Welat gazetesi yazarı Tayip Temel, köşesinde devletin İmralı’ya yönelik saldırılarına ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün önemine dikkati çekerek, devletin, İmralı tecridini Kurdistan Özgürlük Hareketi’ne karşı sürekli pazarlık haline getirdiğini belirtti
Tayip Temel’in “Başarının yolu Öcalan’ın özgürlüğünden geçer” başlıklı yazısı şöyle:
Ünlü bir söz vardır: ‘Kaybolan bir şeyi bulmak için, kaybolduğu yerde aramak gerekir’.
Özgürlük mücadelesinde en büyük darbeyi lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanmasıyla Kürt halkı aldı. Ama Kürt halkının ve Ortadoğu’nun özgürlüğünün kitabı da İmralı’da yazıldı. Öcalan yakalandığı günden bu yana Kürt halkının ve mazlumların özgürlüğü için çalışmalarını azaltmamış, tam tersine onlarca kitap yazmış, avukatlarıyla binlerce toplantı yapmıştır. Çözüm bulmak amacıyla müzakereler sırasında devlet ve HDP heyetleriyle onlarca toplantı yapıldı.
Ancak Öcalan’ın o adada esaret altında kalması Kürt halkı için büyük bir kayıp oldu. Büyük bir kayıp olarak görüldüğü için yüzlerce genç erkek, kadın ve yaşlı, Uluslararası Komploya karşı tereddüt etmeden kendilerini ateş çemberinin halkası haline getirdi.
Devlet, Şubat 1999’dan bu yana neredeyse her zaman Öcalan’ın esaret koşullarını Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne karşı kirli bir pazarlık konusu haline getirdi.
Dikkat edin! Türkiye’de darbe yapılıyor ve darbecilerin ilk hedefi Öcalan. Seçimler oluyor ama ilk hedefleri Öcalan ve İmralı.
Öcalan’ın esareti ile Kürtler kaybetti, ancak onun özgürlüğüyle kazanabilirler.
İnanmıyorsanız tecridin yumuşadığı, sesinin Kürt halkına ulaştığı dönemlere bakın. Öcalan’ın mesajları geldiğinde Kürtler kazanır, Kürdistan kazanır ve Türkiye kazanır. Öcalan’ın sesi dışarıya çıkınca herkes ölümden değil hayattan bahsediyor.
Sayın Öcalan insanların yaralarını sarmak istiyor. Onun bütün derdi halkın ağzına özgürlüğün tadını çıkarmak, böylece zalimlerden hesap sorabilmektir.
Ama kanserli zehrini insanların yaralarına yaymak isteyenler şimdi de Öcalan’ın düşünce ve fikirlerine duvar örüyor. Yaraları büyütüp, yaralı toplumları ölüme ikna etmek istiyorlar. İnkar üzerine bir gelecek inşa etmek için yeni yalanlar icat etmekle meşguller.
İktidar çevrelerinin İmralı ile ilgili duyuru ve haberlerine bakıldığında oradaki durumun çok tehlikeli olduğu görülüyor. Unutulmamalıdır ki tecridi derinleştiren, Öcalan’a kimsenin ulaşmasına izin vermeyen bizzat Erdoğan’dır. İmralı’da olup biteni kimse bilmiyor. Öcalan’ın sağlık sorunları ciddi. Bu tecridi kırmanın zamanı çoktan geldi ve geçti.
Artık Kürt halkının İmralı’daki duruma açıklık getirmek için var gücüyle çabalamasının ve Öcalan’ın tecridi ve esaretine gerçekten ‘yeter’ deme zamanıdır.
HABER MERKEZİ