BM’nin raporunda ‘Kıyamet benzeri tablo’ dediği Cizîr’deki sokağa çıkma yasağı sırasında katledilenlerin aileleri kendilerine yaşatılan zulmü unutmayacaklarını ve davalarının takipçisi olacaklarını söyledi
Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde halkın özyönetim talebine karşı ilan edilen sokağa çıkma yasağı üzerinden 9 yıl geçti. Kentte 14 Aralık 2015’te ilan edilen yasakla birlikte tüm kent ablukaya alınıp insanların su, elektrik, iletişim gibi temel ihtiyaçlarını karşılaması engellendi. 79 gün süren yasak boyunca kent ağır silahlarla bombalandı, bebek, çocuk ayırt etmeksizin sivillerin hedef aldığı saldırılar düzenlendi, yaralı halde bodrumlara sığınan siviller de yakılarak katledildi.
177’si bodrumlarda olmak üzere toplam 288 kişi katledildi. Özellikle bodrumlarda katledilenlerin cenazeleri teşhis edilemediği için ailelerine teslim edilmedi. Aradan 9 yıl geçmesine rağmen 11 kişinin cenazesinin nerede olduğu bilinmiyor. İnsan hakları örgütleri tarafından hazırlanan raporlarda, ölümlerin büyük çoğunluğunun ambulansların engellenmesi nedeniyle yaşandığı belirtildi. Kürdistan kentlerindeki sokağa çıkma yasaklarında yaşananlara dair rapor hazırlayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ortaya çıkan sonucu “kıyamet benzeri tablo” olarak tanımladı.
Dava başvurusu
Katledilenlerin faillerinin yargılanması için yapılan başvurular büyük oranda sonuçsuz kalırken failler hakkında ya daimi arama kararı çıkartıldı ya da soruşturma dosyalarında takipsizlik kararı verildi. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurulardan da yanıt alamayan aileler dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı.
Ailelerin mücadelesi
Yasak döneminde yakınlarını yitiren ailelerin hem acıları hem de mücadele azimleri ilk günkü gibi. Sokağa çıkma yasaklarında yaralanan ve ambulans beklediği bodrumda yaşamını yitiren 23 yaşındaki Selami Yılmaz’ın annesi Taybet Yılmaz, oğlunun ölüm haberini televizyondan öğrendiğini belirtti. Yasaklar başladıktan sonra oğlundan haber alamadığını daha sonra yaralandığını duyduğunu anlatan Taybet Yılmaz, o süreçte Cizîr Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un katıldığı televizyon programlarında yaralılar için çağrılar yaptığını hatırlattı. Bodrumların yakılması nedeniyle oğlunun cenazesinin de yakıldığını ve uzunca süre cenazeyi aradıklarını ifade eden Taybet Yılmaz, cenazenin Dîlok’ta kimsesizler mezarlığına defnedildiğini, sonra cenazeyi alarak memleketlerinde defnettiklerini aktardı.
‘O günleri unutmayacağız’
Taybet Yılmaz şöyle devam etti:
“Bizim tank veya toplarımız yoktu devletin vardı. Oğlumu hiç görmedim. Yasaklarda biz her zorluğu gördük ve yaşadık. İşkence gördük. Buralarda devlet güçleri dışında kimse yoktu. ‘Emir gelmiş hepiniz Ermeni’siniz, bize talimat verilmiş hepinizi yok edeceğiz’ diyorlardı. Tanklarla, toplarla ilçemize girdiler. Biz 3 aya yakın evlerde hapis kaldık. Başımızı evden dışarıya çıkartamıyorduk. Aç, susuz kaldık. Biz çok acı çektik. Yüzleri kapalı, insanlar bizi öldürmeye gelmişlerdi. Benim oğlum yaralıydı kurtarılabilinirdi ama izin vermediler. Ömrümüz yettiği sürece o günleri hiç unutmayacağız. Biz çocuklarımızın izindeyiz. Bu devletin adaletine inanmıyorum. Bize bunları yaşatanlardan adalet beklemiyoruz.”
Cenazeleri almaya giderken katledildi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Cizîr Belediyesi Meclis Üyesi Abdulhamit Poçal da o dönem görevinin başından ayrılmayarak belediyede kalan isimlerden biri. Dönemin Şirnex Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile birlikte Nusaybin Caddesi’nde katledilenlerin cenazelerini almak için gittiği sırada üzerlerine açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi.
Poçal’ın eşi Aslıhan Poçal, evlerinin yasak sürecinde yıkılmasından kaynaklı köye geri dönüş yaptıklarını ancak eşinin halkı terk etmemek için ilçede kaldığını ifade etti. Televizyon izlerken eşinin katledildiği haberini aldığını ifade eden Aslıhan Poçal, cenaze için ilçeye gelmelerinin engellendiğini, oradakilerin cenazeyi alarak Şirnex’te defnettiğini dile getirdi.
O günleri asla unutmayacaklarını söyleyen Aslıhan Poçal, “O zulüm hep gözlerimizin önünde. Bu devletin adaletine inanmıyorum. Bugüne kadar gelmeyen adalet bundan sonra da gelmez. Suçsuz, günahsız insanların katledildiği gün benim adalete olan inancım bitti. Ama bir gerçek var ki bizler bu davanın peşinde olacağız,” dedi.
‘Her zaman zulme karşı duracağız’
Cudî Mahallesi’ndeki evinde katledilen 5 çocuk babası 35 yaşındaki Ali Tetik’in ağabeyi Mahmut Tetik de üzerinden yıllar geçse de yaralarının hala kapanmadığını söyledi.
Mahmut Tetik, “Kardeşimin 5 çocuğu vardı, evinde katledildi. Biz bu devletten adalet görmedik. Bize bu yapılanların kabul edilmemesi gerekirdi. O günleri unutmayacağız. Bu sistemde adaleti beklemek yanıltıcı olur. Bu sistemde adalet diye bir şey yok. Ama bizler bu zulme karşı her zaman duracağız ve bu zulmü unutmayacağız” diye konuştu.
Haber: Zeynep Durgut / MA