Ben sanki sırf Erdoğan’a gıcıklık olsun diye, Taliban’ın açıklamasında ‘Türkiye’yi istemiyoruz’ dediğini söylemişim gibi, Taliban’ın açıklamasını okuyup da ‘Hani burada Türkiye’yi istemiyoruz cümlesi?’ diye benimle dalga geçmeniz ayıp olmuyor mu?
Önce biraz gülelim.
15 Temmuz çakma darbesinin en ünlü isimlerinden ve “ilk yakalama” kararlarını veren Ankara Cim Savcısı Harun Kodalak aynen şöyle dedi:
“Hava Kuvvetleri yapılanmasının Türkiye Cumhuriyeti ordusu pilotlarının yüzde 95’i FETÖ’cüdür o dönemde. Biz bunu ispatladık. Bilgi ve belgelere dayalıdır.”
Bu “FETÖ”nün açılımı Fethullahçı Terör Örgütü” olduğuna göre TSK pilotlarının yüzde doksan beşi o esnada “teröristmiş.”
Ne biçim “teröristmiş” bu pilotlar? Sorması bile ayıp. Bu millet sanki hiç “terörist” görmemiş. Yahu, vazgeçtim yüzde 95’ten, bunların içinden elli altmış “terörist” havalanmış ve birer tonluk kazan bombasını, öyle “saray bahçesine” değil, malum hedeflere atmış olsaydılar, bir iki kent haritadan silinirdi.
Darbe “çakma” olunca, darbenin “teröristi” de o “teröristi” yakalatan Cim şeyi de “çakma” oluyor demek ki…
Güldüğümüz yeter.
Gelelim işin ciddi yanına.
15 Temmuz “Gerçek bir darbeydi, tank paletine atletini sokuşturan halkımız o darbeyi bastırdı” diyen ya da “Ordumuzun tankı affedersiniz, don gömlek ile durdurulamaz, darbecinin sürdüğü tankı vatansever ordumuz durdurdu” diyen bir kimse de bugünkü rejimin muhalifi olamaz. Çünkü mesele “Darbeyi kim önledi?” meselesi değil. “Darbe bilmem nesini kim bu aziz millete kakaladı” meselesi. Şu da var: Bu darbemtrak şeye hem “kontrollü darbe” diyen, hem de o darbenin asıl örgütleyicisini hâlâ “meşru” sayan kimse de rejimin muhalifi olamaz.
Fukara Can Ataklı bir ara ne demişti hatırlayalım: 15 Temmuz darbe değildir, FETÖ diye de bir şey yoktur…
Bana kalırsa asıl “muhalif” laf Ataklı’ya aittir. Hazret ne de olsa eski darbeci Mucip Ataklı’nın yeğenlerindendir. Darbeyi de bilir, darbeciyi de. (Lafını geri almışmış, nasıl geri almış bilmiyorum.)
AKP ve MHP dışında kalan partilerin, şu sıralar seçmenin yüzde ellisini aşan üye ve sempatizanları Ataklı’nın bu lafını ellerini ağızlarına boru yaparak, aynı anda üç defa var güçle çığırsalar, üç vakte kalmadan rejim sizlere ömür olur.
Sanırım buna da güldünüz. Canınız sağ olsun. Zaten ne zaman şöyleden şöyle ederseniz bu rejim çöker desem başlıyorsunuz gülmeye, Örneğin “Kartaca yıkılmalıdır” mı demişim. El cevap: O kadar kolaysa gel de sen yık…” İş bana kaldıysa yandı gülüm keten helva.
Bir türlü işin ciddi yanına gelemedik.
Ha gayret…
Malum NATO Afganistan’dan çekilirken, Türk rejimi orada kalmak istiyor. Bu da Taliban’ı kızdırıyor.
En son ne oldu?
R.T. Erdoğan Taliban’ın sekiz maddelik ültimatomuna karşı şöyle dedi:
“Taliban’ın açıklamalarında ‘Türkiye’yi istemiyoruz’ gibi bir ifade yok…”
Ne var? İzninizle “ne var ne yok” bahsinden bir iki maddeyi aktarayım:
“Türk yönetiminin kararı doğru değildir, egemenliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün ihlalidir ve ulusal çıkarlarımıza aykırıdır. Afganistan İslam Emirliği, Türk ve Afgan ulusları arasında sorunlara yol açacağı için bu ayıp kararı en güçlü şekilde kınamakta ve Türk yetkilileri, geri adım atmaya çağırmaktadır.
Hangi bahaneyle olursa olsun yabancı kuvvetlerin yurdumuzda kalmasını işgal olarak kabul ediyoruz ve işgalcilere 2001 yılında bin 5 yüz âlim tarafından verilen fetvaya göre muamele edilecektir.
Türk yetkililer kararlarını bir kez daha gözden geçirmeyip ülkemizin işgaline devam ederse, İslam Emirliği ve Afgan milleti dini, vicdani ve vatani görevi gereği yirmi yıllık işgalde olduğu gibi onlara da karşı duracaktır ve bu durumda, tüm sonuçların sorumluluğu, başkalarının işlerine karışan ve bu tür duyarsız kararlar verenlere ait olacaktır.”
Hoppala… Buna da mı gülüyorsunuz?
Ben sanki sırf Erdoğan’a gıcıklık olsun diye, Taliban’ın açıklamasında “Türkiye’yi istemiyoruz” dediğini söylemişim gibi, Taliban’ın açıklamasını okuyup da “Hani burada Türkiye’yi istemiyoruz cümlesi?” diye benimle dalga geçmeniz ayıp olmuyor mu?
Siz güledurun, ben “Şahsım” adındaki başkanın akıllara durgunluk veren açıklamasının tamamını aktarayım:
“Taliban’ın açıklamalarında ‘Türkiye’yi istemiyoruz’ gibi bir ifade yok. Kendilerine göre bazı açıklamalar yapıyorlar. Ve bize yönelik bazı yaklaşımları var. Bu adımları atarken bizim Türkiye yönetimi olarak bazı planlarımız var. Bu planlarımızın gereğini yerine getiriyoruz. Gerek dışişleri nezdinde gerek şahsım olarak bu adımları atıp ne gibi görüşmeler yapacağız bunlarla nereye ulaşacağız. Bunun gayreti içerisindeyiz. Taliban’ın yaklaşımı bir Müslümanın bir başka Müslüman’a yaklaşımı değildir.
Burada Taliban’ın adeta bir işgal hareketini devam ettirmesi doğru bir yaklaşım değildir. Biz buradan Taliban’a sesleniyoruz. Kardeşlerinin topraklarını işgal etmeyi bırakması lazım. Bir an önce böylece Afganistan’da barışın egemen olduğunu göstermemiz lazım.”
Eeeee… Kıkırdayıp durmayın.
Ne de olsa Recep Bey konuşuyor…
Ciddiyet lütfen…