Kayyıma karşı günlerdir Colemêrg’e doğru yürüyen yürüyüşçüler, ‘Halkın iradesini gasp edemezler. Bu faşist zihniyetine karşı yürüyüşe geçtik. Gencinden yaşlısına herkesin katıldığı büyük bir irade yürüyüşüdür. Bizler yeniden Colemêrg’i geri alacağız’ dedi
Selman Çiçek
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Colemêrg Belediyesi’ne 3 Haziran’da kayyım atanmasına karşı başlatılan “İradeye Saygı Yürüyüşü” bir haftasını geride bıraktı. Yürüyüşler, yürüyüşün ilk haftasında 196 kilometre yolun 110 kilometre bölümünü geride bıraktı. Wan’ın Elbak ilçesinin ardından Colemêrg’e doğru yürüyüşüne devam eden yürüyüşçülerin, duraklarından biri de Zap suyu oldu. Sabahın erken saatlerinde bir araya gelen yürüyüşçüler ardından ilçe merkezinden Colemêrg yoluna doğru yürüyüşe geçti. “Jin, jiyan, azadî”, “Colemêrg ya me ye”, “Bijî berxwedana zindanan”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganlarıyla ilçe merkezinden yürüyüşe geçti.
“İradeye saygı yürüyüşüne” katılan yürüyüşçüler, bir haftadır devam eden yürüyüşe ilişkin gazetemize konuştu.
Ankara’dan yürüyüşe katılan Ertürk Soysal, yürüyüşün güzel ve anlamlı olduğunu, yol üstünde karşılaştıkları insanların kendilerini çok iyi karşıladığını söyledi. Halkın ilgisinin kendilerini motive ettiğini anlatan Soysal, “Colemêrg’e üçüncü defa kayyım atandı. Bu bir halkın irade gaspıdır. Bugün siyasal iktidar kendini irade gaspı üzerinden var ediyor ve iktidarını sürdürüyor. Bugün toplumun birçok kesimine dönük saldırı var. Saldırılara karşı ortak mücadele etmek, mücadeleyi ortaklaştırmak gerekiyor. 1 Mayıs’taki saldırılar biliniyor. Yürüyüşümüzü de oradan başlattık. Uzun bir süredir arkadaşlarımız kayyıma karşı bir nöbet tutuyor. ‘Taksim de bizim Hakkari’de bizim’ sloganları atılıyor. Bu mücadelenin önemli bir boyutuydu” diye konuştu.
Kayyım atanan yerlerde eylemler yapmaktan ziyade mücadeleyi ortaklaşmanın önemine dikkat çeken Soysal, “Batı’dan katılımlar önemlidir. Van direnişimizde başardığımız da buydu. İktidarın bu saldırılarına karşı toplumsal mücadeleyi büyüterek, gasp edilen irademize tekrar kavuşabiliriz” diye belirtti.
Munzur ve Zap’ın buluşması
Yürüyüşe katılan kentlerden biri de Dersim’di. “Munzur’un coşkusunu Zap’ın direnişiyle buluşturmaya geldik” pankartı ile yürüyüşe katılan Dersim Belediyesi Eşbaşkanı Birsen Orhan, yürüyüşe Êlih’ten dahil olduklarını söyledi. Yürüyüşle Kürt halkının iradesine saygı duymaya davet ettiklerini dile getiren Orhan, “Sandıkta güçlü bir irade çıktı. Bu iradeye nasıl Eskişehir’de Kocaeli’de saygı duyuluyorsa bizler de Kürt halkı olarak sandıktan çıkan bu iradeye saygı duyulmasını istiyoruz. AKP, 31 Mart’ta ciddi bir oy kaybı yaşadı. Bunun faturasını yıllarca yaptıkları gibi Kürtlere çıkarmak istiyorlar. Varlığını her zaman Kürt düşmanlığı üzerinden sürdüreceğini bildiğinden yine saldırılarını Kürtler üzerinden yoğunlaştırdı” şeklinde konuştu.
Orhan: Artık yeter
Colemêrg’de Mehmet Sıddık Akış şahsında Kürt halkına bir mesaj verildiğini söyleyen Orhan, “Bizler de bu yürüyüşte şunu ifade etmek istiyoruz. Bu eylemselikle mücadelemizin devam edeceğini, kayyımlara boyun eğmeyeceğimizi ortaya koyuyoruz. İktidarın zihniyetinde hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz. Bize saldıran, irademizi gasp eden bu anlayışa dur demek için bu yürüyüşü başlattık. Kürde özgü bir hukuk işlediğini biliyoruz. İktidar, hukuku araçsallaşatırarak kendi keyfine göre bir süreç işlediğini çok iyi biliyoruz. Bu uygulamalara ‘artık yeter” demek için yürüyoruz. Belediyeler halkındır gaspınıza izin vermeyeceğiz. Sonuç alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Savaş siyaseti
DEM Parti PM üyesi Semiha Şahin, seçimlerin mücadelelerinin bir parçası olduğunu, parti olarak her alanda mücadele verdiklerini söyledi. Türkiye’nin demokratikleşmesi Kurdistan’ın özgürleşmesi mücadelesi kendilerinin temel hareket noktaları olduklarını anlatan Şahin, “AKP-MHP iktidarının yürütmüş olduğu siyaset nedeniyle bir yoksullaşma krizi var. Birçok kişi ekonomik kriz olarak yorumluyor; ancak halkın yoksullaşma krizi var. Bu batı için de Kurdistan için de geçerlidir. Bu yoksullaşma krizi bir savaş siyaseti olduğunu, bir ranttın belli kesimler elinde toplanması olduğunu bilmek gerekiyor. En büyük pay buradadır. İkinci pay Diyanet’e aktarılıyor” diye belirtti.
Ortak mücadele
Kayyımın ardından bu darbeye karşı parti olarak bir mücadele hattı belirlediklerini söyleyen Şahin, “3 Haziran’dan bu yana hem Colêmerg’de hem de batı illerinde çeşitli eylemler örgütlendi. Bu dönemin en ayırtıcı özelliklerden bir tanesi kayyıma karşı mücadele, sadece Kurdistan illerinde değil, tüm batı hattında da gerçekleşmiş oldu.
Seçimlerin ardından bütün kayyımların durdurulmadığı sürece batıya da taşıyacağı görüldü. Tek adam rejimi Colemêrg’e kayyım atandığında, ‘Biz kanunu değil hukuku uyguluyoruz’ dedi. Bu da bize bu ülkenin kanunlarla yönetilmediğini gösterdi. Halklar, yürütülen mücadelenin bir sonucu olarak Kürt halkının bu talebini, bu iradesini kendi iradeleri olarak gördüler. Biz bir aydır İstanbul’da eylemdeyiz. Yapmaya da devam edeceğiz. Bu yürüyüşte ortak mücadelemizin bir parçasıdır” dedi.
Tecrit siyaseti uygulanıyor
Şahin, faşizmin bir yandan baskı politikaları ile halkı sindirmeye çalıştıklarını aynı zamanda ideolojik anlamda büyük bir çürüme ve yozlaşmanın eşiğine getirdiğini söyledi. Halkın bu tepkisi ile toplumsal mücadelenin bir parçası olduğunu ifade eden Şahin, “Bu mücadele, bu yürüyüş aynı zamanda uzun süredir yürütülen ‘Özgürlüğe Ses Ver’ eyleminin devamıdır. Sayın Öcalan üzerinde 40 aya aşkın bir süredir bir tecrit var. Buna paralel olarak toplumun her yerinde adım adım bu tecrit siyaseti uygulanıyor. Tüm politikalara rağmen halkların direnmeye devam ediyor. Kadınlar ve gençler direnmeye devam ediyor. Onların ayrımcı hukukları ve politikalarına karşı bir mücadele hattı örülüyor. Çok yol almamız gereken süreç var, bu eylemlerin ortak bir mücadeleye su taşıdığını söyleyebilirim” diye konuştu.
‘Colemêrg’i geri alacağız’
Dep (Karakoçan) Belediyesi Eşbaşkanı Songül Düzgün ise yürüyüşe dair şunları söyledi: “Halk iradesini yok sayan bizler halk olarak irademizi göstermek istiyoruz. Halkların belediyelerini zorla ellerinden almaya çalışanlarına karşı geri adım atmayacağız. Çünkü, bu halkın belediyesidir. Bizim belediyemizdir. Biz, bizim olanı almaya gidiyoruz. Onlardan seçimle aldık, onlar ise hukuksuzca el koyuyorlar. Biz tekrar geri alacağız. Halkın iradesini gasp edemezler. Bu faşist zihniyetine karşı yürüyüşe geçtik. Gencinden yaşlısına herkesin katıldığı büyük bir irade yürüyüşüdür. Bizler yeniden Colemêrg’i geri alacağız.”