Hüseyin Aykol
Hafta başında kadim yoldaşlarımdan Hüseyin Narlı’nın ölüm haberini aldım. O’nun hayatına dokunduğu hemen hemen her kişi, bu kayba üzülmüştür herhalde ama benim gibi en yakınlarındaki insanları daha fazla etkiledi, hatta çok sarstı bu durum. Bu ortama dün okuyup, bitirdiğim bir kitap da katkıda bulunmuş olabilir. Hangi kitap mı? Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği liderlerinden Mehmet Fatih Öktülmüş’ün yaşam hikayesini anlatan “Benim Adım Dilaver” kitabı.
Şimdiye kadar iki bine yakın kitap yayınlayan Ayrıntı Yayınları, çok güzel bir iş daha yapmış. Bizim dönemin önde gelen devrimcilerinden, devrimci önderlerinden birinin daha biyografisini yayınlamış. Bu eser için Ayrıntı Yayınları kadar Oktay Duman’ı da tebrik etmek isterim. Bu kitap vesilesiyle onun kaleme aldığı birçok sözlü tarih çalışmasına tanıklık etmiş oldum. Hiç kuşkusu olmasın, diğer kitaplarını da okuyacağım.
1981 yılında kötü ünlü 12 Eylül işkencelerinden geçip, cezaevlerini dolaşmaya başlayıncaya kadar birçok başka devrimci örgüt gibi Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği’nin adını pek duymamıştım. Onlar da bizim Türkiye Komünist Partisi (Birlik) isimli örgütümüzü herhalde… Ankara’daki Mamak Askeri Cezaevi’nden başlayarak ülkenin dört bir yanına yayılmış cezaevlerinde maruz kaldığımız baskılara karşı alınan tavırlarla birbirimizi -gerçekten- tanıdık.
Sonraları başka birçok gazeteci ya da yazar gibi Sol örgütler üzerine araştırma kitaplarım yayınlanmaya başladı. On yılları aşan bu çalışmadan benim çıkardığım en önemli sonuçlardan birisi, 12 Mart dönemi kişisel kahramanların, 12 Eylül dönemi ise örgütlerin kahramanlığının zamanıdır şeklindeydi. Halen de öyle düşünürüm. Ancak 12 Eylül işkencelerinden geçen, 12 Eylül’de silahlı mücadelesini sürdüren örgütlerdeki kimi devrimciler, 12 Mart’ın kahramanları kadar kahramanca davrandı ve şehit düştüler.
İşkencede adını bile kabul etmedi
İşte onlardan birisi de TİKB liderlerinden Mehmet Fatih Öktülmüş’tür. O, Türkiye’de 1970’lerin ikinci yarısından itibaren kitleselleşip antifaşist bir karakter edinen siyasal mücadelede yerini almış yüzlerce seçkin devrimciden biriydi. Yargıtay üyeliği de yapmış bir yargıcın oğlu ve üniversite sınavlarında ODTÜ’yü kazanmış biri olarak çok parlak-zengin bir yaşamı olabilirdi. Ancak o devrimci bir yaşamı seçti.
Defalarca gözaltına alındı, işkenceden geçti ve cezaevlerine atıldı. 17 Haziran 1984 günü Ölüm Orucu’nda hayatını kaybettiğinde arkasında övgüyle söz edilecek zenginlikte bir yaşam bırakmıştı. Mehmet Fatih Öktülmüş dokunduğu bütün hayatlarda ve kişilerde derin, unutulmaz izler bıraktı. Siyasal mücadelede, fabrika direnişlerinde, antifaşist eylemlerde, silahlı çatışmalarda, işkencede ve cezaevi direnişlerinde sayısız öğretici deneyimlerine sahipti.
Oktay Duman, Ölüm Orucu’nda yanı başında bulunan yoldaşı Bektaş Karakaya ile kaleme aldığı bu kitap için tam 68 kişiyle görüşmüş. Böylesi bir sözlü tarih çalışması için bu muazzam bir sayı. Bunda Oktay Duman’ın çabası kadar Fatih Öktülmüş için bir şeyler söylemek isteyen insanların çokluğu da rol oynamış olmalı. Nitekim Fatih’le birlikte çalışmış ya da çalışmalarına tanık olmuş birçok devrimcinin üzerinde hemfikir olduğu gibi Mehmet Fatih Öktülmüş; militan, alçakgönüllü, sempatik, karşısındakiyle sıcak ve kalıcı ilişkiler kurmasını bilen, hesapsız bir dava insanıydı.
Oktay Duman kimdir?
1970 yılında Ankara’da doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara’da bitirdi. 1988-89 döneminde girdiği Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden 1992 yılında politik nedenlerden dolayı ayrılmak zorunda kaldı. İki dönem Ziraat Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanlığı yaptı. 1993 yılında hakkında açılan bir davadan dolayı beş yıl hapis cezası aldı. 1996 yılında Almanya’ya iltica etti. Orada göçmenlerin sorunlarıyla yakından ilgilendi. Farklı kurumlarda yöneticiliğin yanı sıra, yurtdışında çıkan değişik dergi ve gazetelerde serbest gazeteci olarak çalıştı.
Türkiye Almanya İnsan Hakları Derneği’nde (TÜDAY) gönüllü bir aktivist olarak görev aldı. 2013 yılında Türkiye’ye yerleşen Oktay Duman, üç yıldır Türkiye-Kürdistan Devrimci Hareketi ile Filistin Hareketi arasındaki tarihsel ilişkiyi irdeleyen uzun soluklu bir sözlü tarih çalışması ile yakın siyasal tarihimizle ilgili biyografiler üzerine çalışıyor. Yayınlanan çalışmaları: Devrimcilerin Filistin Günlüğü 2 1976-1985, Ayrıntı Yayınları, 2017; Devrimcilerin Filistin Günlüğü 1968-1975, Ayrıntı Yayınları, 2015; Barikatlar Düşerken, Ozan Yayıncılık, 2013; Kristal Gecelerinde Uyuyamam, Zer Yayınları, Almanya, 2006.