Dersim, Reya Heq Alevi inancının Serçeşmesidir. Mekane Ana Fatma’dır. On dört bin yıl pervanelikte çarka girerek buğday meydanında Serdar olan Pirî Welat’ ın mekanı… Dersim, insanlığa, kemalete, ana kadına cem û cıvat erkanına ait ilkleri var eden bir tarihin izlerini taşır. Aryenik kültürün, hakikat ve özgürlük arayışının, kültürel direniş damarının sürekli devriye halinde olduğu mekanın ismidir Dersim. Dervişlerin, budelaların, jar û diyarların kutsal mekânıdır Dersim.
Her bir taşı, toprağı, ağacı, suyu, çeşmesi, havası; Jiyar û diyarı tarihsel hafıza olan, yaşananlara şahitlik eden kutsal mekanların ismidir Dersim.
Semaha durarak Hak aşkı, Xızır gayreti ile gerçeğe HÛ diyenlerin, hakikate aşk ile bağlı olan, yola ikrar verenlerin mekânıdır Dersim. Güneş’in cemaline, nuruna niyaz edip, cem meydanında dara durup üryanlaşarak Xweserî olan kırkların yaşam alanıdır Dersim.
Alişer’in, Ana Zarife’nin, Pir Sey Rıza’nın özgür ruhlarının devriye halinde olduğu, zülme karşı hakikat meydanında serinden geçenlerin mekânıdır Dersim. Elmaya, Zülfükar’ı Mürteza’ya ikrar vererek, üç çakıl taşını Munzur’a atarak birlik meydanında ikrarlaşan pirlerin, rayberlerin, anaların, mürşitlerin, ocakların mekan tuttuğu yerin ismidir Dersim.
Zalimin zülmüne karşı analarımızın “Ya Duzgın, ya Tija Ana Fatma” diyerek uçurumun kenarında kanatsız uçtukları yerin ismidir Dersim. Nahak anlayışa karşı direnmeyi Hakkın emri rızası olarak kabul eden, bu uğurda diri diri yakılanların, mağaralarda zehirli gazlarla nefessiz kalanların, evlatlarıyla sınananların yaşadığı mekanın ismidir Dersim.
“Biz suyu ateşe dökmeyiz, ateşin de bir canı olduğuna inanıyoruz. Ateşin ve suyun hatırını Hak bilen Reya Heq coğrafyası bir baştan bir başa ateşe verildi” diyen nur yüzlü, kemalet sahibi anaların mekânıdır Dersim. Bu kutsal coğrafya imparatorluklardan günümüze kadar zulüm altındadır. Ama tarihten öğrendiğimiz bir hakikat vardır ki, “zülüm ile abad olanın sonu berbat olur.”
Görünürde yeni bir rejim olan Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda sosyo – politik kültür içerisinde toplumu dikey olarak ikiye bölmüştü. Osmanlılarda Müslüman olmayan toplulukları tanımlayan “hükmedilen millet” anlayışı, 1924 Anayasası ile güncellendi. Kürtler ve Aleviler makbul vatandaş degildi. Dersim hem Kürt hem de Reya Heq Alevi inancını yaşıyordu. Zulmün ateşinde çifte kavrulmuştu. Yavuz’un ettiğini az gören muktedirler raporlarla bunu dile getirmişlerdi.1930 JGK Dersim konulu gizli raporunda Osmanlı devletinin ve özellikle Yavuz’un zulmünün az olduğu, daha fazla zulüm edilmesi gerektiğini söylüyor: “Eğer Yavuz’un garazı Dersim’in dağları içine girebilmiş olsaydı herhalde Dersim’i de bugün maddi ve manevi başka bir yol üzerinde görebilirdik.” Bilmezlerki ki Dersim’e sefer olur ama zafer olmaz. Her gönülde bin bir yol gider Dersim’e. Dersim’in dervişleri her kutsal mekana yelken açmakta. Her damla bu deryaya ulaşmak için “Ya Heq – Ya Xızır” diyerek semaha durmaktadır. Her damla toprağa niyaz olarak Hakka yürüyenlerin anısına dara durmaktadır. Sürgün, tertele, baskının binbir türlüsünü yaşarken heybesinde Dersim toprağını “teberık” olarak taşımıştır.
Her mekan bir hafızadır: dili var başka dillere benzemez. Her dervişin sözü Hak kelamıdır. Her kelamı mest eder yola ikrar vereni. Aslolan ikrar vermek degil, ikrarında durmaktır. Dersimli her dönemin hakikatine ikrar vermiş ve ikrarına niyaz olmuştur. Bugün yaşananların nedeni ikrardan dönmenin sonucudur. Dersim bu haldeyse her canın özünü dara alması edep – erkanı gereğidir. Yaşadıklarından dolayı yıllarca suskun kalan Firik Dede’nin isyanı bundandır. “Başımıza geleni sorma oğul, bir karanlık dönemdi. Harami sofralarında yer kapma yarışına girdiğimiz gün zaten kaybetmiştik her şeyi. Cellada kılavuz olma halimizi evliyalarımız da kabul etmemişti. Kabul etmediği içindir ki bize “gidin ne haliniz varsa görün” demişlerdi…”
Bütün toprak evlerin kapıları güneşe açılır Dersim’de. Güne başlarken Ana Fatma’nın nuruna niyaz olurlar. Kainati var eden bu kutreti kandil hanelerimizde perşembe akşamı uyandırılmaktadır. Bu kandil karanlığa karşı varoluşun nişanesidir. Ezelden ebede kadar bu kandili /çerağı uyandırmak yola verilen ikrarın gereğidir. Zulme boyun eğmeyi “düşkünlük” olarak kabul etmiş Dersim’in evliyaları. Nahak anlayışa karşı direnmeyi Hakkın emri rızası olarak kabul eden evliyaların diyarıdır Dersim. Dar ağacını Hakkın Miracı olarak gören Serdar olan bütün evliyalarımızın vasiyetidir serpiyan (ayakta durmak-hayatta kalmak) olmak, eğilmemek.
Kendini bilenlerin meydanıdır Hak meydanı. Reya Heq mekanında Nahak meydan açmaktadır. Üniversitesi, okulu, cemevi, arsızı, nursuza, pirsizi, nahak sofrasında mekan tutanı, çiğ lokma yiyeni, Dersim’de kendine yer bulmaya çalışıyor. En son kayyım zihniyeti Reya Heq Alevi inancının Serçeşmesinde yer edinmiştir. Bilinmelidir ki, Reya Heq Alevi inancı yok edilirse bütün Alevi sürekleri çerağsız, kıblesiz kalır. Zaman bütün Alevi süreklerinin, Alevi kurumlarının, Alevilikle ilgili söz kuran, meydan açan, hakikat ve özgürlük arayışında gayret eden, cümle canın yeniden çerağ uyandırması zamanıdır. Aslolan kendini bilmektir, kendini bilen Hakkı bilir. Kendini bilmek politik tutum belirlemektir.
Sadece belirli bir anda görünür olmak, fotoğraf karesinde görünür olmak, geri dönüp gitmek Alevice tutum degildir. Alevi kurumları, kurum yöneticileri anda ve mekanda iz bırakmak zorundalar. İki satır yazı ile bir iki kelam ile bir görüntü ile kayyıma karşı mı durulur? Her an, her mekan çerağ uyandırma mekânıdır. Zaman ve mekân çerağsız kalmamalı. Demokratik Alevi Dernekleri’nin başta Dersim olmak üzere birçok kentte çerağ uyandırması halktan karşılık buldu. Binlerce hanede perşembe akşamı çerağ uyandı. Anaların gözyaşları ile gülbanklar ile uyandırılan çerağlar cümle cana nişan olsun, yol göstersin. En zor anda çerağ uyandıranlara aşk olsun.
Kayyım rızasız toplumun gayretidir. Bu gayretin mayasında Hak aşkı yoktur. Kayyım Dersim halkına Hak meydanı açamaz. Toplumsal ikrarımızın temsilcisi olan, seçilmiş belediye eş başkanlarımızın görevden el çektirilmesinin meşruiyeti yoktur.
Zaman sahipsiz, mekan rızasız, mazlum çaresiz değildir. Dersim’de çerağ uyandıranlara aşk olsun.