30 yıllık tutsaklığı sürecinde 30’un üzerinde kitap kaleme alan Nusret Yıldız, ‘Zindan şartlarında mücadelenin devam etmesi, edebiyat, felsefe, tarihi yazmaktan geçiyordu. Bu duyguyla yazarlığa el attık’ dedi
Amed 8’inci Kitap Fuarı, 9 günün ardından sona erdi. 26’sı Kürtçe olmak üzere, 216 yayınevi stant açtığı fuarı, on binlerce kişinin ziyaret etti. Fuarda, çok sayıda yazar okurlarıyla buluşarak, kitaplarını imzaladı. Kitaplarını imzalayanlardan biri de cezaevinde geçirdiği 30 yıllık tutsaklık döneminde, 30’un üzerinde eser kaleme alan Nusret Yıldız. Aydın’da 1993’te tutuklanan ve Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesince (DGM) “devletin birliği ve bütünlüğünü bozma” iddiasından müebbet hapis cezası verilen Nusret Yıldız, 18 yaşında girdiği cezaevinden 48 yaşında çıktı. 30 Ekim 2023’te Şakran 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nden tahliye edilen Nusret Yıldız, cezaevi sürecinde 30 eser kaleme aldı. Sadece “Ben Ehmedê Xani’yim” eseri Aram Yayınevi’nden çıkan Nusret Yıldız’ın diğer eserleri ise baskıyı bekliyor.
‘Zindanda direnişe devam ettik’
Eserlerin çoğunu Kürtçe ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda felsefe, tarih ve edebiyat alanında verdiğini ifade eden Nusret Yıldız, yazmayı mücadelenin devamı olarak gördüğünü kaydetti. Tutuklandıktan sonra mücadelenin yolunu aradığını belirten Nusret Yıldız, “Zindan şartlarında mücadelenin devam etmesi, edebiyat, felsefe, tarihi yazmaktan geçiyordu. O yüzden her ne kadar gençken duygusal tepki göstermiş olsak da, kökümüzü bilmiyorduk. ‘Kürt’üm’ diyen biri önce kökünü bilmeli. Sağlıklı bir mücadele, kültür-sanat ve tarihi istiyor. Bu duyguyla yazarlığa el attık. Yazarlığımız bu çerçevede devam ediyor” ifadelerini kullandı.
‘Direnişin yolu edebiyattır’
“Mücadelenin, direnişin yolu edebiyattır” diyen Nusret Yıldız, edebiyat ve tarih ilişkisine dikkati çekerek, “Edebiyat tarihten, tarih de edebiyattan çıkmış diyebiliriz. İkisi bir birini tamamlıyor. Fakat felsefesiz de olmuyor. Felsefe de derinliğini gösteriyor. Tarihi, kültürü açıklamak için felsefik bir zihin gerekli. Bunun için esnek bir zihin gerekli. Eğer esnek bir zihin yoksa tarihi açıklamak zordur” diye konuştu.
“Kürt tarihi konusunda elde veri yok” söylemlerini doğru bulmadığını ifade eden Nusret Yıldız, “Kürt halkının tarihinden daha büyük bir tarih yok. Elbette bütün halkların tarihine saygı gösteriyoruz, ama bizim tarihimiz onlarınkinden daha eski. Belgelerimiz de var. Biz onlardan uzak kalmışız, merak etmiyoruz. Kürt tarihinin çıkarılması, açıklanması insanlığa çok büyük hizmet olur. Bu inançla yazmaya başladık” dedi.
‘Cezaevinde kitap yazmanın zorluğu’
Cezaevinde, zaman, mekân, teknik ve fikre tahammülsüzlük nedeniyle kitap yazmanın zor olduğunu dile getiren Nusret Yıldız, “Mesela bir, 4 yıl, 10 yıl büyük bir emek veriyorsun, ortaya bir ürün çıkarıyorsun; bir bakıyorsun bir gün geliyor el koyuyor, götürüyor, vermiyor. Sadece yazmak yetmiyor, bunun savunması da büyük bir zahmet istiyordu. İstesen de istemesen de bu da ortaya bir oto-sansür çıkartıyordu. Ürünlerine el koyulmaması için kendini sansürlüyorsun” şeklinde konuştu.
‘Yayınevleri dijital istiyor’
Tutsak yazarların önünde bir teknik sorunu olduğunu aktaran Nusret Yıldız, tutsak yazarların, eserlerini elde yazmak zorunda olduğunu ancak, yayın evlerinin eserlerin dijital ortamda oluşturulmuş şeklini istediğinin altını çizerek, bunun haksızlık olduğunu vurguladı. Bu teknik sorun nedeniyle cezaevinde kaleme aldığı 30’un üzerindeki eserlerinden sadece “Ben Ehmedê Xani’yim” eserinin basıldığını söyleyen Nusret Yıldız, “O da bilgisayar imkanı gördüm, birileri bana bilgisayara yazdı, kitap çıktı. Ama diğerleri, özellikle de Kürtçe olanlar bilgisayara geçirilmediği için birikmiş, bekliyor. Onlar da bilgisayara geçildikçe basılacak” dedi.
Cezaevine girdiği dönemde, Türkçe konuşan Kürtlerin kendi toplumlarında ayıplandığını, “kökünü kaybetmiş” olarak görüldüğünü, ama cezaevinden çıktıktan sonra herkesin Türkçe konuştuğunu gördüğünü dile getirdi.
Katıldığı ilk fuar
Bir kitap fuarına ilk defa katıldığını belirten Nusret Yıldız, bunun kendisine mutluk verdiğini ifade etti. Fuar için “Amed ruhunu burada gördüm” diyen Nusret Yıldız, “Bu fuar, Kürt kültürü için büyük bir hizmet. Ne olursa olsun, ne kadar eksik olursa olsun, eksiklikler önümüze engel olarak çıkmasın. Bu fuarların her zaman devam etmesi gerekiyor” diye belirti.
Haber: Rukiye Adıgüzel / MA