Ermeni Soykırımı’nın inkâr edildiğini belirten yazar Miran Pırgiç Gültekin, ‘Soykırımı Osmanlı’dan İttihat Terakki yönetimi devralıp sürdürmüştür. Bugün benzer bir soykırım Kürtler ve Êzidîlere yapılmaktadır. Bu topraklarda Türklerin dışındaki halklar hep yok sayılmıştır’ dedi
Ercan Kaplan / İstanbul
Osmanlı İmparatorluğu son dönemlerinde Abdülhamit’in sultasında halklara karşı ordu ve Hamidiye Alayları’nı kullandı. 1894 yılında Sasun’da ve 1896 yılında ise Taşnak Partili devrimcilerin Osmanlı Bankası baskını bahane edilerek İstanbul’da Ermeni halkına yönelik katliamlar yapıldı. 1909 yılında katliamın adresi Adana’da binlerce Ermeni katledildi. Katliamların bir parçası olan baskı, sansür ve tek tipleştirme politikası 1915’te doruğa ulaştırıldı. İttihat ve Terakki yöneticilerinden Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa devlet kademelerini ele geçirdikten sonra 24 Nisan 1915’te Ermenilere karşı soykırım başlattı. Süryanilere (Asuri, Arami, Keldani) karşı ise Sayfo (Kılıç) adı verilen soykırım başlatıldı. Krikor Zohrab, Ohannes Vartkes Serengülyan, Nazaret Dağavaryan, Garabed Paşayan, Isdepan Çıracıyan, Onnik Tertsakyan (Arşak Vramyan) ve Hampartsum Boyacıyan gibi Ermeni halkının siyasi önderleri tutuklanarak katledilirken sonrasında din görevlileri hedef alındı. Kadim Ermeni kentlerinde soykırım süreci işletilerek Ermeni halkının maddi manevi yaşamı büyük oranda ortadan kaldırıldı. Türk burjuvazine sermaye birikimi yaratmak için Ermenilere ait maddi değerler yağmalandı. Kiliselerine, okullarına, çarşılarına el konuldu. Kiliseler birçok yerde karakollara ve depolara çevrildi. 108’inci yıl dönümünde olduğumuz Ermeni Soykırımı’nı yazar Miran Pırgiç Gültekin’le konuştuk.
- *Ermeni halkı bin yıllardır yaşadıkları kadim topraklarda neden soykırıma uğratıldı, burada amaçlanan neydi?
Ermeni soykırımı yapıldığı dönemde Osmanlı İmparatorluğu çöküş sürecine girmişti. Üç önemli gelişme yaşandı. Osmanlı’nın çöküşü, soykırımın yaşanması ve Cumhuriyet’in kuruluşu. Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine baktığınız zaman tamamen tekçi zihniyete dayalı olduğunu görürüz: Tek devlet, tek millet, tek bayrak. Kurulan devletin Türk Sünni İslam devleti olduğunu görürüz. Bunu oluşturmanın yolu Anadolu topraklarında yaşayan Ermeni milletine tehcir yoluyla soykırım uygulanacak, öldürüp yok edilecek. Rumlar Atina’ya sürülecek, Kürtler Türkleştirilecek, Aleviler Sünnileştirilecek ve Sünni Türk devleti kurulacaktır. Bu devletin oluşumunun nedeni Osmanlı İmparatorluğu’nun kendilerine yurt edinebilecek bir toprak parçasını elinde tutmaktır.
Osmanlı İmparatorluğu son dönemlerinde kendi çöküşünü önleyemeyince süregelen uluslaşmanın nedeniyle kendi içerisindeki paşalardan Talat Paşa, Enver Paşa, Cemal Paşa ve daha birçoğu aldıkları kararla Batı Ermenistan topraklarında etnik bir temizlik uygulaması yapmış, öncelikle Ermenileri ve Süryanileri soykırımdan geçirmişlerdir. Onlara ait olan bu topraklarda ümmetçilik adı altında çıkardıkları fermanla soykırımı kullandıkları Kürtlerle gerçekleştirmişlerdir. Bu ferman Abdülhamit tarafından çıkarılmıştır. Osmanlı paşalarının planı İstanbul’da küçük Osmanlı kurma peşindeyken Mustafa Kemal, Ankara’da Cumhuriyet’i ilan etmiştir. Böylece hem Ermenilerin tüm sermayesini elinden alıp yeni kurdukları Cumhuriyet Türkiye’sinde millileşmeyi oluşturacaktır.
1915 Soykırımı ile birlikte bu kadim topraklarda katliamlar hiç bitmemiştir. Yaşanan 1937 ve 1938 Dersim Soykırımı da 1915 Soykırımı’nın devamı niteliğindedir. Biz Dersim’deki Ermenileri yok edilemeyince kültürel soykırım gerçekleştirilmiştir. Devlet, bizlerdeki son kültürel ve inançsal mekânlarımızı da elimizden alıp bizi yok saymıştır. Artık bu topraklarda Ermeniler kendilerini “inkâr” ve “takiye” ile yaşamak zorunda bırakılmıştır. İstanbul’daki hayatta kalan Ermeniler de bizlere sahip çıkmayınca bizler de Alevileşmiş ve kısmen de Kürtleşmiş şekilde yaşamaya devam etmişiz.
- *Şok edici bir şekilde bir yıl içinde soykırımla birlikte Ermeni kentlerinde Ermeni yaşantısı büyük oranla sona erdirildi. Buna rağmen inkâr da soykırımın büyüklüğü kadar devlet katında sürdürülüyor. Usul gereği yalnızca 24 Nisanlarda mesaj yayımlanıyor. Bunun yanında zaman zaman ortak komisyon kurulması çağrısı da yapılıyor, bu konuda ne söylemek istersiniz?
Soykırımı dünya gündemine getirmemek için ve kendi içerisinde denetimli bir şekilde Kemalist aydınları kullanarak dünya kamuoyunu aldatmak ve Türkiye’de azınlıkların hakkını savunuyormuş gibi gösterme adına ufak anmalara müsaade ediyorlar ve soykırımı inkâr ettirmeye çalışıyorlar. Geçmişte yaşananları da bazı Osmanlı paşalarına yıkmaya çalışıyorlar. Oysa bu planlı soykırımı Osmanlı’dan İttihat Terakki yönetimi devralıp sürdürmüştür. Bugün benzer bir soykırım Kürtler ve Êzidîlere yapılmaktadır. Bu topraklarda Türklerin dışındaki halklar hep yok sayılmıştır.
- *Siz uzun yıllar kimliğinizden uzak yaşadınız, meşakkatli mücadelenizle kendini kimliğinize döndünüz ve bu büyük bir yankı yarattı. Hem Ermeni diasporasında hem de Ermenistan’da sıklıkla bulunuyorsunuz. Oralarda soykırıma dair düşünceler neler? Nasıl bir izlenim edindiniz?
Ermenilerin soykırıma yaklaşımları diaspora tarafından daha fazla söylemler dile getiriliyor. Bu da onların tehlikeden daha uzak olmalarından kaynaklı. Türkiye’de yaşayan biz Ermeniler birkaç kişi dışında bunu soykırım diye yüksek sesle ifade eden pek yok. Ermenistan devleti tabandakiler çok kızgın olsa da üst düzeyde hükümet yönetim kadrosu Türkiye ile ilişkileri düzeltme peşinde Türkiye-Ermenistan sınırlarını açma girişimindeler.