Amed’in Sûr Mahallesi’nde yaşayan 3 gencin hikayesini anlatan ‘Sur’da Devran’ filmi Sûr sokaklarında yaşayanlar için şüphesiz duygusal bir öfke ve farklı anlamlar taşıyacaktır
Mahsum Sağlam
1990’lı yıllarda Amed’in Sûr Mahallesi’nde yaşayan 3 gencin hikayesini anlatan “Sur’da Devran” filminin galası önceki gün Nişantaşı AVM’de gerçekleşti. Murat Türk’ün hikayesinden beyaz perdeye uyarlanan filmin yönetmenliğini Haşim Aydemir, yapımcılığını Erdal Oyunlu, senaristliğini ise Sabahat Altıparmakoğlu üstlendi. Filmin müziklerinde ise Bajar’ın imzası bulunuyor. Sırrı Süreyya Önder, Nazmi Kırık ve Yüksel Ünal’ın gibi profesyonel oyuncuların yanında sinemaya yeni adım atan Mustafa Yalçın, Ahmet Baran Başboğa ve Savaş Damla gibi Amed’de doğmuş büyümüş genç isimler de filmde rol alıyor.
Sûr’un sokaklarında yaşam
Film, Sûr’da üç gencin kaybolan beyaz bir güvercini iyi bir edere satıp zengin olma (yolunu bulma) hayallerinin örgüsüyle başlasa da politik şehrin politik siyasi konuları o dönemin asla kaçamayacağınız gerçeğiyle yüzleştiriyor. Film, hayatın iki farklı yanını ve iç içe geçen yaşamları birleştirirken ortak paydası ise özgürlük metaforu oluyor. Beyaz güvercin, Amed Sûrları, Kürt sorunu üçlüsü özgürlük, barışı simgeleyen filmin öne çıkan imgeleri. Kayıp güvercinin buluşturduğu bu yaşamlar Sûr’un sokaklarında Apê Musa’nın küçük generallerinden Bozo’nun gazete dağıtımı yaparken polisten kaçma hikayesi, Titi karakterinin davam (Sevdiği kadın için söylenir) dediği Zelal ise kadının özgürleşmede politik tutum alma tavrı, erkeği siyasi hata çeken yönü ile dönüştürücü bir karakter.
Farklı yaşamlar
Dörtlerin Gecesi ve Mehmet Uzun’un kitaplarından MKM geleneğinin kültürel mücadelesi politik hatla ilk buluşma mekanı olarak karşımıza çıkıyor. Amed’in qırıx şivesi Türkçe ve Kürtçenin karıştığı mahalle jargonunun teşbih sanatıyla sadece onların birbirini anlayacağı başka bir iletişim mekanizması oluşturuyor. Film boyunca müziğin hemen hemen her sahneyi doldurması Bajar konseri tadında geçse de filmde repin varlığına rastlıyoruz. Film, Amed’in Sûr sokaklarında yaşayanlar için şüphesiz duygusal bir öfke ve farklı anlamlar taşıyacaktır. Sûr’un geçmiş ve şimdiki görünümü arasında duygusal git gel yaşatan film sadece orada yaşayan halkın değil, 8 yıllık çatışmalı bir sürecin hafızalarda kazınan Sûr sokaklarının büyük bir bölümünün şimdi olmadığı gerçeğini anımsatarak yüzümüze tokat gibi çarparak geçiyor.
Özgürlüğe kanat çırpmak
Filmin nihayetinde siyasi mektupların son cümlesinde çokça geçen ve herkesin ortak mutlak hayali olan “Amed surlarında buluşmak dileğiyle” sözüne atıfla kayıp güvercinin Titi ve Zelal’in ellerinde surlarda özgürlüğe kanat çırpmasıyla sonlanıyor.