‘2024 Yılında Kadın Mücadelesi’ raporunu açıklayan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, şiddetin azaltılması için, kadın istihdamının ve sığınma evlerinin arttırılması gerektiği vurgulandı
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, “2024 Yılında Kadın Mücadelesi” raporunu İstanbul Kadıköy’de bulunan Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde açıkladı. Öncesinde ise dernek yöneticileri, basın emekçileriyle kahvaltı etkinliğinde bir araya geldi.
2024 yılında Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin, toplumsal bir sorun olarak varlığını sürdürdüğü belirtilen raporda, ayrıca Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre, yılın ilk 11 ayında 411 kadın erkekler tarafından öldürüldüğü ve öldürülen kadınların yüzde 55’inin evli oldukları ya da birlikte yaşadıkları erkekler tarafından katledildiği bilgileri yer aldı.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin 7 Aralık 2018’de kurulduğu belirtilen raporda, “Şiddet mağduru kadın ve çocuklara hukuk ve psikolojik destek sunmaktadır. Dernek, kurulduğu günden bu yana 400’den fazla kadın cinayet ve cinsel istismar davasında mağdurların yanında yer alarak suçluların cezalandırılmasını sağlamıştır. 2024 yılında erkek şiddetine rağmen kadın mücadelesinin kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve derneklerin çalışmalarıyla sürdürüldüğüne dikkati çekilen raporda, “Kadın cinayetlerinin önlenmesi ve kadına yönelik şiddetin son bulması için, yargı sisteminin cinsiyetçi yapısının değiştirilmesi, mevcut yasaların etkin bir şekilde uygulanması ve toplumsal bilinçlenmenin artırılması gerekmektedir. Bu bağlamda, sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Kadın istihdamının arttırılması, sığınma evlerinin arttırılması, devlet destekli hukuki yardım, çocuk bakım hizmetleri sağlanması” gibi önerileri sıralandı.
‘Kadın başına 38 kuruş bütçe’
Sunumun ardından konuşan Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği Başkanı Müjde Tozbey, tarikatların güçlenmesi, kadın istihdamının azalması, okulların kapatılmasıyla birlikte kadına ve çocuğa şiddetin arttığını hatırlatarak, “Bütçede kadın başına 38 kuruş ayırmışlar. Aynı açıklamada ‘kadınlar ailenin en önemli unsurlarından biridir’ denildi. ‘İstihdamı arttıracağız’ diyerek sığınma evlerini kapatıyorlar. Toplam 139 sığınma evi var; hiçbir sığınma evi açmadıkları gibi açılan sığınma evlerini kapatıyorlar” dedi.
‘400’den fazla dosya takip ediyoruz’
6284 sayılı yasanın kadınları şiddete dair korumada önemli bir yer edindiğine dikkat çeken Müjde Tozbey, “Devlet kendisine bildirimde bulunan kişiyi sözleşme gereğince korumak zorunda. Yani sözleşme devlete sorumluluk veriyor; bu sorumluluktan kurtulmak, kadını zayıflatmak, aileye hapsetmek için sözleşmeden çekildiler. Çocuk ve kadınlar için 400’den fazla dosyayı takip ediyoruz. Bizim dava dosyalarında seks işçisi, yoksul kadınlar var. Yani her kesimden dosyaya bakıyoruz. Feminist örgütler ve kadın örgütleriyle dayanışma içindeyiz” diye belirtti.
‘Suç önlenmeli’
Dernek avukatı Hande Göndoğdu, kadın cinayetlerinin geldiği noktanın, AKP iktidarının ideolojik yaklaşımlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Kadınlar öldürüldüğünde açıklamalarında hep kadını tartıya koyuyorlar. ‘İyi anne olmadığı, makul kadın olmadığı, kapıyı açtıkları için öldürüldüler’ diyorlar. AKP şiddete dair yaklaşımlarıyla toplumsal olarak kadın düşmanlığını yeniden üretiyor. Suçu önlemeye yönelik çalışmadan sadece cezaları arttırmaya yönelik çalışmalar çözüm olmaz. Türkiye’de adalete dair inanç yok. Ölüm cezası bile getirilse kadın cinayetlerine bir etkisi olmayacak. Her alanda köklü bir değişime ihtiyaç var” diye konuştu.
Kaynak: JINNEWS