6 Şubat 2023 günü ülkemizdeki 10 ili yerle bir eden iki büyük deprem yaşandı. İktidar, daha ilk saatte yıkımın büyüklüğünü fark etti ve ona uygun uluslararası alarm işareti verdi.
Sonra beklenen ve bu yüzden olması halinde depremde ne yapılacağına dair tatbikatların yapıldığı deprem bölgesinde, özellikle de ilk iki gün kurtarma faaliyetlerini iktidar organize ve koordine edemedi. Sadece şehirler yerle bir olmadı; aynı zamanda on binlerce insan da öldü. Geride kalanlara gereken hizmetler götürülemedi ve halen götürülmüyor.
Deprem bölgesinde yaşanan ekonomik ve insani yıkımın onarılması, Türkiye’nin en az 10 yılını alacak. Yani sadece deprem bölgesi değil, başta İstanbul olmak üzere ülkenin tek gündemi en az 10 yıl boyunca deprem olmalı. Ancak AKP-MHP iktidarda kaldığı sürece bu mümkün değil.
Deprem sonrası oluşan ortam nedeniyle seçimlerin en az bir yıl ertelenmesi için kulisler yapıldı; ancak bu anayasa suçuna muhalefet karşı çıktı. Şimdi Erdoğan’ın 10 Mart günü alacağı bir cumhurbaşkanlığı kararıyla seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasının yolunu açması bekleniyor.
Seçimlerin zamanında yani 18 Haziran’da değil; bir ay da olsa ‘erken’ yapılması gerekiyor; çünkü normal zamanında yapılan bir seçimi Erdoğan kazansa bile, üçüncü kez aday olduğu için orada meşru olarak kalması mümkün değil. Bunu en iyi iktidardakiler biliyor aslında.
Seçim takviminin başlamasına bu denli az zaman kalması karşısında 6’lı masa nihayet kendi cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere -deprem nedeniyle ertelediği- toplantısını 2 Mart günü yaptı. Toplantı sonrası adayın 6 Mart günü açıklanacağı söylendiği-altına imza atıldığı halde; İYİ Parti lideri Meral Akşener, masadan ayrıldığını -zehir zemberek bir açıklama ile- 3 Mart günü ilan etti.
Şimdi politik ortam fokur fokur kaynıyor. Nitekim yeni ittifaklar konuşuluyor. Dahası Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim takvimini açıklamasıyla, her ittifak ya da partide kıran kırana pazarlıkların yaşanacağı milletvekili aday listelerinin hazırlanmasına girişilecek.
Bu arada, önce 8 Mart’ta kadınlar, 21 Mart’ta Kürtler ve dostları Newroz alanlarını dolduracak. Tüm bu harala gürele arasında, aslında birkaç yılı alacak olan depremzedenin yaralarının sarılmaya devam edilmesini iktidar tamamen unuturken, halklarımız da aksatacak gibi.
Seçim kampanyalarında, sandığa gitmenin sağlanması, sandığa atılan oylara sahip çıkma ve iktidarın el değiştirmesi süreçlerinin her saniyesinde bile depremin ortaya çıkardığı sonuçları unutmamalıyız. Deprem yıllarca gündemin en başında kalmalı ve kalacak da…