MHP iktidarının korkusu Gündoğdu Meydanı’dır. Zaten Devlet Bahçeli bunun önüne geçmek için Deniz Poyraz ve ailesini hedeflemişti. Böylece demokrasi güçlerinin Deniz Poyraz ve HDP’yi sahiplenmesinin önünü almak istemiştir. Gündoğdu Meydanı Devlet Bahçeli’ye cevap olmuş, Tayyip Erdoğan’ı da tir tir titretmiştir.
Tayyip Erdoğan bu korku nedeniyle gittiği Diyarbakır’da korktuğu konuları konuşmuştur. Bu nedenle HDP’yi suçlamıştır. Daha yakın zamana kadar Kürt sorunu kalmamıştır, diyen Erdoğan çözüm sürecini HDP kaldırdı, demiş. Tayyip Erdoğan hiçbir zaman çözüm düşünmedi; çözüm süreci dediği şey Kürtleri ve demokrasi güçlerini aldatmaydı. 2015’te Dolmabahçe’de çözümü dayatacak mutabakat gerçekleşince bunu hemen reddeden ve tekmeleyen Tayyip Erdoğan olmuştur. 5 Nisan 2015’te Kürtlerin siyasi iradem dediği Abdullah Öcalan üzerinde ağır tecrit uygulaması başlatmıştır. 7 Haziran seçimlerini yok saymıştır. 24 Temmuz’da da 300 sorti yaptıklarını söyledikleri onlarca uçakla hava bombardımanı yapıp savaşı başlatmıştır. Bunları tüm Kürtler de Türkiye kamuoyu da biliyor. Bu nedenle kimseyi aldatamaz.
Demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü demokrasi güçleri ile çözülecektir. Yani Gündoğdu Meydanı ve ruhu çözecektir. Bazı kesimlerin sanki AKP yeni bir çözüm süreci başlatacakmış, Kürtleri ve HDP’yi oyuna getirecekmiş gibi bir yargı ve saplantı içindedirler. Bunlar bu kafayı bıraksın, Gündoğdu Meydanı ruhuna sahip çıksınlar. Kürt sorunu vardır, Kürt sorununu Gündoğdu Meydanı zihniyeti ve ruhu çözer desinler. Solculuk ve demokratiklik adına HDP ve Kürtler üzerinde kuşku yaratmayı bıraksınlar. Kürtler ve HDP, AKP-MHP iktidarına, Erdoğan diktatörlüğüne karşı mücadele etmeselerdi ne kendileri konuşabilirdi ne de ortada sol ve demokrasi gücü kalırdı. Hiç kimse ortalığı bulandırmasın!