2022 yılı bitti, bugün 2023 yılının ilk günüdür. Gelenek olarak giden yılın bir muhasebesi yapılır; yeni yılın daha iyi, daha güzel bir yaşama vesile olması istemlerinin yanı sıra duygu ve düşüncede yeni umutlara yelken açmayı motive eder. Her yılın savaşları bitirmesi; demokratik ve özgür yaşam temenni edilir. Çünkü savaşların olduğu bir ortamda ölme ve öldürmeler kaçınılmaz oluyor. Bu da mutlu ve huzurlu yaşam olanağını ortadan kaldırır. Umudumuz; 2023 yılında savaşların tükendiği, ölme ve öldürme eyleminin insanlığın gündeminden düştüğü; demokratik ve özgür yaşamın temel gündem haline gelmesine vesile olması dileklerimiz olsun.
Savaşları tüketmek için kimi şartların oluşması gereklidir. Onların başında da modern köleliğin sonlandırılmasıdır. Ezen-ezilen; baskı ve sömürünün olduğu koşullarda özgürleşmenin olanağı kalmamaktadır. Ezilenler, özgür olmayanlar doğal insani haklarına ulaşmak istemeleri için direnmeye çalışacaklardır, buna karşın da ezenler onları köle tutabilmek için savaşı örgütleyeceklerdir; saldırılar yapacaklardır.
Örneğin Kürt’ün doğal hakkı olan varlığının kabulü; dil-kültür gibi en doğal istemlerini dillendirir, ret edilmesi halinde de direnir. Bu durum son yüzyıllık Kürt’ün hikayesi oldu ve olmaya da devam ediyor. Dört parçaya bölümmüş vatanı; her parçada ya Fars ya Türk ya da Arap olmaları dayatıldı, dayatılmaya da devam ediliyor. Daha yılın son günlerinde özgürlüğün, devrimlerin kenti olarak bilinen Paris’in göbeğinde üç Kürt katledildi. Kimi çevreler adeta bundan memnun oldu; haklı olarak öfkelenen kimi Kürt gençler bir iki cam kırdı diye onlara öfke kusmaya çalıştılar. Kürt’ün acı ve hüznünü görmemezlikten geldiler. Yine Kürtler sorumlu kılındı ve onlar hakir görüldü!
Yine 2022 yılının son haftalarında Rus Dışişleri Bakanı S. Lavrov; “Amerika, Suriye’de bağımsız bir Kürt devleti için çalışıyor; Astana üçlüsü olarak sert müdahale edeceğiz, Kürtlerin azınlık olarak bulunduğu diğer ülkeleri de endişelendiriyor. Çünkü Kürt sorunu çok tehlikelidir” açıklaması yaptı.
“Kürtler çok tehlikeliymiş” diyor Lavrov. Neden tehlikeli oluyor Kürtler, Lavrov ve diğer ülkeler için? O diğer ülkeler dedikleri hangileridir? Kürtler “tehlikeliyse” Lavrov’un bir çözümü var mıdır, ne önermektedir? “Sert müdahale edeceğiz” diyerek aslında çözümünü de ortaya koymaktadır. O da müdahale ve ezmedir, Kürt’ü yok etmektir!
Özünde Lavrov’un ülkelerden kast ettikleri de devletler oluyor, halklar değildir. Çünkü halkların Kürtlerle, Kürtlerin halklarla bir sorunu yoktur. Geçmiş bir tarafa bırakılsa bile Kuzeydoğu Suriye’de hayata geçirilen demokratik özerk yapı içinde Kürtler, Araplar, Asuri-Süryaniler, Çerkesler gibi çok sayıda halk ve inanç topluluğu birlikte yaşıyor. Birinin bir diğerini ezme-sömürme ve baskı altına alma pratiğine son verilmiş; hemen her topluluğun kendi kendisini yönettiği demokratik bir model hayat bulmuştur. Kuzeydoğu Suriye’de kadın öncülüğünde kurulan demokratik model, farklı toplulukları ve bireylerini demokratik zeminde özgürleştirmiştir.
Aslında burada Lavrov’un hedeflediği sadece Kürt değil, onların şahsında halklar olmaktadır. Arap’a, Çerkes’e, Asuri-Süryani’ye de karşıdır. Onların insanca yaşamalarını ret ediyor. Yine nüfusları elli milyonu aşan Kürtlerin tümüne karşı bir duruş sergilemektedir, yok edilişlerini savunmaktadır Lavrov.
Karşı olan sadece Lavrov şahsiyeti değil, onun kişiliğinde devletli sistemin halkların demokratik ve özgür yaşamına karşı olmalarıdır. Bu zihniyet savaşların bitmesi, insanca yaşam koşullarının oluşmasını şiddetle ret eder. Bu zihniyet var oldukça yeni yıl başlangıçlarında barışın egemen olma temennilerinde bulunmak olanak dahilinden çıkar. Öncelikle bu zihniyet ve yaşam alışkanlıklarından kurtulmak için mücadele etmek ve direnmek insan olmanın olmazsa olmazı olur. Lavrov türü şahsiyetlerin ve onların temsil ettiği anlayış önceki Suriye’de var olan tekçi, ırkçı, milliyetçi ve cinsiyetçi saldırgan despot yönetimlerdir. Yani Esat türü diktatörlüklerdir. ABD de buna dahildir.
Son yüzyıl acı ve hüzün getirdi Kürt’e. Kimliği ve ülkesi Kurdistan ret edildi. Bu Kürt’ün acı ve hüznü oldu. Ancak Kürt’te birleşti, direndi ve mücadele etti; başardıkça, o da coşku ve moralli oldu. 2022 yılının son aylarında Kürt’ün coşkusu olan direnişin şavkı İran ülkesi, Aryen topluluklarının mekânı Jin, Jiyan, Azadî sloganıyla yankılandı. Buradan insanlığa ulaşmaya başladı, bu haykırış insanlığı sarıyor. 2023 yılının daha çok Jin, Jiyan, Azadî coşkusuna vesile olması dilekleriyle…