27 Eylül 2020 tarihinde Azerbaycan ordusunun tüm Dağlık Karabağ Cumhuriyeti sınırları boyunca başlattığı savaş, 10 Ekim 2020’de Ermenistan ordusunun mutlak yenilgisi ile sonuçlanmıştı. 44 gün süren savaşın sonunda resmi açıklamalarla Ermenistan ordusu 3.500, Azerbaycan ordusu ise 2.500 civarında asker kaybı yaşadı. Savaşın bitiminde, Karabağ’ı çevreleyen ve yaklaşık 30 yıldan beri Ermeni ordusunun işgali altında bulunan yedi bölgenin dışında, Karabağ’ın ikinci büyük kenti sayılan Şuşi de Azerbaycan tarafından ele geçirildi.
10 Ekim 2020 tarihinde imzalanan antlaşma bölgede önemli gelişmelere yol açacak maddeler içeriyor. Çatışan tarafların arasında bir barış gücü oluşturmak üzere Rus askerleri bir kez daha Güney Kafkasya’da mevzileniyorlar. Zankezur bölgesinden açılması planlanan bir transit geçişle Türkiye ve Azerbaycan arasında kara ve demir yolu ulaşımı sağlanıyor. Türkiye askeri gözlemci sıfatı ile Azerbaycan’da askeri üs kurma ihtimallerini zorluyor. BM tarafından tanınmayan De Facto Karabağ Cumhuriyeti’nin statüsü ise ilerleyen zamanlarda gerçekleştirilecek müzakerelere bağlanmış halde.
27 Eylül sabahına kadar ilk Karabağ savaşında ele geçirdiği Azeri topraklarını iade etme konusunda isteksiz davranan Ermenistan hükümetleri, 10 Kasım’da imzalamak zorunda kaldıkları antlaşma ile çok ağır bir şok yaşadılar. O güne kadar savaşın gidişatı hakkında yanıltıcı bilgiler aktaran Paşinyan yönetimi ve ordu makamları, antlaşmayı imzalamamanın çok daha ağır asker ve toprak kayıplarına yol açabileceğini itiraf ettiklerinde, Kremlin satranç tahtasındaki taşları en elverişli hale çoktan getirmişti.
Bu beklenmedik yenilgi doğal olarak Ermenistan’da siyasi bir krize yol açtı. 2018 baharında kitlesel sivil itaatsizlik eylemleriyle oligarşik yapıların siyasi egemenliği kansız bir devrimle yıkılmıştı.
Başkanlık sisteminden parlamenter düzene henüz yeni geçmiş olan ülkede gazetecilikten gelen ve sivil itaatsizlik eylemlerini örgütleyen Nikol Paşinyan hükümet kurarak devrimin kazanımlarını hayata geçirmeye çalıştı. Yenilginin faturası eski iktidarın temsilcileri tarafından Başbakan Paşinyan’a çıkarılmak istendi.
Bu şartlar altında gerçekleşen erken seçimin sonuçları ise Ermenistan halkının bir kez daha oligarşi çetelerine teslim olmayacağı iradesini yansıtıyor.
Seçimlerde devrimci kanadın mutlak başarısından sonra Ermenistan’da istikrarın yeniden tesis edilmesinin karşısındaki en önemli etken dış müdahaleler. Azerbaycan askerlerinin gerçekleştirdiği sınır ihlallerine karşı Paşinyan somut tutum almak zorunda. Düne kadar daha büyük bir çatışmayı önlemek adına silahlı müdahaleden kaçınan Ermenistan ordusu bu aşamadan sonra sınır güvenliğini her ne pahasına olursa olsun, korumakla yükümlü.
Erken seçim başbakan Paşinyan’ın arkasındaki halk desteğinin teyid edilmesi anlamında çok önemli bir sınav oldu. Bu sürecin kaybedeni ise, rövanşist bir histeriyle hareket eden Ermeni Devrimci Federasyonu, ya da yaygın bilinen adıyla Taşnak partisi oldu. Yanlış ata oynamanın sonucu olarak, Ermenistan’da zaten önemli bir anlam ifade etmeyen bu geleneksel parti, diasporada da ağır bir zemin kaybına uğramış oldu.
Ermenistan’ın önünde yanlışlardan ders çıkaracağı yeni bir dönem başlıyor.