Giresun’da AKP Îdir Milletvekili Cantürk Alagöz’ün sahibi olduğu maden, Doğankent ilçesinin su kaynaklarını kullanılamaz hale getirdi
Fındık üretiminde önemli bir yere sahip olan Giresun son yıllarda madencilik faaliyetleri kıskacında. 720 adet 4’üncü grup maden ruhsatı bulunan Giresun’un yüzölçümünün yüzde 85’ine maden arama ve işletme ruhsatları verildi.
Bu madenlerden birisi de Doğankent ilçesinde AKP Îdir (Iğdır) Milletvekili Cantürk Alagöz’ün sahibi olduğu Alagöz Madencilik isimli şirket tarafından işletilen bakır madeni. 2007 yılından beri bölgede işletilen madenin atık havuzundaki kimyasal atıklar ve ağır metaller yıllardır bölgedeki derelere akıtılıyor. Bölgedeki su kaynakları kullanılmaz hale gelirken, yurttaşlar, tarlalarını sulayacak su dahi bulamadıklarından şikayetçi. Derelere atık salan şirkete ise sadece para cezası kesildiğini, önemli bir yaptırım yapılmadığını söylüyor.
Şirket yıllardır bölgeyi kirletirken, bir yandan da Doğankent’in Söğütağzı, Çatalağaç, Çatak ve Süttaşı köyleri, Tirebolu’nun Eymür Köyü, Gariygen Mevkii ve Görele’de Soğukpınar Köyü, Patan Mahallesi Mevkii’ni kapsayan alanda kapasite artırmak ve atık depolama tesisi kurmak için de girişimlerde bulunduğu öğrenildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın daha önce 2022 ve 2023’te verdiği 2 “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değil” kararı da Giresun İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Karar kesinleşmeden ağaç kıyım hazırlığı
Fakat şirket yeniden süreç başlatırken, bu kapsamda 6 yeni galeri açılması planlanan bölge, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü kayıtlarında orman arazisi, çalılık ve fındık bahçesi olarak görünüyor. Öte yandan galerilerin bulunduğu alanlardan Arşıt Çayı, Çağmanlı, Çürfaz, İndere, Töngel, Küçük, Çatak, Gavraz, Topuklubük ve Soğukoluk derelerinin geçmesi dikkat çekiyor. 30 Ekim 2023’te başlatılan ÇED sürecinde en son olarak 11 Kasım 2023’te halkı bilgilendirme toplantısı yapılırken, dosyada şu ana kadar bir karar verilmedi. Fakat şirket, bakanlığın kararını vermesini beklemeden atık barajının planlandığı vadideki ağaçları işaretledi ve kesmeye hazırlanıyor.
Bölgede yaşanan yıkıma ilişkin değerlendirmelerde bulunan Harşit Vadisi Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Soner Aydın, madenlerden sonra çevrenin büyük zararlar gördüğünü söyledi.
Su yatakları kullanılamaz hale geldi
Soner Aydın, bölgede maden açıldıktan sonra yolların yıkıldığını, derelerin kirlendiğini, içme, tarımsal sulama ve hayvanlar için kullandıkları su yataklarının kullanılamaz hale geldiğini ifade ederek, maden atıklarının su kaynaklarına döküldüğünü söyledi. Yine ağır metallerin ormanın içine boşaltıldığını kaydeden Soner Aydın, “Bölge fındık ve arıcılıkla geçiniyor. Fakat maden başladığından beri arıcılık ciddi zarar gördü ve her yıl katlanarak artıyor. Bir seferde onlarca kovan arı ölüyor. Ağır metalli, kimyasallı su buharlaşarak yapraklara konuyor, arılar buradan beslendiği zaman onlar da zehirleniyor. Hayvanlarımız dere yatağından su içtikten sonra günlerce kusuyor. Şirket bizim yaşam alanlarımızı düşünmüyor, sadece kendi karını düşünüyor” dedi.
Maden su kaynaklarına doğru genişleyecek
Bunların üstüne maden sahasının da genişletilmek istendiğini anımsatan Soner Aydın, en büyük tehlikenin ise genişlemenin su kaynaklarının merkezine doğru olması olarak değerlendirdi. Madenlerin tarıma elverişsiz, su kaynaklarından uzak bölgelerde yapılması gerektiğini söyleyen Soner Aydın, “Bölgemiz Tirebolu’ya kadar ki bölgede en zengin su yataklarının olduğu bölgedir. Madencilik faaliyetlerindeki patlatma ve atık havuzunun yapılmak istendiği yer bu su kaynaklarının merkezinde. Dere yatağının üstünde atık barajı yapmak istiyorlar. Giresun’da 7 tane içme suyu baraj projesi vardı. Bir tanesi de bu madene yakın bir yerdeydi. Maden şirketi bu projeyi iptal ettirdi. Şimdi de o kaynakları kullanıyor ve kirletiyor. Geçmişte Şebinkarahisar’da atık havuzu patlaması sonucu bir felaket yaşandı. Bizim orası ise bu baraja hiç uygun bir yer değil. Burada yaşanacak bir felaket ise buradan başlayıp, Tirebolu ve Karadeniz’e kadar etkileyecek” diye belirtti.
‘Halk tedirgin’
ÇED süreci devam ettiği için hukuksal bir girişimleri olamadığını kaydeden Soner Aydın, “Ama ÇED süreci beklenmeden, Orman İşletme Müdürlüğü tarafından şirkete alan tahsis edildi ve atık barajı yapımına başlanacak. Yakında bölgede hukuksuz olarak orman kıyımı da başlayacak. Halk bu durumdan tedirgin. Maden şirketinin hukuksuzca, pervasızca çalışmalarına karşı hukuki yollara başvurarak karşılık vereceğiz. Giresun’un yüzde 85’i, Gümüşhane’nin yüzde 93, diğer Karadeniz kentlerinde de yüzde 80-90 arası maden sahası. Bu büyük bir tehdittir. Türkiye’nin en büyük su kaynaklarının bulunduğu bölgeye neşter vuruluyor. Bu bütün kaynaklarımızı tehdit ediyor” diye konuştu.
‘Para cezası yetersiz’
Tek isteklerinin bölgede yapılan talanın son bulması olduğunu belirten Soner Aydın, şunları kaydetti:
“Dere yataklarımıza ve ormanlarımıza ağır metalleri ve zehirleri atmasınlar. Madenler dünya standartlarında çıkarılacaksa çıkarılsın. Maden çıkarılmasının denetimli olması gerekiyor. Madencilikte en büyük sıkıntı denetimin eksik olmasıdır. Yaşam alanlarımızı bitiriyorlar. Şirket parasını kazanıp gidecek, biz ne yapacağız? Bizim gidecek başka bir yerimiz yok. Şirkete sadece para cezası kesip bırakıyorlar. Para cezası dostlar alışverişte görsün, mantığı ile ‘Bakın gerekeni yaptık’ diyerek kesiliyor. O cezanın şirket için bir önemi yok. Madeni usulüne göre işletmiş olsa daha büyük masrafları olacak. Fakat 1-2 milyon para cezası kesilerek kurtarılıyor. Cezayı ödediği zaman daha büyük para cebine giriyor.”
Haber: Tolga Güney \ MA