Emek ve Özgürlük İttifakı tarihi sorumluluğunun bilinci ile hareket etmeli, parlamento dahil bütün alanlarda ezilenlerin taleplerini güçlü bir şekilde hayata geçirmelidir
Cem Şahin
Önümüzdeki seçimlerin mucizevi bir etki yaratmasını beklemek şüphesiz ki yanıltıcı olacaktır. Kitlelerin bütün umudunu bu seçime endekslemiş olması anlaşılır bir şey olmanın dışında tartışılır bir merhaleyi de şart koşmaktadır. Ve yine hiç şüphesiz Türkiye halklarının AKP iktidarından kurtulmak için bu seçimi epeyce önemsediği aşikar. Bu değişim arzusunu dikkate değer bulan Emek ve Özgürlük İttifakı, Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayarak Türkiye halklarını AKP iktidarından kurtaracak tarihi fırsatı da oluşturmuş durumdadır.
Bu karar Türkiye’nin yakın geleceğini belirleyecek önemli bir karar lakin nihai kertede yeterli değil. Neden yeterli olmadığını yazının sonlarında belirteceğim. Türkiye’nin AKP yılgınlığı bu seçimlerin önemli diğer detaylarından biridir. AKP iktidarının oluşturduğu baskıcı atmosferin yorgunluğunu kaldırmayan geniş yığınlar, seçimi Erdoğan’dan kurtulmak için tarihi bir fırsat olarak görmektedir.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bu kararı AKP’den yılmış toplum kesimlerinin kötü ruh haline deva olacak bir tutum fakat görev ve sorumlulukları bununla sınırlı olmamalı. AKP’nin gitmesi tabi ki az şey değildir. Yıllardır ülke halklarına yapıp ettikleriyle ağır bedeller ödeten, işçilerin özlük halklarını gasp eden, ezilen kimlikleri kriminalize eden, halkların kardeşçe yaşamasına ket vuran ve dahasını da yapmış olan bir rejimin sonunu getirmek epey keyifli olacaktır. Bu karar sayesinde, muhtemeldir ki yıllardır halklarımıza faşizm kusan AKP defolacaktır.
Peki kazanması en muhtemelen aday olan Kemal Kılıçdaroğlu ve ittifakının AKP’nin gidişi ile birlikte yeni Türkiye tahayyülü ne olacak? Hepiniz hatırlarsınız ki Millet İttifakı bunu bir seçim deklaresi ile açıklamış bulunmaktaydı. Millet İttifakı “Güçlendirilmiş Parlamenter” sistemiyle eski rejimin normaline dönmeyi vaat etmektedir. Eski rejimin aşırılıklarını törpüleyerek AKP’nin kuruluş yıllarına geri dönmeyi amaçlamaktadır. Peki bu ittifak ülke halklarının temel sorunlarına cevap olacak bir gerçeklik yaratmaya haiz mi? Sanırım hayır.
Çünkü Millet İttifakı da Türkiye’nin temel sorunlarını politik bir çözüme kavuşturma iradesinden kaçmakta, ülkenin demokratikleşmesi için samimi bir tutum sergilememektedir. Ki dikkat edilirse ittifakın içinde eski AKP’lilerin olmuş olmasından kaynaklı olacak Millet İttifakı AKP’nin son dönem politikalarını sorunsallaştırmaktadır. Yani özet olarak AKP’nin neoliberal politikalarını eksiksiz uyguladıkları ilk dönemler Millet İttifakı’nın dönüş parolasını oluşturmaktadır. Bundan ötürü Millet İttifakı’nın Türkiye halklarına vereceği çok bir şey de bulunmamaktadır.
30 Ocak’ta açıkladıkları Mutabakat Metni olası bir iktidar değişikliğinde nasıl bir sabaha uyanacağımızı merak edenler için bir kez daha hatırlatılmalı öyleyse; Kürtler lehine genel geçer şeyler dışında hiçbir nüans bulunmamakta. Alevilerin hakları ve İstanbul Sözleşmesi hiç değinilmeden pas geçilmekte. Neoliberalizmle özlük halkları dair her şeyleri ellerinden alınan işçi sınıfının güvencesiz ve esnek çalışma baskısı sorun edilmek bir yana bunun olduğu haliyle devamı savunulmaktadır.
Türkiye’nin ezilen kesimlerine Millet İttifakı’nın verecekleri AKP’nin eski hallerinin devamı niteliğindedir. Bu yüzden Emek ve Özgürlük İttifakı sadece seçimle sınırlı olmayacak bir rol üstlenmek zorundadır. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bileşenleri ülkenin hakiki sorunları etrafında yan yana gelmiş ve bu sorunları gerçekçi sorunlara kavuşturmak üzere inşa olmuştur. Bu yüzden seçim taktiksel bir hamle olmakla beraber tek seçenek değildir. Ülke ezilenlerinin parlamento temsilinin güçlü olması önemli olmakla birlikte bu sorunlar kamusal alanın çeşitli kurumları ve platformlarında da çeşitli biçimlerde savunulmalı ve sorun edilmelidir.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın sorumluluğu güçlü bir temsilin ötesindeki rol ve sorumluluklarda da karşı karşıyadır. Kendi beyanları da sadece seçim için oluşturulmuş bir ittifak olmadıkları üzerineydi zira. Parlamento muhalif güçler için taktiksel bir mevzu olarak alınmalıdır. Emek ve Özgürlük İttifakı tarihi sorumluluğunun bilinci ile hareket etmeli, parlamento dahil bütün alanlarda ezilenlerin taleplerini güçlü bir şekilde hayata geçirmelidir.
Emek ve Özgürlük İttifakı milliyetçi ve muhafazakar cephelerin dışında 3. Yol seçeneğiyle eşitlik ve özgürlükten yana bir seçeneğin oluşması için elzem ve gerekli bir ittifaktır. Bu ittifakı bundan ötürü seçimle sınırlı olmayacak bir şekilde büyütmek gerekmektedir. Kadınların özgürlük mücadelesinden, işçi sınıfının sermaye karşısında edineceği güce, Kürt halkının eşit yaşam düşlerinden, Aleviler ve ezilen cinsel kimliklerin haklarına dek Emek ve Özgürlük İttifakı büyümeli ve yeni güçlerin katılımıyla ülkenin tüm alanlarına sirayet etmelidir.