Türkiye ve KDP’ye bağlı güçlerin görüşmelerinin Kürtlere yararı olmadığını belirten Dr. Kamuran Berwarî, ‘Trafiğin artmasının nedeni Kürtlerin özgürlüğünü savunanları vurmaktır’ dedi
Federe Kurdistan Bölgesi’nde, KDP ve Türkiye’nin görüşmeleri Ocak ayından bu yana sıklaştı.
Ocak ayında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve beraberindeki heyet, Irak’ta bir dizi temasta bulunmasının ardından Hewlêr’de KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ile görüştü.
MİT heyetinin ardından Savunma Bakanı Yaşar Güler ve beraberindeki heyet, Irak’a gitti. Bağdat’ta temaslarda bulunan Güler, daha sonra Federe Kurdistan Bölgesi’ne geçerek Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani ve KDP Genel Başkanı Mesud Barzani ile görüştü. “Bölgenin güvenliği ile istikrarı için koordinasyon ve ortak iş birliğinin sürdürülmesinin önemi üzerinde konuşulduğu” açıklanan görüşmelerde temel konunun Şengal Özerk Yönetimi’ni hedef alan “Şengal Anlaşması”nın yürürlüğe konulmak istenmesi olduğu ifade ediliyor.
13 Şubat’ta ise AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani Dubai’de düzenlenen Dünya Hükümet Zirvesi’nde görüşme gerçekleştirdi.
Türkiye ile KDP arasında görüşme trafiği sıklaşırken, Federe Kurdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Avrupa gezisi öncesi bir televizyon kanalına verdiği demeçte, “PKK başa beladır” söylemlerini sarf etti.
Federe Kurdistan Bölgesi’nde bulunan Demokrasi ve Siyaset Akademisi Başkan Yardımcısı Akademisyen Dr. Kamuran Berwarî, KDP’li yetkililerin açıklamalarını ve Türkiye’nin Kurdistan Yurtseverleri Birliği (YNK) Başkanı Bafil Talabani’ye yönelik tehditlerini Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
KDP’nin tutumu Kürtleri ikiye ayırıyor
Herkesin istediği açıklamayı yapmakta özgür olduğunu belirten Berwarî, “Neçirvan Barzani’nin yaptığı açıklamaya göre, Kürtlerin özgürlüğünü isteyen bir güç onlar için zararlıdır. Çünkü PKK’nin olduğu yerde yurtsever, inançlı, felsefesi olan bir kesim vardır. Bunun için PKK ve Öcalan’ın felsefesini kendileri için sorun olarak görüyorlar” dedi.
KDP’nin tutumunun Kürtleri ikiye ayırdığını belirten Berwarî, “Bir kesim Kurdistan’ın özgürlüğü ve halkı için mücadele ederken, diğeri bölgesel devletlere bağlı. Özellikle Türkiye’nin politikaları, talepleri doğrultusunda hareket ediyor” ifadelerini kullandı.
KDP’nin 30 Türkiye ile olan işbirliğine dikkat çeken Berwarî, “Kendi varlıklarını Türkiye’nin varlığına bağlıyorlar. Özellikle 2002’de AKP’nin gelişiyle birlikte kendi varlıklarını, AKP’nin varlığına bağlamışlar” diye konuştu.
‘Savaş ve kaos Türkiye’nin çıkarına olayacak’
Türkiye yetkililerinin Federe Kurdistan Bölgesi ve Irak’a yaptıkları ziyaretlerin Kürt ve Irak halkına yararının olmadığını söyleyen Berwarî, “Ekonomik, siyasi ve askeri trafiğin artmasının nedeni Kürtlerin özgürlüğünü savunanları vurmaktır” şeklinde konuştu.
KDP ve Türkiye’nin planlarına karşı Kürt ulusunun birliğinin arttığını vurgulayan Berwarî, “Kürt güçlerinin uluslararası güçlerle diyalogu artıyor. Kurdistani diplomasi de büyüyor. Eğer Türkiye bu siyasetinde devam ederse Kürt halkı da Türkiye’ye karşı siyasetini değiştirecektir. Savaş ve kaos Türkiye’nin de çıkarına olmayacak” diye belirtti.
‘Süleymaniye’yi Hewlêr yapmak istiyorlar’
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, YNK Genel Başkanı Bafil Talabani’ye yönelik tehditlerini ve Süleymaniye’ye dönük saldırıları değerlendiren Berwarî, “Bir Kürt dünyanın neresinde olursa olsun eğer kendi ulusuna, kimliğine ve vatanına sahip çıkarsa Türkiye ona düşmanlık ediyor” dedi.
Berwarî , “YNK, 4 parça Kurdistan’daki Kürt güçlerini başkaları gibi terörize etmiyor. Bunun yanında Türkiye, Süleymaniye’yi Duhok ve Hewlêr gibi kendisine askeri, siyasi ve ekonomi meydanına çevirmek istiyor. Yani Talabani’yi de kendi çizgisine getirmek istiyorlar. Bunun için tehdit ediyorlar” dedi.
DIŞ HABERLER