Serhat ve Karadeniz cezaevlerine ilişkin raporunu hazırladığı raporu açıklayan ‘Açlık Grevleri İzleme ve Takip Koordinasyonu’, cezaevlerinde artan hak ihlallerine dikkat çekti ve tutsakların taleplerinin kabul edilerek tecridin sonlandırılması gerektiğini belirtti
Wan Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi, Wan Tutuklu Aileleri ile Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği (Tuhay-Der) Wan-Colemêrg Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Wan Şubesinden oluşan “Açlık Grevleri İzleme ve Takip Koordinasyonu”, Serhat ve Karadeniz’de bulunan cezaevleri raporlarını açıkladı.
Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Rapor, Van F, Van Yüksek Güvenlikli, Patnos L Tipi, Ahlat T Tipi, Trabzon Beşikdüzü T Tipi, Bayburt M Tipi ve Rize Kalkandere L Tipi’nde yapılan görüşmeler sonucu hazırlandı.
Raporu kamuoyuyla paylaşan ÖHD üyesi Avukat Ebru Demirtepe, açlık grevleri ile birlikte hak ihlallerinin arttığına dikkat çekti.
Sağlık kontrolü, iaşe ve vitaminler yok
Açlık grevinde olan tutsakların bazı hapishanelerde günlük sağlık kontrollerinin hiç yapılmadığı, sağlık kontrolü yapılan hapishanelerde de revir hekimi tarafından yapılmadığını belirten Demirtepe, “Grevde olan mahpuslara bazı hapishanelerde iaşenin hiç verilmediği, bazı hapishanelerde de tuz, şeker ve karbonat verilirken, yoğurt, meyve suyu vb. iaşelerin verilmediği, özellikle Van F Tipi Cezaevi’nde grevde olan mahpuslara iaşeler verilmediği gibi grevde olan mahpusların kendi paraları ile kantinden alışveriş yapmalarına da izin verilmediği ve dolayısıyla hapishane idaresinin bu kısıtlamalarından ötürü açlık grevinin adeta ölüm orucuna dönüşmüş olduğu aktarıldı” ifadelerine yer verdi.
Açlık grevine giren tutsaklar için hayati önem taşıyan B1 vitamini ve B12 komplex vitamininin verilmediği belirtildi.
Disiplin cezaları
Açlık grevine giren tutsaklara “kültürel ve spor etkinliklerinden alıkoyma” ve ‘haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama’ şeklinde disiplin cezalarının verildiğini söyleyen Demirtepe, bazı hapishanelerde greve giren tutsakların diğer tutsaklardan özellikle ayrılarak başka bölüme koyulduğunu aktardı.
Cezaevi idarelerine çağrı
Cezaevi idarelerine çağrıda bulunan Demirtepe, “Hapishane hekimince açlık grevine giren her bir mahpus için sağlık dosyası oluşturulmalı ve günlük sağlık kontrolleri yapılarak dosyalarına işlenmelidir. Açlık grevine giren mahpusların talebi doğrultusunda grev süresince tüketilecek iaşelerin ‘tuz, şeker, karbonat, meyve suyu, ayran ve yoğurt vb’ günlük yeteri kadar verilmelidir. Yine günlük 2 tablet şeklinde toplam 500 mg B1 vitamini mutlaka verilmelidir. Açlık grevine giren mahpusların açlık grevleri ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaları amacıyla sağlık hakları bağlamında Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından hazırlanmış olan bilgi notu her mahpusa verilmelidir. Dolayısıyla hapishane düzen ve işleyişine hiçbir zararı olmayan bu pasif eylemden ötürü mahpuslara disiplin soruşturmaları açılmamalıdır. Açılan disiplin soruşturmalarının derhal geri çekilmesi gerekmektedir” dedi.
İlgili bakanlıklara çağrı
Demirtepe ilgili bakanlıklara çağrıda bulunarak, “Açlık grevlerinden kaynaklı hapishanelerde başkaca kötü haberlerin gelmemesi amacıyla açlık grevcilerinin taleplerinin incelenmesi, ulusal ve uluslararası mevzuata uygun taleplerinin karşılanması, İmralı Kapalı Ada Hapishanesinde bulunan Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslarla bir an önce aile ve avukat görüşmesinin yapılması yönünde Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlara sorumluluklarını hatırlatıyoruz” ifadelerini kullandı.
Tecrit yaşam hakkı ihlalidir
Tecridin yaşam hakkı ihlali olduğunu hatırlatan Demirtepe, “İmralı Kapalı Ada Hapishanesinde bulunan mahpuslar da Türkiye’nin diğer hapishanelerinde bulunan mahpuslarla aynı haklara sahip oldukları, kişiye özel uygulamaların olamayacağı ve dolayısıyla talep edilen hususun yasal mevzuata açıkça aykırı olan tecrit uygulamasının kaldırılması olduğu açıktır. Hukuk devleti olmanın birincil gereği idarenin ve yürütmeyi elinde bulunduran iktidarın yasalara uymasıdır” diye konuştu.
Kamuoyuna çağrı
Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt meselesi olduğu belirten Demirtepe, meselesinin demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesinin Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin yasal mevzuatlara uygun olarak kaldırılmasına bağlı olduğuna dikkat çekti.
Demirtepe kamuoyuna yaptığı çağrıda, “İnsan hakları alanında çalışma yürüten STK’lar olarak; başta açlık grevinde olan mahpusların yaşam hakkının korunması ve açlık grevinin sonlandırılması amacıyla makul ve yasal mevzuata uygun taleplerinin kabulü ile tecridin kaldırılmasına, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin son bulması amacıyla Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası kamuoyu ve kurumları derhal harekete geçmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: JinNews