Wan Emek ve Demokrasi Platformu, Abdullah Zeydan’ın memnu haklarına dair karara ilişkin basın açıklaması düzenledi. Açıklamada ‘Toplumun tüm kesimlerini hukuka, demokrasiye ve toplumsal barışa sahip çıkmaya davet ediyoruz,’ denildi
Wan Emek ve Demokrasi Platformu, kayyıma ve Yargıtay’ın Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın memnu haklarına dair kararına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Kent merkezinde bulunan Sanat Sokağı’nda yapılan açıklamaya platform bileşenlerinin yanı sıra kentteki siyasi parti temsilcileri, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan milletvekilleri, Wan Büyükşehir Belediye eşbaşkanları ve çok sayıda kişi yer aldı. Açıklamada, “Yargıyı siyasallaştırmaktan vazgeçin! Hukuksuzluğa son verin” yazılı pankart açılırken, bir araya gelen kitle sık sık, “Kürt halkı burada iradenin yanında”, “Hırsız kayyım Kürdistan’dan defol”, “Qayyim talan e berxwedan jiyan e” sloganları attı.
‘Seçmen iradesi göz ardı edilmiştir’
Platform adına Avukat Jiyan Özkaplan açıklamayı yaptı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin hemen ardından gerçekleşen mazbata gaspını hatırlatan Jiyan Özkaplan, Abdullah Zeydan hakkında gelişen hukuki süreci ve tüm mahkeme kararlarını anlattı. Kürt siyasetçiler için yargının iktidar tarafından çıkarı için araçsallaştırıldığı açıkça görüldüğünü ifade eden Jiyan Özkaplan, “Bizler biliyoruz ki Yargıtay aleyhe hüküm doğurmayacak şekilde karar vermeyerek, Kürt halkının iradesinin gaspının önünü açmayı amaçlamaktadır. Bilindiği üzere geçmiş seçimlerde mühürsüz oy pusulaları ve zarfları söz konusu iken yargının bütün mekanizmaları titizlikle seçmen iradesine saygıyı vurgulayıp iktidar lehine karar alırken, mesele Kürtler olunca seçmen iradesi tamamıyla göz ardı edilmiştir” dedi.
‘Kayyım tehdide dönüştü’
Abdullah Zeydan’ın seçilmiş belediye eşbaşkanı olduğunu ve meşruluğunu halkın iradesinden aldığını vurgulayan Jiyan Özkaplan, “Yargının siyasallaştırılmasına izin verilmemeli ve yeniden verilecek kararın aleyhe sonuç doğurmayacağının vurgulaması kanunun ve ahlakın bir gereğidir. Kürt sorununa yıllardır güvenlikçi bir yaklaşımla uygulanan politikalar, hukuksuzlukla pekiştirilmiş ve kayyum uygulamaları ile süreklilik kazanmıştır. Bu antidemokratik yaklaşım, yalnızca bölgesel bir soruna değil, tüm Türkiye’nin demokratikleşmesine ve toplumsal barış umutlarına yönelik bir tehdide dönüşmüştür” ifadelerini kullandı.
Kayyım atamalarının, anayasal güvenceleri yok sayarak seçme ve seçilme hakkını ihlal ettiğini söyleyen Jiyan Özkaplan, “Kayyıma atamaları, demokratik ilkelere ve halkın iradesine açık bir müdahale teşkil etmektedir. Kürt meselesine güvenlikçi politikalarla yaklaşmanın bir yansıması olarak ortaya çıkan kayyum uygulamaları, bugün yalnızca belli bölgelere değil, Türkiye genelinde demokrasiye zarar vermektedir. Halkın seçtiği temsilcilerin, hukuki dayanağı olmayan yöntemlerle görevden alınarak yerlerine atanmış kişilerin geçirilmesi, anayasal düzene aykırı olduğu gibi demokratik toplum yapısını da temelden sarsmaktadır” diye konuştu.
Toplumsal barışa sahip çıkma çağrısı
Toplumun, adil ve eşitlikçi bir barışa ulaşma umudu ile bir arada yaşama isteğini koruduğunu ifade eden Jiyan Özkaplan açıklamayı şu sözlerle tamamladı: “Bu hukuksuz ve baskıcı politikaların devamı, demokratik çözüm umudunu gölgelemekte ve toplumsal huzuru tehdit etmektedir. Bu nedenle, halk iradesini yok sayan, anayasaya aykırı ve antidemokratik olan uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Demokrasiye müdahale niteliğindeki bu uygulamaların son bulması, halkın seçtiği temsilcilerin halkı temsil ettiği unutulmamalı ve halkın iradesine saygı duyulmalıdır. Platformu olarak, toplumun tüm kesimlerini hukuka, demokrasiye ve toplumsal barışa sahip çıkmaya davet ediyor, çözümün barışçıl ve demokratik yöntemlerle olabileceğini bir kez daha ifade ediyoruz” şeklinde konuştu.
Zeydan: Halk iradesi kazanacak
Ardından konuşan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, verilen kararın hukukta hiçbir dayanağının olmadığına işaret ederek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay 3’üncü ceza dairesi tarafından daha önce verilen kararlara işaret etti. Demokrasiyi, hukuku, adaletin ayaklar altına alınarak irade gaspına girişildiğini ifade eden Zeydan, “Bu bir avuç, hırsızlık ve talan peşinde koşanların talebidir. Türkiye’nin geleceğini bu hırsızlara kurban etmeyin. Hukuka, adalete ve bu halkın iradesine saygı duyun. Eğer biz bu halka laik bir yönetim ortaya koyamayacaksak, kendinize güveniyorsanız gelin sandık kuralım, kararı da halk versin. Ali Cengiz oyunları, hukuk ve yargı kumpasları ve tuzaklarıyla bu halkın iradesine gasp girişiminden vazgeçin” şeklinde konuştu.
Halkın gücünün üzerinde başka hiçbir gücün olmadığını dile getiren Zeydan, “Dönemsel olarak, sopa, darbe, gasp ve kumpaslarla halkın iradesine çökmeye çalışanlar her zaman kaybetmiştir. Hukuku, adaleti, halkın iradesini savunanlar ise her zaman kazanmıştır. Bu kumpaslar ve tuzaklar karşısında halk iradesi kazanacaktır” dedi.
Açıklama alkışlarla son buldu.
Kaynak: MA