Türkiye ve bağlı grupların saldırıları sonucu halkların ikinci defa göç etmek zorunda kaldığını belirten Efrin-Şehba Kantonu Meclisi Eşbaşkanı Mihemed Şêxo, ‘Demokratik ulus fikriyle halkların birliğini savunan bu model, bu güçlerin çıkarlarına ters düşüyor’ dedi
Heyet Tehrir el-Şam (HTŞ) ile bazı grupların 26 Kasım’da başlattığı saldırıyla Esad rejiminin devirirken, Türkiye ve bağlı SMO paramiliter gruplar da Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı başlattı. Saldırılar nedeniyle Türkiye’nin 2019’da Efrîn’e dönük saldırısı sırasında Til Rifat ve Şehba bölgelerine yerleşen siviller, tekrar göç etmek zorunda kaldı.
Efrin-Şehba Kantonu Meclisi Eşbaşkanı Mihemed Şêxo, Suriye’deki çatışmaların sadece yerel mesele olmadığını, büyük güçlerin politikalarını sürdürme çabası olduğunu vurguladı.
Yaşananların Ortadoğu’daki çıkar çatışmasının yansıması olduğunu belirten Mihemed Şêxo, “Son dönemde yaşananlar, Suriye’nin genelinde bir siyasi denklemdir. Ortadoğu’daki büyük güçlerin çıkar çatışmasıdır. İran ve Rusya bir yanda, ABD ve diğer ülkeler diğer yanda kendi politikalarını yürütüyor. Suriye, Ortadoğu’nun kilit ülkelerinden biridir. Ancak yürütülen bu savaşların hiçbiri halkın çıkarlarını gözetmiyor. Herkes kendi iktidarını ve çıkarını düşünüyor. Bu nedenle Suriye halkı korumasız bırakılmış durumda” ifadelerini kullandı.
‘Halkımız bir kez daha göçe maruz kalıyor‘
Suriye’de 2019’dan bu yana yapılan ittifakların ve siyasi hamlelerin Suriye rejimini zayıflatmayı amaçladığını belirten Mihemed Şêxo, bundan en çok sivillerin zarar gördüğünü kaydetti. Türkiye destekli grupların saldırılarının sivilleri hedef aldığına işaret eden Mihemed Şêxo, “Efrîn’den Til Rıfat ve Şehba’ya göç etmek zorunda kalan halkımız, şimdi bir kez daha göçe maruz kalıyor. Umutları bir gün Efrîn’e dönebilmekti, ancak burada da çembere alındılar ve büyük saldırılarla yüz yüze kaldılar. Türkiye destekli gruplar, askeri alanları hedef aldıklarını söylese de esasen sivilleri hedef alıyor. Göç yolunda çocuklar, kadınlar soğuktan yaşamını yitirdi, binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı” diye konuştu.
‘Akıbeti bilinmeyen insanlar var’
Bölgede yaşanan saldırıların, bölge halkını mezhepsel çatışmalara sürüklemeyi hedeflediğini kaydeden Mihemed Şêxo, “Türkiye destekli gruplar, halkların bir arada yaşadığı bu bölgeyi hedef alıyor. Demokratik ulus fikriyle halkların birliğini savunan bu model, bu güçlerin çıkarlarına ters düşüyor. Bu nedenle burada halkın bir arada yaşama iradesini kırmaya çalışıyorlar. Şu an kış koşullarındayız ve bu ağır koşullarda halk göç etmek zorunda bırakılıyor. Yolda gelirken çetelerin saldırılarına maruz kalıyorlar. Özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar büyük zorluklarla karşı karşıya. Bazı aileler hazırladığımız alanlara ulaşabilse de birçok aile hala belirsizlik içinde. Kaybolan, esir alınan ve akıbeti bilinmeyen insanlar var. Çeteler, Şehba’nın köylerine kadar girerek halkı gözaltına alıyor ve büyük bir korku yaratıyor” dedi.
‘Halkımızın umudu, kendi topraklarına dönmek’
Halkın bir gün kendi topraklarına dönme umudunu hiç kaybetmediğini ifade eden Mihemed Şêxo, “Efrîn’den Şehba’ya, Şehba’dan bilinmezliğe sürgün edilen halkımızın tek amacı bir gün Efrîn’e dönebilmek. Ancak bu süreçte onların hayatını kolaylaştırmak, zorluklarını hafifletmek için elimizden geleni yapacağız. Halkımızın özgür ve güvenli bir geleceğe kavuşması için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
‘Dünya kamuoyu harekete geçmeli’
Göç edenlerin sayısının 100 bini bulduğunu belirten Mihemed Şêxo, Özerk Yönetim’in halkın yerleşmesi için yoğun çaba sarf ettiğini ifade etti. Mihemed Şêxo, “Halkımızın soğukta kalmaması için çadır alanları kuruyoruz. Zorluklara rağmen halkımızın huzurlu bir yaşam sürdürebilmesi için mücadele ediyoruz. Yürütülen bu savaşta en ağır bedeli halk ödüyor, ancak buna rağmen direnişimizden vazgeçmeyeceğiz. Uluslararası insan hakları kurumları ve savunucuları bu vahşete karşı duyarsız olmamalı. Halkımızın yaşadığı bu trajediye tüm dünya halklarının sahip çıkması gerekiyor. Halk soğuk, açlık ve sürekli saldırılar arasında hayatta kalma mücadelesi veriyor. Bu vahşetin sona ermesi için dünya kamuoyunun harekete geçmesi gerekiyor” çağrısı yaptı.
Haber: Delal Akyüz \ MA