20 Kasım 2022’de de Türkiye’de milyonlarca çocuk en temel haklarından yararlanamıyor. Çocuklar, yaşamın her alanında şiddet ve hak ihlalleri ile karşı karşıya kalıyor. Verilere göre çocuklara yönelik hak ihlalleri her yıl artıyor
Yadigar Aygün
Çocukları korumak ve yaşam koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ imzalandı. Böylece 20 Kasım “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak ilan edildi. Ancak 20 Kasım 2022’de de Türkiye’de milyonlarca çocuk en temel haklarından yararlanamıyor. Çocuklar, yaşamın her alanında şiddet ve hak ihlalleri ile karşı karşıya kalıyor. Verilere göre çocuklara yönelik hak ihlalleri her yıl artıyor.
20 Kasım ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’nde çocuk işçilik, çocuğa yönelik cinsel istismar, cezaevlerinde çocukların yaşadıkları hak ihlalleri, çocuk yoksulluğu, eğitim hakkı ihlalleri, zırhlı araçlarla katledilen çocuklar ve dava süreçlerin de yaşanan hak ihlalleri verilerini inceledik. Verilere göre çocuklara yönelik hak ihlalleri her yıl artıyor.
Çocuk işçi sayısı artıyor
Dünyada 63 milyonu kız, 97 milyonu erkek çocuğu olmak üzere toplam 160 milyon çocuk yani her 10 çocuktan biri, çocuk işçi olarak çalışıyor. Bu çocukların yarıya yakın kısmı sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor ve sayıları 79 milyonu buluyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in 10 Haziran 2021 tarihinde yayınladığı rapora göre, çalışan çocukların sayısı son dört yılda 8,4 milyon artarak dünya genelinde 160 milyona yükseldi. Korona salgınının etkileriyle şu anda 9 milyon çocuk risk altında. Raporda, dünyadaki çocuk işçi sayısının yarısından fazlasını oluşturan 5 ila 11 yaşlarındaki çocuk işçi sayısında önemli artış olduğuna da dikkat çekiliyor.
Tehlikeli işlerde çalıştırılıyor
Çocuk işçiliğinin sektörlere göre dağılımında ise tarım açık arayla en büyük paya sahip. Dünyadaki çocuk işçilerin yüzde 70’i ve mutlak sayı olarak 112 milyon. Hizmet sektöründe 31.4 milyon, sanayi de ise 16.5 milyon çocuk çalışıyor. 5 ila 11 yaş arasındaki çocuklar, çocuk işçilerin en büyük kısmını, aynı zamanda tehlikeli işlerde çalışanların da büyük kısmını oluşturuyor. Çocuk işçilerin yüzde 48’i 5-11 yaş grubunda, yüzde 28’i 12-14 yaş grubunda ve yüzde 25’i de 15-17 yaş grubunda bulunuyor. Rapora göre, çocuk işçi olarak çalışan 5-11 yaşları arasındaki çocukların yaklaşık yüzde 28’i ve 12-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 35’i okula gitmiyor.
Eğitim alamıyorlar
TÜİK, Çocuk İşgücü Anketi Sonuçları, 2019 verilerine göre yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunuyor. TÜİK’e göre çalışan çocukların ise sadece yüzde 65,7’si eğitimine devam edebiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okulda olması gerekirken çalıştığını tespit ettiği ancak “ulaşamadığı” çocuk sayısını yaklaşık 440 bin olarak açıkladı.
İş cinayetlerinde katlediliyorlar
Çocuk işçilerin çoğu kayıt dışı, güvencesiz, merdiven altı yerlerde ağır ve kötü çalışma koşullarında çalıştırılıyor. Alınmayan önlemler ve denetimsizlik nedeniyle çocuk işçiler, iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi raporlarına göre AKP döneminde en az 811 çocuk işçi, iş cinayetinde yaşamını yitirdi.
Türkiye’de yoksul çocuk sayısı artıyor. Devrimci İşçi Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) “Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk Raporu”na göre, 2006 yılında yoksul çocuk oranı yüzde 34,6 iken, 2020 yılında sadece 2,5 puanlık bir düşüşle yüzde 32,1 oldu. Yoksul çocuk sayısı 7 milyon 400 bine yaklaştı. Rapora göre, her 10 çocuktan 3’ü yoksul.
Okula aç gidiyorlar
Derinleşen ekonomik kriz, artan enflasyon ve gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle geçim derdi giderek zorlaşıyor. Çoğu çocuk, gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle yeterli ve sağlıklı beslenmiyor. Geçtiğimiz günlerde İvme Hareketi, çocuk yoksulluğuna dikkat çekmek için “Çocuk Yoksulluğu Bildirisi” yayınladı. Bildiride çocuk yoksulluğuna dair veriler ve çözüm önerileri yer aldı. Bildiriye göre her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor. Raporda, “Türkiye hali hazırda diğer Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerine kıyasla çocuklar için çok daha az oranlarda harcama yapmaktadır. Bu harcama eksikliğinin telafisi zor sonuçları vardır. Türkiye’de okul öncesi eğitime katılım oranı yüzde 39 iken OECD ortalaması yüzde 87 olarak karşımıza çıkmaktadır.” Bir başka örnek ise HDP Milletvekili Oya Ersoy’un verdiği araştırma önergesinde göze çarpmaktadır. Önergede, Türkiye’de şiddetli yoksulluk yaşayan 16 yaş altı çocukların sayısının 6,5 milyona ulaştığı, her beş çocuktan birinin yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamadığı ve her dört çocuktan birinin ise okula aç gittiği belirtiliyor.
Cinsel istismar suçları artıyor
Türkiye’de çocuğa yönelik cinsel istismar suçu giderek artıyor. TÜİK raporlarına göre 2014 yılında, 11 bin 95 olan istismar sayısı 2017 yılında 18 bin 623’e çıktı. 2014-2017 yılları arasında ise 7 bin 466’sı erkek, 51 bin 818’i kız çocuğu olmak üzere toplam 59 bin 284 çocuk cinsel istismara maruz bırakıldı. TÜİK, artık çocuğa yönelik cinsel istismar rakamlarını paylaşmıyor. BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre, 2021 yılında çocukların cinsel istismarı suçu kapsamında ceza mahkemelerinde görülen davalardan toplam 29 bin 822 karar çıktı. Karar sayısı 2020 yılına oranla yüzde 32,55 arttı. 2021 yılında açılan davalardaki suç sayısı ise kayıtlara 20 bin 459 olarak geçti. Çocuğa cinsel istismar suçundan 2021 yılında 20 bin 459 yeni dosyanın açıldığı ceza mahkemelerinden, 2020 yılından devredenlerin de aralarında olduğu toplam 29 bin 822 dosya karar bağlandı. Kararların 16 bin 161’ini hürriyeti bağlayıcı ceza, adli para cezası ve diğer mahkûmiyet kararları, 6 bin 992’sini ise beraat kararları oluşturdu. 2021’de 391 adet de “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı alındı.
Utanç tablosu
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, “Türkiye’nin Utanç Tablosu Çocuk Anneler” raporunu 20 Haziran 2022’de kamuoyu ile paylaşmıştı. Raporda, “Türkiye’de 2021’de dünyaya gelen 7 bin 190 bebeğin, 17 yaş altı çocuklardan doğduğunu” söyleyen İlgezdi, durumu şöyle özetliyor: “2021’de dünyaya gelen 117 bebeğin annesinin 15 yaşından küçük olduğu kayıtlara geçerken 7 bin 73 bebeğin annesi ise 15-17 yaş grubundadır. 2021’de doğum yapan annelerin verileri incelendiği zaman 19 yaş altı doğum yapan annelerin illere göre dağılımında ilk sırayı 3 bin 809 doğumla Şanlıurfa alırken, sırasıyla İstanbul 3 bin 271, Diyarbakır 1618, Hatay 1436 ve Adana bin 374 ile takip etmiştir. 2002-2021 yılları arasında dünyaya gelen 18 bin 165 bebeğin annesinin 15 yaşından küçük olduğu kayıtlara geçmiştir. 2021 yılında ise dünyaya gelen 117 bebeğin annesi 15 yaşından küçüktür. 16-17 yaş aralığında evlenen 13 bin 139 kız çocuğu aynı zamanda “anne” adayıdır. 18-19 yaş aralığında ise 46 bin 522 kız çocuğu evlenmiştir. Evlilik verileri ve artan istismar vakaları TÜİK verilerinin doğruluğunu tartışmalı hale getiriyor.”
Cezaevlerinde çocuklar
30 Eylül 2022’de Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı Ceza İnfaz Kurumları İstatistiklerine göre, cezaevlerinde toplam 283 bin 561’i hükümlü, 43 bin 399’u tutuklu olmak üzere kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında 326 bin 960 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Bunlardan 2 bin 448’i çocuk. 2011 yılında Adana Pozantı Çocuk Cezaevi’nde kalan çocuklara yönelik cinsel şiddet, işkence ve kötü muamele iddiaları gündeme yansımıştı. Kamuoyunda gündem oluşmasıyla çocuklar apar topar Ankara Sincan F Tipi Cezaevi içinde bulunan “Çocuk ve Gençlik Cezaevine” nakledildi. Ancak, 2012 yılı yaz aylarında, yine Sincan’da ve aynı çocuklara yönelik baskı ve işkencenin devam ettiği tespit edilmişti. Ankara Barosu, Sincan’daki “yumuşak oda ve benzeri işkence ve kötü muameleler” sebebiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Cezaevlerinde cinsel istismar
2013 yılında İzmir Şakran ve Antalya Çocuk Cezaevi’nde çocuklara yönelik istismar, kötü muamele ve ağır işkence iddiaları basına ve kamuoyuna yansımıştı. İlgili kurumlarda çocuklara işkence, kötü muamele ve onur kırıcı muamele yapıldığı ve özellikle Antalya Çocuk Cezaevi’nde cinsel şiddet yaşandığı iddiaları gündeme gelmişti. Konuyla ilgili başta Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Çakıl Derneği, Gündem Çocuk Derneği ve bazı milletvekillerinin yaptıkları görüşmeler ve araştırmalar sonucu bu şikâyetlerin doğruluğu tespit edilmişti. Günümüzde de cezaevlerinde çocuklara yönelik şiddet, darp, cinsel istismar vakaları yaşanıyor. Cezaevindeki çocuklar, eğitim, sağlık, temiz su hakkı, gibi en temel haklarından yararlanamıyor.
AKP-MHP reddetti
Ekmek ve Gül’ün “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek Her Çocuğun Hakkı” diyerek başlattığı kampanya geniş kesimler tarafından ilgi görmüştü. CHP, İYİ Parti ve HDP’nin öğrencilere 1 Öğün Ücretsiz Sağlıklı Yemek verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine verdikleri ek bütçe teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken, AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Anadilde eğitim haktır
UNESCO’nun verilerine göre, dünya üzerinde 7 bin yerel dilden günümüzde ancak 5 bin tanesi konuşuluyor. Türkiye’de 18 dil yok olmakta ya da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde anadilde eğitim bireyin temel hakkı olarak kabul ediliyor. Anadilde eğitim hakkının engellenmesi de en büyük insan hakları ihlallerinden biri olarak görülüyor ama Türkiye’de milyonlarca Kürt çocuğu, anadilinde eğitim alamıyor. Anadilde eğitimin hakkının olmaması eğitimdeki fırsat eşitsizliğini ve ayrımcılığı derinleştiriyor. Eğitimdeki bu ayrımcı ve ırkçı politikaların önlenmesi için bir an önce okullarda anadilde eğitim verilmesi gerekiyor.
Panzer ezdi yüreğimi…
Türkiye’de, zırhlı araçlar tarafından çocuklar yaralanıyor, katlediliyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre 2008 ile 2018 arası zırhlı araç çarpmalarında, 20’si çocuk, 42 kişi yaşamını yitirdi. 13 yılda zırhlı araç çarpması nedeniyle 42 kişi yaşamını yitirirken, 21’i çocuk 90 kişi ise yaralandı. Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde, 3 Mayıs 2017 günü gecesinde MHP ilçe binasını korumak ile görevli 73 A 0133 plakalı 1994 model Dragon 1 marka zırhlı araç, 7 yaşındaki Muhammed ve 6 yaşındaki Furkan Yıldırım kardeşlerin evine girerek, yaşamını yitirmesine neden oldu. Panzer sürücüsü Ömer Yeğit, gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra Şırnak Cezaevi’ne gönderildi. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Cizre 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, zırhlı aracın sürücüsü Yeğit ve onu görevlendiren amiri onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis ile ceza istemişti.
‘Panzer kullanma belgem yok’
Tutuklu bulunduğu süreçte, duruşmada savunma yapan tutuklu polis memuru Ömer Yeğit, bir kusurunun bulunmadığını belirterek, “Önce AKP binasında görevliydim. Sonra TOKİ önünde görevlendirildim. MHP binası açılınca panzer aracına yine ben görevlendirildim. Emniyette 3 panzer aracı vardı, ancak belgesi olan 2 polis vardı. 3. panzere emniyet müdürünün sözlü talimatı ile ben görevlendirildim. Daha önce Doçka eğitimi de almadım, ama kullanmak için görevlendirildim. Kursa yazılmıştım, ama belge almadan kaza meydana geldi. Araçta en az 2 polis olmalıydı, ancak ben tek başıma devriye attım” demişti. İddianamede yer alan bilirkişi raporlarında, zırhlı araç sürücüsü Yeğit’in, “Motorlu araç sürücü sertifikasının” bulunmadığı, bu nedenle sürücünün araç ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması sonucunda olayın meydana geldiği bilgisine yer verildi. 2 polis hakkında açılan ve ilk duruşması 17 Ekim 2016 tarihinde görülen davada, tutuklu polis tahliye edildi.
7 yaşında ‘asli kusurlu’
Şırnak’ın İdil ilçesinde polis yönetimindeki zırhlı aracın çarpması sonucu hayatını kaybeden 7 yaşındaki Mihraç Miroğlu, trafik polislerinin hazırladığı raporda “asli kusurlu” olarak gösterilmişti. Türkiye’de zırhlı araç çarpmalarından dolayı katledilen çocukların davalarını incelendiğinde faillerin korunduğu ve ceza verilemediği görülüyor. Cezasızlık politikası nedeniyle zırhlı araçlarla çocuklar katledilmeye devam ediyor.