Engelli bireylerinin yaşadıkları sorunların demokrasi sorunundan bağımsız olmadığını belirten ÖDEF Sözcüsü Zühtü Turgut, ‘Bütün özgürlüklerin elde edildiği, barış ortamında, herkesin eşitlendiği bir rejimde, ancak demokratik cumhuriyet ile çözülebilir’ dedi
Yadigar Aygün / İstanbul
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından engellilerin sorunlarına dikkat çekmek ve onları daha iyi anlayabilmek için 1992 yılından bu yana 3 Aralık, ‘Uluslararası Engelliler Günü’ olarak ilan edildi. Engelli bireyler eğitim, sağlık, kamu hizmetleri gibi en temel haklarına bile ulaşmakta zorluk çekiyor. Engelli bireyler yaşamın her alanında kapitalist sistem, iktidar ve toplum tarafından ayrımcı ve ötekileştirici politikalara maruz kalıyor. Özgürlükçü Demokratik Engelli Formu (ÖDEF) Sözcüsü Zühtü Turgut ile engelli bireylerin yaşadıkları sorunları ve bu sorunlara çözüm önerilerini konuştuk.
Sadaka kültürü anlayışı hakim
Kapitalist sistem ve AKP iktidarının engelli bireylere yönelik politikalarının ayrımcı ve ötekileştirici olduğunu vurgulayan ÖDEF Sözcüsü Zühtü Turgut, bir an önce bu zihniyetin değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Turgut, “Kapitalist sistem ve egemen ideolojiler engellilik sorununa tipolojik bir modelle bakıyor. Engellilik bir hastalık olarak algılanıyor ve o şekilde görülüyor. Engellileri aciz, işe yaramayan, zayıf, güçsüz gibi algılıyorlar. Bu zihniyet, muhtaç olduklarını varsayıyor ve bu muhtaçlığı giderebilmek için bir sadaka kültürü oluşturuluyor. Engellilere yönelik politikalar bu sadaka kültürü zihniyetiyle oluşturuluyor. Egemen ideolojiler ve hükümetler engelliliği sadakacı bir anlayışla çözmeye çalışıyor. 2000’li yıllarda iktidara gelen AKP hükümeti ve onunla beraber yola devam eden ortakları da engellilere yönelik sorunları sadakacı zihniyetle ve yöntemlerle çözmeye çalışıyor. Engelli bireyler için yapılan politikaları engellilere sunulmuş bir lütuf olarak görüyorlar. ‘Siz daha ne istiyorsunuz? Şunu sağladık, şunu yaptık’ anlayışı var. Bir razı olma, biat ettirme anlayışı hakim. Bu engelli bireylere tıbbi modelle bakma anlayışından kaynaklanıyor. Geçtiğimiz 20 yılda engelli bireylere AKP hükümetinin ve ortaklarının gördüğü şey budur” dedi.
‘Kamuda işlerimizi yapamıyoruz’
Engelli bireylerin eğitim, sağlık, mimari alan, kamusal alanda ve pek çok alanda sorun yaşadığını belirten Turgut, engellilerin toplumdan izole bir şekilde kaderlerine terk edildiğini söyledi. Turgut, “Çağ atlandı deniliyor ama hâlâ kamu kuruluşlarında engelli bireyler işlerini halledemiyor. Bir görme engelli hâlâ bankadan parasını çekmek istediğinde veya bankada bir işlem yapmak istediğinde imzası kabul edilmiyor. 2 tane şahit istiyorlar. Hatta daha ileri giden kurumlar var. Noterden belge istiyorlar. Türkiye’de yaklaşık 10 milyonun üzerinde engelli birey olduğu düşünülüyor. 10 milyon engellinin kaçta kaçını sosyal yaşamda görüyorsunuz? Sokakta kaç tane engelliye rastlıyorsunuz? Sokakta 50 tane engelliye rastlarsalar engellilerin rahatı çok iyi diye bakılıyor. Bu 50 kişi de okumuş ve yeteneklerini ön plana çıkarmış olanlar. Halbuki yüz binlerce engelli evlerinde kaderlerine terk edilmiş durumdalar” diye belirtti.
Rant ve göstermelik projeler
AKP’nin engelli bireyler için sosyal devlet anlayışıyla politikalar üretmek yerine rant ve talana dayalı projeler yaptığını vurgulayan Turgut, “Bir parka tuvalet yapıyorlar, iki demir çakıyorlar, biz engelli tuvaleti yaptık diyorlar. ‘Engelli yolu’ yaptık gibi birtakım rant projeleri yapıyorlar. Kaldırımların üzerine milyonlarca TL projelerle sarı çizgiler yapıyorlar, ‘Bunları görme engeliler için yaptık’ diyorlar. Bunu kaç tane görme engelli kullanabiliyor. Göstermelik projelerdir. Navigasyon cihazı yaptılar, hiçbir işe yaramadı. Bu cihazdan milyonlarca TL rant elde edildi” dedi.
Demokratik cumhuriyet gerekli
Engellilerin sorunlarının tek başına çözülmeyeceğini ancak demokratik cumhuriyet ile çözüleceğini söyleyen Turgut, barış ortamında, eşitliklerin sağlanmasının gerektiğinin altını çizdi. Turgut, “Toplumda her sorun mutlaka çözülecektir. Engelli sorunu da çözülebilir ancak tek başına çözülebilecek bir sorun değildir. Engelli sorunu ülkedeki emek sorunu, etnik sorunlar, inanç meseleleri gibi engelli meselesi de o şekilde çözülecektir. Bu coğrafyada yüzyıllardır Kürt sorunu çözülememişse, hâlâ kanayan bir yaraysa, her sabah kalkıp bugün kim öldü kim tutuklandı bugün nerede çatışma var? Nereden ölüm haberi alacağız diye yaşıyorsak engellilerin sorunları da çözülemez. Engelli sorununun çözümü toplumun en temel sorunlarının çözülmesiyle mümkündür. Bu gerçek sahici bir duruşla çözülebilir. Bu sorunların çözümü ancak demokratik cumhuriyet ile çözülebilir. Bütün özgürlüklerin elde edildiği, barışın hakim olduğu, insanların eşitlendiği bir rejimde ancak çözülür. Toplumun gerçek muhalefetiyle işçi, emekçilerle, kadınlarla, diğer etnik yapılarla diğer inanç gruplarıyla hepimizin ortak mücadele etmek gerekiyor. Oyalamaya yönelik politikalar ile engellilerin sorunları çözülmez” diye konuştu.
‘Toplumdaki yerimizi almalıyız’
Engelli bireylere yönelik politikaların sosyal devlet anlayışına göre oluşturulması gerektiğinin altını çizen Turgut, engellilerin taleplerini şu şekilde sıraladı: “Toplumdan en büyük talebimiz toplumda yerleşmiş olan çirkin engelli algısını temizlenmesi gerekiyor. Toplum, engelliler ile barışık olmalı ve bir kardeşlik hukuku içerisinde yaşamalıdır. Bizi hasta insanlar değiliz, sadece birtakım uzuvlarımız eksik. Engelli bireylerin rehabilite edilerek ekonomik ve sosyal olarak toplumdaki yerlerini alması gerekiyor. Bunu hem toplumdan hem de siyasi erkten talep ediyoruz. Toplumun eğitilmesi ve farkındalık kazandırılması gerekiyor. Ayrımcılığın ve ötekileştirmenin önlenmesi gerekiyor. Toplum bu konuda eğitilmelidir. Sadakacı kültür anlayışından bir an önce vazgeçerek sosyal devlet anlayışının artık hayata geçmesi gerekiyor. Engellilere eğitim hakkı sağlanmalıdır. Engelli bireylerin istihdam oranı artırılmalıdır” dedi.