Bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Partili Necla Demir, Türkiye’nin saman ithal edecek duruma geldiğine dikkat çekerek, ‘Siz zenginleştikçe halk fakirleşiyor’ dedi. Ceylan Akça Cupolo ise kendi ile görüşmeye gelen işçinin kendisinden emeğinin savunulmasını istediğini, oğluna torpil yapmak için ise AKP’li bir vekil ile görüşeceğini söylediğini belirtti
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin görüşmeleri Meclis Genel Kurulu’nda devam ediyor. Kurulda bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bütçe teklifleri görüşüldü.
‘Siz zenginleştikçe halk fakirleşiyor’
Görüşmelerde söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Agirî Milletvekili Necla Demir, bütçe teklifinde çiftçilere, üretici ve halka dair bir şey olmadığını söyledi. Necla Demir, “Kimin için var? Büyük tarım tekelleri için var. Kimin için var? Sermayeyi gözetenler için, onlara hizmet edenler için var. Yani büyük bir hak gaspı olan bir bütçe dayatmasıyla bir kez daha karşı karşıyayız. Çiftçiler en az 2 ya da 3 bankaya borçlu, tefecilere borçlu çünkü borcunu ancak borçla kapatabiliyor, hatta kapatamayınca evine, arsasına, tarlasına, kapısındaki traktörüne haciz geliyor. AKP’nin istikrarlı rant ve talan odaklı politikaları bugün ne yazık ki tarım ve hayvancılığı bitirme noktasına getirdi. Hayvancılık politikası iflas etti, Edirne’den Qers’e tüm çiftçiler AKP’nin yanlış politikalarının kurbanıdır. Çiftçi üretimi bırakıyor, süt fiyatı çiftçinin ihtiyacını ve maliyeti karşılamıyor. Bu sebeple çiftçiler süt ineğini ya satıyor ya da kesmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
Canlı hayvan ithalatına da dikkat çeken Nejla Demir, “Erdoğan, hayvan ithalatı için tekrar talimat vermiş. Bir kez daha anlaşılıyor ki derdiniz çiftçiler değil, derdiniz yandaşlarınızın zenginleşmesini kat kat arttırmak” dedi. Geçen yıl litresi 22 TL olan mazot fiyatının bu yıl 44 TL’ye yükseldiğini ifade eden Nejla Demir, şunları söyledi:
“İşte bu ortamda çiftçi nasıl ayakta kalsın, nasıl üretsin? 412 bin kişiye tarımı bıraktırdınız, kalanlarının da bırakması için şu an elinizden geleni yapıyorsunuz. Agirî, Wan, Qers, Mûş gibi Kürt illerinde de çiftçiyi yoksulluğa mahkûm ettiniz. Olan çiftçiye oluyor, olan halka oluyor; sizler zenginleştikçe halk yoksullaşıyor. 2,6 milyon hektar tarım arazisi tarım dışı kullanıma açıldı. Bu tablo, çiftçiyi üretimden koparan iktidarınızın başarısızlığının tablosudur. Bütün krizlerin temel sebebi, yoksulluğun ve yoksunluğun sebebi tarım cenneti olan Kürdistan coğrafyasında bilinçli yürütülen özel talan politikalarıdır. AKP, MHP Hükûmetiyle daha da derinleşen güvenlikçi politikalar herkesi içine çeken korkunç bir girdaba dönüştü. Türkiye’nin utanç tablosu olan ve tarihe de kara bir leke olarak düşen, geçen 3 bin 848 köyün yakıldığını ve boşaltıldığını hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Bu köylerdeki nüfusun neredeyse yüzde 90’ı çiftçilikle uğraşıyordu. İşte, bu göçertilen halk Türkiye’nin, ülkenin toplam hayvansal besin ihtiyacının tam yüzde 70’ini karşılıyordu. Yani diyorsunuz ki: ‘Biz tarımın çökmesine razıyız, yeter ki Kürtler kendi topraklarını işleyemesin, yaylasına gidemesin, hayvancılık yapamasın, metropollere göçsün, kendi üretiminden uzaklaşsın hatta dilini unutsun, mümkünse kültürüne de yabancılaşsın.’ Kürt gerçekliğini bitirme çabanız bir kez daha boşa çıkmıştır.”
‘Cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçeleme yok’
Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, milyonlarca çalışanın açlık sınırın altında yaşadığını söyledi. Sümeyye Boz, “Bu bütçe, halkın emeğini ve alın terini sömürmekle kalmıyor, aynı zamanda sosyal adaletin ölümünü temsil ediyor ve toplumsal barış umudunu yok ediyor. Bu bütçede kadınlar, çocuklar, işçiler, emekliler, emekçiler, gençler, Kürtler, Aleviler ve toplumun diğer ötekileri yok. Bu bütçe, yok sayılanların adeta cellatlığını yapıyor” dedi.
Sümeyye Boz, kadınların toplumsal ve kamusal alandan dışlandığını, ekonomik eşitsizliğin derinleştiğini dile getirerek, “Hükümetin gündeminde ‘Kadının kariyeri anneliktir’ masalları varken, bizim gündemimizde kadın yoksulluğu var. Karşımızda toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bütçeleme yok” ifadelerini kullandı.
‘Asgari ücret sefalet ücreti halin gelmiştir’
Emeklilerin yaşadığı sorunlara dikkati çeken Sümeyye Boz, “Emekli maaşının yoksulluk sınırının yarısının altında olacağı bir masaya oturmak, işçiyi ve 16 milyon emekliyi satmaktır. Türkiye’de asgari ücret artık bir istisna değil, milyonlarca çalışanın hayatta kalma savaşı verdiği bir sefalet ücreti hâline gelmiştir” dedi.
Sümeyye Boz, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Bu ücretle kirasını, faturasını, okul masraflarını, çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayabilir mi bir halk? Karşımızda silahlanmaya ve çatışmacı politikalara tahsis edilen korkunç bir meblağ var. AKP iktidarı ‘Savaş ve güvenlik harcamaları’ adı altında toplumu da barıştan uzaklaştıran bir konumdadır. 1 trilyon 608 milyon TL halkın ihtiyaçlarını karşılamak, refahını artırmak, yoksulluğu bitirmek veya temel ihtiyaçları karşılamak için kullanılması gerekirken, iktidar tercihini çözüm değil, çözümsüzlük, savaş ve çatışmadan yana yapmıştır.
Halkın yoksullukla, işsizlikle boğuştuğu bu dönemde savaşa ayrılan bu devasa bütçe milyonlarca insanın yaşam koşullarını iyileştirmek için kullanılabilirdi. Elektrik faturasını ödeyemeyen, çocuğuna süt alamayan bir halk için bu parayla ne yapıldı? İHA’lar alındı, SİHA’lar alındı ve asimetrik bir savaşın harcamaları gerçekleşti. Yani biz yaşamın kutsallığından söz ederken, bu tutum ve yaklaşım ölümü finanse etmekten başka hiçbir şey değildir. Bu savaşın maliyetini kim ödüyor peki? Bu ülkede yaşayan bütün yurttaşlar ödüyor. İşçiden, çiftçiden, öğrenciden, emekliden, emekçiden yani çalışan herkesten alınan her bir kuruş bu savaşa akıtılıyor.”
‘Emeği benden, torpili AKP’den isteyecekmiş’
Kurulda söz alan Amed Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, geçtiğimiz günlerde kendisini ziyaret eden 70 yaşındaki bir işçi ile aralarında geçen diyaloğu paylaştı. Ceylan Akça Cupolo, söz konusu işçinin çalıştığı iş yerinde sigortasının yatırılmadığını, ayrıca 2 bin 600 lira parasının da verilmediğini ve gasp edilen bu haklarının almak için kendisinden yardım istediğini söyledi. Ceylan Akça Cupolo, “Benim odamdan çıktıktan sonra gideceği AKP’li bir milletvekili olduğunu söyledi. Oğluna torpil arıyormuş; emeğini benden savunmamı torpilini iktidardan istedi” şeklinde konuştu.
Ceylan Akça Cupolo, “Geçen sene iktidar blokuna yoksulluğun ne olduğunu anlamıyor diye yoksulluğu tarif etmeye çalışmıştım. Ama bu sene şunu anladım ki çok iyi biliyorlar. Yoksulluğu o kadar iyi biliyorlar ki ölesiye kaçınıyorlar o yoksulluktan. Onlar ve çeperlerindekiler bu yoksulluk girdabına girmesin diye büyük bir yoksul sınıfının oluşmasına olanak sağlıyorlar ve bunu büyütüyorlar. Gargamellerle mücadele ediyoruz. Gargamellere karşı halkın birleşik mücadelesini savunuyoruz” diye kaydetti.
‘Pandemi gibi hayatımızı tehdit ediyor’
Söz alan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ise kayyım atamalarına tepki gösterdi. Meral Danış Beştaş, “Kayyım pandemi oldu. Pandemi gibi hayatımızı tehdit ediyor” dedi. Meral Danış Beştaş, “Belediyeleri kaybediyorsunuz ama gidip gasp ediyorsunuz. Tabi orayı rant kaynağı olarak görüyorsunuz” şeklinde konuştu. .
Meral Danış Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kadar yolsuzluk, hırsızlık, rant peşinde koşanları, halkın malına el koyanları neden yargılamıyorsunuz? Hayır, onlara yargılama izni bile vermiyorsunuz. Bakanlığınız o yargılama izni vermiyor. Mesela; irtifak, yolsuzluk, hırsızlık suç değil konuşmak suç, öyle mi?”
‘Polis şiddeti her yerde’
Söz alan Çewlîg Milletvekili Ömer Faruk Hülakü ise İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının uygulamalarına tepki gösterdi. Ömer Faruk Hülakü, “Sokaklarda huzur yok. Çeteler kol geziyor ve uyuşturucu her yere yayılmış. Valilerinizi ‘Bir gün kayyum olurum, küpümü doldururum.’ diye bizim oralara gönderiyorsunuz. Kısacası, şehirleri temel hak ve hürriyetleri esas alarak değil, siyasi çıkarlarınızı gözeterek baskıyla, zorla, şiddetle yönetiyorsunuz. Halk, artık sokakta huzurla yürüyemiyor. Gençler sokaklarda kayboluyor, ve anne babalar çocukları için endişe içinde. Polis şiddeti her yerde. Uyuşturucu her yerde, suç her yerde. Bunların hiçbiri umurunuzda değil biliyoruz. Çünkü sizin huzurdan anladığınız halkın susması; güvenlikten anladığınız, halkın korkması. Artık halka huzur vermiyorsunuz, korku veriyorsunuz” dedi.
‘Sistemin içinde üretiliyorlar’
Söz alan İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu da, “Bu ülkedeki çete, mafya ve siyaset mekanizması sistem dışı üretilemez, imkânsız bir şeydir. O nedenle de genetik yapısından doğmaktadır bu sistemin. İktidarlar değişir, mafya liderleri değişir ama bu sistemin asla değişmediğini bu dönemde de görüyoruz. Çünkü bu ülkede demokratik bir yapı olmadığı koşullar içerisinde bu sistemlerin genetik yapısında bu çeteleşme kendini üretecektir” dedi.
Görüşmeler sürüyor.
Kaynak: MA